BİLGİ YARIŞMALARI VE…

Yarışmalar…

Bazıları ilginç ve izlenebilir. Özellikle sözcüklerle ilgili olanlar…

Ancak dikkatimi çeken bir nokta var:

Bazı bilinmeyen kelimeler açıklanmakta, Şöyle açıklamalar.

- Arapça kökenli...

- Farsça dan dilimize geçmiş…

- Fransızca’dan dilimize geçmiş..

- Şurdan , buradan.. söylemleri bilmem ama benim canımı sıkmakta..-

Yahu hiç mi Türkçe kökenli sözcüğümüz yok. İnsanın yüzü kızarıyor. Buna rağmen “dilimizin zenginliği” diyerek boyuna şurdan burdan sözcük taşıyanlar ve bunu doğal sayanlar…

Yok “mezar taşları okunamıyormuş”, yok “kuşaklar biribirni anlamakta zorluk çekiyormuş!...

Bu ve benzer savunma mekanizmaları geriye dönüşün , eskiye özlemin yansımaları gibi geliyor bana.

Hangi ülke kendi dilini korumuyor, geliştirip zenginleştirmiyor. Sınırlar olduğu sürece; dilini de kültürünü de, gelenek ve göreneklerini de… korumak ve kollamak zorundasın. Yoksa Emperyalizmin kültür sömürüsüne kapılır, Artık sınırlar kalacakmış. Şimdiye değin hangi ülkenin sınırları kaldırıldı?Evrensel düzeye ulaşmak şimdi,li,k Sanal.. Ha; şu kadar yıl sonra… O da belki; olabilir

Kültür sömürüsü başka şeylere benzemez. O ülkeyi topla tüfekle uğraşmadan, avucunun içine alabilir zamanla. Ayırdında bile olmazsınız. Unutmamalı, burası Türkiye. Dilim iz de Türkçe. Anadil kökenli Türkçe hem de. Bu ülkeye yağmur da, kar da Türkçe yağar. Dilimizi gözün gibi korumak, onu zenginleştirp özleştirmek hepimizin görevidir. Irkımız, inancımız ne olursa olsun…

Çünkü başka Türkiye yok…

-------------------------------

Son olaylar ülkemizi biraz daha germiş gibi.. Meclisteki yumruk yumruğa kavgalar, en azından can sıkıcı. Halk sizi oraya kavga etmeniz için değil ülke sorunlarını çözmeniz için gönderdi. Yakışıksız olaylar “iç güvenlik yasası” yüzündenmiş. Neden ne olursa olsun,uygun değil bu kabalık.

Kadınlara yönelik şiddet sürüyor yine. Kadınlara saldırı olayı bile kafamıza dank etmedi. Etmeliydi oysa. Soruna çözün aranacağına, bir birimizi suçlamak ne sağlar, neyi çözer. Yalnız ve yalnız çözümsüzlük üretir kanımca.

Hele bazı olumsuzlukların inançları çarpıtarak açıklanması, nerede, nerelerde olduğumuzun kanıtı gibi.

-Üsmen Ağa Merhaba!

Bizim torun merhaba deyince şöyle yanıtlar:

Mertan tebaa, sen eşek ben araba!..