Daha önceki yıllarda okullarda okuduğumuz ders kitaplarında bazı konularında bugün tamamen aksi görüşlerin ortaya atıldığını görüyoruz.
Haklının ve doğrunun tek olacağı yazılmış bize anlatılmıştı.
Haklılığın güçlüye göre değişebileceği konusunda bilgi edinmedik.
Ülkemiz tahindeki, çarpıklıklar , saptırmalar bir yana, özellikle hak arama, hukuk alanında görülen çarpıklıklarla insanların nasıl haklarını arayabileceği konusunda son yıllarda şüpheler doğdu
Hukuk, insan güvencesi için hayati en önemli hak arama yeri.
İnsanların en kutsal hakkı olan yaşam hakkı ve güvencesi ancak hukuk güvencesi ile sağlanıyor.
Bakıyoruz, bir günahsız insan sokak ortasında öldüresiye dövülüyor. Failler yakalanıyor. Sonra bakıyorsunuz, kulakları çekilip “ Bir daha yapma sıkın” dercesine serbest kalabiliyor.
Bu şartlarda insanların yaşam güvencesi nasıl sağlanacak. Bunu örnek alan bazı kişiler” Nasıl olsa cezası yok. Ben de gözüme kestirdiğim, gıcık aldığım birini pataklayayım” dese ne olacak.
Bu örnekler herkes gibi özellikle basın mensupları olan bizleri de korkutuyor.
Bu, adeta daha önceleri yazılan ders kitaplarını bir yana bırakıp yeni uygulamalara göre yeniden yazılmasının yolunu açıyor.
Bir hukuk fakültesi öğrencisine sordum. Bu olanları sınavlarınızda sorulduğunda cevap olarak bu uygulamaları yazsanız onaylasanız doğru kabul edilir mi?
Öğrencinin yanıtı şu oldu: Bırakın iyi not almayı hocalarımızdan tepki görürüz” dedi.
Bu arada hocalarının bu olanlardan ne kadar etkilendiği, uygulamalar karşısında ne yaptıkları ayrı bir konu.
Eğitim kurumlarımız yetkililerinin ülkedeki yasaları zorlayıcı uygulamalar karşısındaki sessizliği zamanla onlara fatura edilecektir.
İnsan olanları görüp, siyasilerin çocukların dahi yapamayacağı konuşmaların dinledikçe ister istemez “ bunlar halkla alay mı ediyor” diye düşünmemek mümkün değil.
HIZLI TREN GELECEKMİŞ
Ülkemizde her seçim öncesi siyasiler, gerçekleşmeyecek olsa da halka müjde vermeyi ihmal etmez.
Geçmiş tarihlerdeki basın yayın organlarına göz attığımızda o zaman da ne müjdeler verilmiştir.
Ülkenin bir yerinde kaliteli petrol bulunduğu ,değerli maden yataklarının olduğu, emeklilerin ve çalışanların enflasyona ezdirilmeyeceği gibi müjdeler seçim dönemlerinin değişmez vaatleridir.
Bakıyoruz. İstanbul Mahalli seçimler öncesinde AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Edirneliler için hızlı tren müjdesini veriyor.
Söylediğine göre,tren hattını yapacak firma ile sözleşme yapılmış. Edirneliler kısa sürede hızlı trene kavuşacakmış. Bu müjde bugüne kadar belki onlarca defa halka duyuruldu.
Bu da onlardan biri.
Hazlı trenin öyle çok kısa zamanda Edirne’ye geleceği meçhul.
Siyasilerimiz onu bıraksın. Edirne için hayati önemi olan Ergene Nehri ne zaman temizlenecek,
Çakmak Barajı konusu ne oldu. Edirne’nin kuzey bölgesindeki tarlaların sulanmasını sağlayacak projeler ne durumda.
Çiftçiler zarar üstüne zarar görüyor.
Son olarak ayçiçeklerindeki köse hastalığı nedeniyle tarlalarını yeniden ekmek zorunda kalıyorlar, üreticilerin zararını karşılama imkanı yok mu?
Çorlu tren kazasında hayatını kaybedenler haklarını arıyor, bu konuda çabanız ne olacak.
Bu sözlerim sadece Aksal’a değil tüm bölge milletvekillerine yöneliktir.
Trakya toprakları bir bir elden gidiyor. Parlamenterlerimizin bu konuda ne gibi çabaları var. Bırakın siz Hızlı Treni, o yavaş ta olsa zamanı geldiğinde Edirne’ye ulaşır. Biz böyle acil sorunların çözümünde gayret içinde olun yeter.
KENT KONSEYİ YÖNETİCİLERİ HAKLI
Edirne Kent Konseyi Genel Kuruluna katıldım. Oldukça seviyeli bir toplantı oldu. Özellikle burada yapılan konuşmalarda Edirne’ye hizmette görülen eksiklikler dile getirildi.
Bu konuda çaba harcaması gereken kurumların mahalli idarelerle uyum içinde çalışması gerektiği vurgulandı.
Yapılan konuşmalarda muhtarların da bölgedeki sorunların çözümünde daha aktif olarak görev almaları belirtilerek, böyle toplantılarda muhtarların da bulunması istendi.
Bu doğru. Mahalle muhtarlarımızın Kent Konseyi toplantılarına gitmelerinde orada fikirlerini söylemelerinde yarar var.
Çünkü, mahalle sorunlarını en iyi onlar bilir. Bu bilgiler kent konseyinin de katkıları ve çabasıyla daha kısa sürede sorunlar çözüme kavuşabilir.
Edirne’de kurumlar arası dayanışmada büyük eksiklik olduğu muhakkak.
Muhtarlarımızın kent Konseyi ve bu yönde gayret gösteren kurumlarla birlikte hareket ettiklerinde Belediyelerin işlerini daha düzenli yapmalarını sağlayabilir.
Ülkenin değer bölgelerindeki uygulamalara bakıldığında şehirlere yapılacak hizmetlerde ve sorunların çözümünde tüm demokratik kuruluşların, odaların aynı noktada birleştiklerini görüyoruz.
Bu sorunların Ankara düzeyinde de çözümünü kolaylaştırıyor.
Dileğimiz Edirne’de de bu birlik ve beraberliğin sağlanması.
Yoksa bugün olduğu gibi yine “ Havanda su dövmeye” devam ederiz.
Bundan da Edirne zarar görür.
FIKRA
EN YARARLI HAYVAN
Öğretmen ders saatinde sınıftaki öğrencilere sormuş:
“ En yararlı hayvan hangisidir”
Öğrencilerin tamamı , inek , tavuk, öküz, koyun gibi hayvanları saymış.
Yalnız bir öğrenci:
“ Erkek timsahlar” demiş
Öğretmen bu cevap karşısında şaşırmış:
“ Neden erkek timsahlar.?”
Öğrenci gayet sakin cevaplamış:
“ <Bir dişi timsah her seferde yüz kırk yumurta yumurtluyor. Erkek timsahlar acıktıkları zaman bu yumurtaların yüz tanesini ,bazen daha fazlasını yiyor. Düşünün bir kez eğer erkek timsah dişi timsahın yumurtalarını yemeseydi, bütün dünyada insanlardan daha fazla timsah olacaktı.Bu timsahlar da elbette bizi yiyecekti”