Toplumumuzda insanlarımızın çoğu zaman egoları kendi çıkarları ağır basıyor.
Kendimizi ön planda tutma alışkanlığımız her zaman ön planda oluyor.
Kendimizin bulunmadığı, bizim dışımızda gelişen toplumsal konulara pek ilgi duymuyoruz. Toplumda ben anlayışı yerine biz deme alışkanlığını kazanamadık.
Benim fikrim yerine bizim fikrimizin birleşmesinden daha sağlıklı sonuçların, doğruların çıkacağı anlayışı toplumda yaygın değil.
Bunun sonucu da toplumun büyük kesimini ilgilendiren konuların ortak çözümünde büyük sorunlar yaşıyoruz.
Bir iş dalında çalışan emekçilerin talepleri genellikle benzerlik taşır, çoğu zaman aynı sorunlarda odaklanır.
Bunlar ücretin yetersizliği ve sosyal haklar gibi sorunlardır.
Böyle olmasına karşın meslek kuruluşlarımızın haklarını savunan örgütlerinin bir değil birkaç adet olduğunu görüyoruz.
Amaçlar bir olmasına rağmen onu savunan sendika ve meslek kuruluş temsilcilerinin bu hakları talep yöntemleri çözüm önerileri çok farklı.
Özellikle sendikalarda bunu daha net olarak görüyoruz.
Emekçilerin talepleri aynı doğrultudadır birbirinden pek farkı yok.
Fakat onları savunduğunu iddia eden sendikalar, bunu biraz da kendi çıkarlarını siyasi anlayışlarını ön planda tutarak farklı yöntemle sağlamak istiyor.
Bunu bilen işverenler de sendikaların arasından kendi çıkarına en yakın talepleri olan sendikalarla ilişkilerini güçlendiriyor.
Onlarla daha kolay anlaşacağını dikkate alarak, bu konuda farklı talepleri olan sendikaların örgütlenmelerine sıcak bakmıyor örgütlenmelerini her zaman zora sokuyor, engelliyor.
Emeğin çok sömürüldüğü bizim ve benzeri ülkelerde emeği ile geçinen işçilerin bir çatı altında toplanması, emekçilerin taleplerinin karşılanması , haklarının alınması konusunda en güvenilir yoldur.
Daha önceki yıllarda işçilerimiz bunun yararını gördü.
İşçi sendikaları iki güçlü konfederasyon etrafında örgütlenmişti. Böyle olunca işçiler haklarını daha kolay alabiliyorlardı.
Şimdi bakıyoruz, işçiler ve meslek kuruluşlarımızı temsil eden sendikalar, oda temsilcilerinin sayısının artması hak talep edecekleri kurumlar karşısında daha güçsüz kalmalarına neden oluyor.
Burada da emeğin hakkını savunmak yerine araya siyaseti de ilave ederek kendi egolarını tatmin için farklı örgütlenmelere gidiyorlar.
Sendikalar ve meslek kuruluş temsilcilerinin bazıları işverenle dirsek temasında olup işlerini suya sabuna dokunmadan sürdürürken, bazıları işçilerin ve meslek mensuplarının hakkını savunmak için yoğun çaba harcıyor.
Meslek örgütleri temsilcileri ve işçi sendikalarının bölünmüşlüğü altında da yine çalışanların hakkını savunma yerine yöneticilerin kendi çıkarını düşünme özlemi ön plana çıkmaktadır.
Toplumsal konularda ben yerine biz gibi toplumsal anlayışı gelişmediği birlik ve beraberlik içinde olunmadığı sürece toplumda emeğin hakkını savunmada başarılı olmak mümkün görülmemektedir.
EMNİYET MÜDÜRÜNÜN MAHALLE TOPLANTILARI YARARLI OLUYOR
Edirne Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, asayişle ilgili müdürler ve belediye Başkan yardımcısının mahalle halkıyla yaptığı mahallenin sorunlarını kapsayan toplantılar çok yararlı oluyor.
Bugüne kadar izleme imkânı bulduğum toplantılarda bunu gözledim.
Mahalle muhtarlarının da katıldığı bu toplantılarda mahalle sakinleri semtlerinin sorunlarını açık yüreklilikle detaylı bir şekilde aktarıyor.
Bunlar ilgililer tarafından not ediliyor. Kısa sürede çözümü olanlar çözümleniyor.
Bunun örneklerine tanık olduk Bunlardan biri Fil Yokuşu yanında bulunan akşamcıların mekanı olan alan mahalle sakinlerinin konuyu belediye yetkilileri ve emniyet müdürüne duyurmasından sonra çözüme kavuştu.
Bu alan akşamcıların yeri olmaktan kurtarıldı.
Yine bazı harabe binaların etrafı sarılarak halkın buralardan rahatlıkla geçmeleri sağlandı.
Bu harabe binaların çöplük olmasının önüne geçildi.
Edirne’nin tüm mahallelerinde yapılan bu asayiş toplantılarla Edirne’nin en önemli sorunları belirlenmiş olacak.
Bugün için görülebildiği kadarıyla ilimizin en önemli sorunlarının başında, otopark sorunu, bonzai ve benzeri kötü alışkanlıklar sorunu, bazı mahallelerdeki harabe binaların akşamcıların mekanı olma sorunu, tabii bir de kentin altyapı sorununu oluşturduğunu görüyoruz.
Emniyet Müdürü kurt son yapılan Medrese Alibey mahalle toplantısında vatandaşları kandırmaya yönelik telefonlara dikkat çekti, bunlara kanılmaması uyarısında bulundu.
Bu kişilerin vatandaşların parasını almak için her yola başvurdukları uyarısında bulundu.
-------------------
BELEDİYE BAŞKAN YARDICISI YAVER TETİK DERSİNE ÇALIŞMALI
Edirne Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt’un Medrese Ali Bey mahallesinde yaptığı asayiş toplantısına katılan Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Yaver Tetik, belediye çalışmaları konusunda kendisine yöneltilen bir soru karşısında zor durumda kaldı. Konu hakkında gerekli cevabı vermede zorlandı.
Tetik bu arada kendisine soru yönelten kadına “ sus sözümü sakın kesme” gibi yaklaşımı da toplantıya katılanlarca hoş karşılanmadı.
Belediye Başkan Yardımcısı Tetik, kendi bilgisi dışında, yetkisini aşan konularda yanlış cevap verme yerine bu konunun Belediye Başkanının yetkisinde olduğunu , soruna gerekli inceleme yapıldıktan sonra cevap verileceğini söylemesi daha doğru olurdu.
Bu tür toplantılara vatandaşlar çok hazırlıklı geliyor.
Özellikle belediye ile ilgili konularda bunu görüyoruz.
Belediye Başkan Yardımcısı Tetik kendisine yöneltilecek sorulara çok hazırlıklı gelmeli, konular hakkında donanımlı olmalı.
Tetik burada yaptığı konuşmasında “Edirne Belediyesi altyapı için kredi bulunmadı bunlar diğer belediyelerimizden sağlanacak” sözleri ile kendi yetkisini aşan açıklamalarda bulunması İstanbul belediyesinden yardım alınacağını ima etmesi vatandaşlarca yanlış yorumlanabilir.
Hatırlatırım.