Edirne Tarım ve Ormancılık İl Müdürlüğünde gerçekten topluma yararlı olabilecek bir eğitim etkinliği düzenlendi.
Eğitimin amacı kısaca şu: İnsanların iletişiminde daha uyumlu ortam sağlamak konuşmadan önce düşünmeyi aktifleştirmek iletişimde alternatifleri görme kısaca tepkiye etki eğitimi olarak bilinen etkinlikte konuşmacı olarak Davranış Bilimleri Uzmanı Buse Sena Karataş, sinevizyon görüntüsüyle kendi yaşamından da örnekler vererek insanların karşılıklı iletişiminde eksikleri ve bu konuda yapılması gerekenleri dile getirdi. Kurumlarda çalışanlar için çok yararlı olabilecek bir eğitimi sundu.
Bu eğitimin sadece kurumlarda çalışan personelden ziyade tüm topluma verilmesi gerekir.
Özellikle siyasilerin bu tür eğitimden geçmesinde yarar var.
Siyasilerimiz ,kullandıkları üsluplarıyla toplumun karşısına çıkıp yaptıkları konuşmalarıyla , halkı adeta kamplara bölünüyorsa sen istediğin kadar topluma davranış eğitimi ver.
Hani bir söz vardır. “Balık Başkan Kokar” denir.
Toplumun siyasilerin kutuplaştırıcı üslubundan ve onu yansıtan medyanın aynı yöntemi kullanmasından etkilenmemesi mümkün mü?
O durumda devletin memuru ne kadar Etki Tepki eğitimi alıp uyumlu hareket etse karşısındaki siyasilerin kullandıkları karşı tarafı suçlayıcı, itham edici üslup kullanması halinde nasıl uyum sağlanacak,
Bu uygulamalar tek yanlı yürümez. Biri suçlayacak diğeri susacak böyle uyum sağ3lanamaz. Sorunlarda ortak nokta bulunmalı. Bu tür eğitimlerden önce siyasilerin sınavdan geçmesi gerekir.
Onların bu toplumu kutuplaştıran konuşmaları sürdüğü müddetçe toplumda huzur ve barış ortamının sağlanması mümkün değildir.
Pazarcı esnaflarımıza da “Öfke Kontrolü” eğitimi verilecekmiş. Sen piyasanın içine düştüğü durumdan ,hayat pahalılığından pazarcı esnafını suçlar, halkı buna yönlendirirsen öfke kontrolü eğitimi ile sen esnafları teskin edemezsin. Aslına bakılırsa toplumun her kesiminin bu yönde eğitime ihtiyacı var.
Tabii ki en başta siyasilerimiz bu eğitimden geçmeli.
----------------------------
VATANDAŞ OLMAK
Tarih boyunca tüm dünyada insanlar kendi haklarını savunmak yurttaş, vatandaş, birey olabilmek için mücadele vermiştir.
Otoriter rejimlerin hiç biri insanların bireysel haklarının kazanılmasına örgütlenmelerine izin vermez ve vermemiştir.
İnsan haklarının gasp edildiği yönetiminde toplumun hak arama girişim olduğunda bu girişimler anında engellenmiş, bazılarına kan dökerek mani olunmuştur,
Tarihimize göz attığımızda Şeyh Bedrettinler, Pir Sultan Abdal’lar Köroğlu, Dadaloğlu,Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve bunlar gibi niceleri vatandaşlık haklarına, hürriyetlerine sahip çıkmak için mücadele etmiş çoğu bu mücadelede canlarını vermişlerdir.
Bu uğurda yapılan yurttaşlık mücadelesinde Avrupa’da binlerce insan yaşamını yitirmiş, bazıları yerinden yurdundan olmuştur..
Bir ülkede insan haklarını dışlayıp iktidara gelenler hiç bir zaman kişisel hürriyetlere, vatandaşların haklarının kazanımı mücadelesine sıcak bakmamış, bu girişimlerin otoriter rejimlerine, saltanatlarına zarar vereceği gerekçesiyle bu hak arama olaylarını genellikle kanlı şekilde bastırmıştır.
Bu uğurda ülke yararını düşünerek vatandaşlık haklarını kazanmak için canlarını veren ve mücadele edenlerin isimleri,ı tarih boyunca yaşamış anılarda kalmıştır.
