BALKONCALAR

Balkoncalar

açtı içimde nisan

renkler kavmi göçte,

gülünce gülistan.

Yılgın barışçı

kışa açan kardelen

kapılar güm gümledi

sevda sevda gelen

ortancalar,

utangaç açtı maviyi

yaz dönmeden deliye

N.T

Balkonlar yeni başlayan çöl sıcaklarından sonra önem kazanmaya başladı bile. Çünkü onlar dış dünyaya açılan minik odalar gibi havadar ve kırsal. Hele saksılar ve rengarenk çiçekler de güzellik katıyorsa yazlıktasınız demektir. Yani denizi olmayan yazlıkta.Denizimiz yok ama üç güzeller var, sonsuza akıp durmaktalar. Kentimizi canlılık, yeşillik ve serinlik taşıyorlar… Onlar da bize yeter de artar bile.

Ancak denizimiz yok sanmayın. Enez’e varırsanız kuzey Ege kendini gösterir. Gala Gölü’nün zenginlikleri size el sallar. Kuşları , balıklarıyla ve çevresindeki çeltik tarlalarıyla heyecan katar.

İşiniz, gücünüz ve sağlığınız uygunsa Saros Körfezi kucağını açmış bunalanları bekler. Enez’den Erikli’ye değin kurulu siteler oraları yakında canlı kılar.

23. Haziran’da yapılacak seçimler var ya bazen kendimin de oy vereceği sanısına kapılıyorum, nedense. Bu bekleyiş sanırım çok kişiyi ve özellikle partileri tedirgin ediyor. Öyle söylentiler çıkıyor ki, anlamak ve inanmak bile kuşkulu. Zaten ben, her söylenene kolay kolay inanmam. Çünkü bu söylentilerin çoğu dedikodu düzeyindedir. İşkembe-i Kübra’dan atanlar da az değil hani. Kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesenler de cazgırı anımsatıyor bana.

İnsanlar bazı özellikleri de can sıkıcı. Bir çok kişi kendinden başka herkesi küçümser, alay etmeye çalışır. Kendini eksiksiz ve her şeyi biliyorum sananlar, yalnızca kendini kandırır. Kendiyle barışamaz. Bir de şu çok konuşanlar. Yani çenesi düşük geveze tipler; mangalda kül bırakmayanlar… Doğru ve mentıklı şeyler söyleseler hadi neyse. İçi boş tenekeler gibi öterler. Dinleyenlerin de canını sıkıp yanlarından kaçırırlar.

Bazı gazetelerin ve TV programlarının yansıttıkları de içler acısı…