Edirne’nin değeri, güzellikleri, insanların çağdaş yaşamı, tarihi değerleri, Edirne’de yaşayıp daha sonra ayrıldıktan sonra daha iyi anlaşılıyor.
Mersin’de yaşadığı dönemde torunum bunu en güzel şekilde dile gietirmişti. Bana bir gün” Dede bir 22 plakalı araç görsem sürücünün yanına yaklaşıp konuşup hasret gideriyorum” demişti ve ardından” Edirne’nin kıymeti bu kentten uzaklaştıktan sonra daha iyi anlaşılıyor” diye Edirne özlemini vurgulamıştı.
Yine böyle, Edirne özlemini ifade eden bir tanımlamaya tanık oldum. 2006- 2009 yılları arasında Edirne’de başsavcı olarak görev yapan İbrahim Ethem Dikmen, Edirne’de görevini tamamlayıp başka illere tayin olmuş. Daha sonraları emekli olmuş.
Şimdi İzmit’te avukatlık yapıyormuş.
Edirne’de yaşadığı güzel ı günleri unutmamış.
Belli zamanlarda Edirne’ye gelerek hasret gideriyormuş. Kendisiyle yaptığımız sohbetimizde Edirne’ye olan sevgisini bana şu cümlelerle ifade etti “ Edirne’de yaşadığımız sürede ailecek mutlu bir hayat yaşadık.Buradan ayrıldıktan sonra Edirne sevgim devam etti.
Bu kente gelip yerleşmek isterim. Edirneliler bu güz el kentin kıymetini bilmeli.
Edirne gibi çağdaş insanları sevecen bir ili özlememek mümkün değil. Ben Fırsat buldukça bu güzel kente gelip arkadaşlarımla sohbet ederek hasret gideriyorum.
Edirneliler bu tarihi kentin kıymetini bilsinler, Deryada yaşayıp onun kıymetini bilmeyen balık durumuna düşmesinler. Bu kentin kıymetini ancak buradan uzaklaştığınızda daha iyi anlıyorsunuz” dedi
Böyle özelliğe ve güzelliğe sahip kentimize sahip çıkmalıyız. Onun bazı çevrelerce yozlaştırılmasına ve beşeri yapısının değişmesine izin vermemeliyiz.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
AMACIMIZ BU GÜZELLİKLERİ TANITMAK
Edirne Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan çeşitli meslek kurslarıyla halkımız meslek sahibi oluyor. Bu konuda faaliyet gösteren onlarca kurs var.
Bunların halka tanıtılması lazım. Bu amaçla ilgili müdürden izin alarak kursları tanıtmak için Ayşekadındaki kurs yerine gittiğimde bir dizi bürokratik engelle karşılaştım.
Müdürün izni ve telefonla talimatı olmasına karşın buradaki kurslarla ilgili haber yapma imkanı bulamadım. Bana “şuradan izin al yazılı belge getir. Kurs hocaları ve kursiyerlerin izni olursa haber yapabilirsiniz” gibi çeşitli gerekçeler öne sürüldü.
Bir hizmet kamuoyuna tanıtılırsa değeri o kadar artar.Halk Eğitim Merkezi kurslarımız gerçekten halkımız için çok faydalı kurslar. Ne yazık ki, bu güzellikleri kamuoyuna tanıtmanın haber yapmanın yolunu bulamadım. Yetkililerden burada bir kez daha rica ediyorum.
Böyle güzel hizmetler yapılıyor. Bizler de onları halkımıza duyurmak istiyoruz.
Amacımız sadece haber olarak bu güzellikleri iletmek.
Böyle önemli ve faydalı hizmetleri halka duyurmanın ne sakıncası olabilir.
Yetkililerden bu konuda yanıt ve kurslarla ilgili haber yapmak için ne yapmak gerektiği konusunda açıklama talep ediyorum.
Bugüne kadar çeşitli yolları denedim olmadı.Bu hizmetler tanıtmayı amaçlıyorum yetkililerin bilgisine ve ilgisine sunuyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FESTİVAL ÜRÜNLERİNİ ÇEŞİTLENDİRMELİYİZ
Edirne’nin Uluslararası üne kavuşan Bando ve Ciğer Festivalini kutluyoruz. Böylece kentimizin güzelliklerini tanıtmış olacağız. Bu etkinlikler nedeniyle kentimize gelecek turistlere bölgemize has ürün çeşitlerini daha da artırmalıyız. Ne yazık ki bu konuda yeterli çalışma yok.
Bakıyoruz. Başka iller ismi Edirne ile anılan peyniri çeşitli türlerle tanıtımını yapıyor.
Bunlar uluslar arası TV kanallarında duyurulup bu ürünler sahipleniliyor.Aslında ilimize has olan bu ürünü neden yeterince tanıtamıyoruz, çeşitlerini artıramıyoruz.
Bir Gaziantep, Kars ve Ezine bu ürünleri iyice sahiplendi.Edirne peyniri Ezine peynirine dönüştü.
Bunun sonunda Edirne peynirinin pazar alanı daraldı, Bunun yanında ilimizdeki peynir üretim yerleri olan mandıralar da azaldı.
Bölgemizin en önemli gelir kaynaklarından biri olan peynirciliği geliştirmek konusunda neden gerekli çabayı yapamıyoruz. Tava ciğerini fedakar bir iki esnafımız kendi çabalarıyla hiçbir destek olmadan ülke genelinde tanıttı,
Edirne’ye gelenler tava ciğerini yemeden gitmiyor. Diğer ürünlerimiz için aynı çaba neden gösterilmiyor.
Bunun için tüm esnaflarımız elini taşın altına koymalı, fedakarlık yaparak ürünlerinin tanıtımına katkı yapmalı” Bu işi başkaların yapsın ben yararlanayım” mantığı ile b işler yürümez. Edirne’ye has ürünlerin tanıtımı için bir kampanya başlatılmalı. Bu tanıtımlar sadece Ciğer Festivali ile sınırlandırılmamalı. Aynı çabalar başta peynir olmak üzere diğer ürünler için de gösterilmeli.
-------------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
GÖKBİLİM , SELÇUKLULURLA BAŞLADI
Tarihimizde ilk gök araştırmacılığı Selçuklularla başladı. Ay ve Güneşin yörüngeleri üstündeki devinimlerini gösteren çizelgeler Selçuklular devrinde yapılıyor.
Bu araştırmalarda kullandıkları özel araçlarla mevsimlerin ve havanın durumunu bildiren takvimi buldular. Sonraki yüz yıllarda da Uluğ Bey, gökle ilgili araştırmalarını Zici Uluğ Bey ( Uluğ beyin çizelgesi) adında bir kitapta topladı.
FIKRA
REKLAMIN BÖYLESİ
Bir fabrikatör arkadaşına dert yanıyordu:
“Geçen hafta iyi bir gece bekçisine ihtiyacım var diye gazetelere ilan verdim ya..”
Arkadaşı
"Eee ne oldu?”
“Ne olacak ? ilanın çıktığı gün fabrikam soyuldu..”
ÖZLÜ SÖZ
“İnsanların ahlaklarını bozan zenginlik değil. zengin olma tutkusudur.”
De.BONALD