Kuyucu Mustafa Paşa, Hitler Muslini ve benzerleri gibi yurttaşlık haklarının kazanımı uğruna mücadele veren insanları katledenler nefretle anılmaktadır.
Yurttaşlık vatandaşlık hakları insanların en doğal ve vazgeçilmez haklarıdır.
Dinimiz de bunu emreder.
Bu hak, birinin hakkının bittiği yerde diğerinin hakkının başladığı anlayışının kabulü demektir.
-------------------------------
HEPİMİZ BİR ENGELLİ ADAYIYIZ
Bir toplumun çağdaşlık seviyesi engellilere verdiği değerle ölçülür.
İlimizde engellilere yönelik önemli hizmetler yapıldı bu inkar edilemez.
Yalnız, engelleler derneği yetkililerince hakları konuda yakınmalar var.
Engelleler bazı kurumlara ve ulaşmak istedikleri yerlerde sorun yaşıyor.
Binalarda engelli sorunu dikkate alınmıyor. Engellerin tuvalet ihtiyaçlarını gidermede sorun yaşanıyor.
Engelli araçlarının yoldan inip bineceği yerlerde özel araçlar park ediyor.
Engellilerin etkinliklerine protokol mensupları gereken ilgiyi göstermiyor.
Engelli vatandaşların ulaşım araçlarına binmelerinde sorunlar yaşanıyor.
Engillere yapılan yardımlarda tekerlekli araç yerine akülü araç yardımı yapılması isteniyor . O olmadığı takdirde vatandaşlar akü alımına destek vermesi öneriliyor. Bunlar engelli vatandaşlarımızın talepleri ilgililere duyurulur.
Şunu unutmamalıyız ki her sağlıklı vatandaş bir engelli adayıdır..
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
AÇ FARE VE BAZI SİYASİLER
Aç bir fare kıt kanaat yaşarken, şans önüne mısır dolu bir sepet çıkarmış.
Sepetin küçük deliğinden içeni giren fare sevincinden çıldıracak gibi olmuş.
Farenin gözü o kadar açmış ki,mısın taneleri içinde doğduğundan bu yana hiçbir şey yememiş gibi karnını mısırlarla bir güzel karnını şişirmiş.
Karnı ile birlikte gözü de doyan fare tekrar yuvasına dönmek istediğinde girdiği delikten çıkamamış.
Fare sepetin içinde ağladığını duyan sansar, farenin içinde bulunduğu sepetin yanına gelmiş. Sepetten çıkamadığını görünce fareye şu öğütte bulunmuş:
-“ Fare arkadaş sepetten dışarı çıkman için yapacağın şey çok basit. Delikten girdiğin haline dönünceye kadar hiçbir şey yemeyeceksin o zaman çıkabilirsin” demiş.
Kıssadan hisse bu örnek rüşvetle suçlanan siyasilere örnek oluşturur mu?
------------------------------------
KAVAĞA TIRMANAN KABAK
Bir tarlada kavak ağaçları içine ekilen kabak, o yıl köken salarak birkaç ay içinde yükselerek kavağın boyuna yaklaşmış.
Sonbaharın gelmesiyle birlikte soğuğun da ektisiyle kavak kökeni solmuş.
Kavak birkaç ay içinde kendi boyuna ulaşmak isteyen kabağa” ben bu boya ulaşmak için yıllarımı verdim.Sen ise buna birkaç ay içinde ulaşmak istedin.
Sonunda soğuğa yenik düştün. Olacağı buydu.
Bir yere kısa sürede ulaşmak isteyenlere bu çarpıcı bir örnek.
------------------------
FIKRA
EVRAKLAR
Muhasebecilik yapan Dursun patronu olan Temel’e sorar:
“ Efendim işyerimize ait miadı dolmuş çuval dolusu evrak var. Çok yer kaplıyor onları ne yapalım.?”
Temel:
“” O evrakların hepsini yakın” der
Dursun:
“ Emredersiniz” der odadan çıkar.
Bir süre sonra patron Temel Dursun’a seslenir:
“ Dursun bu yakacağımız evraklar hiç beklenmedik bir zamanda lazım olabilir. Sen bu evrakların fotokopilerini çıkar ondan sonra yak” der