Ülkemizde bir bunalım söz konusu olduğu zamanlar atamıza sarılıyor onu hatırlıyoruz. Bakıyoruz o günlerde Atatürk’ten hoşlanmayan aleyhinde atıp tutanlar dahi Atatürk sevdalısı oldu.
15 Temmuz darbe girişiminde bunu net olarak gördük. Ülkemizde o günler hangi görüşte olursa olsun. Atatürk sevgisiyle bütünleşti. Bütün evler ve işyerlerine Türk bayrakları asıldı, Atatürk’e bağlılık nutukları atıldı. O günlerdeki birliktelik aslında herkesin özlem duyduğu birlik ve beraberlikti.
Şimdi ülkemiz, yine birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz bir dönemde.
Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşını başarı ile bitirip ülkede reformları başlattığı yıllarda, başta Ulusal Kurutuluş Savaşı yaptığımız Yunanistan olmak üzere tüm Balkan ülkeleriyle “ Balkan Paktı” Güneydoğudaki ülkelerle ise Sadabat paktı imzaladı. Böylece Türkiye’nin çevresindeki ülkelerle dostça ilişkilerinin yolunu açtı. Her ülkenin birbirine düşman olduğu bir zamanda, böyle bir dostluk anlaşması yapılmasını ancak Atatürk gibi bir deha başarabilirdi. Bu Başarıları nedeniyle Atatürk Nobel ödülü için aday gösterildi.” Yurtta Sulh Cihanda Sulh” onun en önemli sözüydü. Ülkede barışın sağlanmasını ve çevre ülkelerle kurulacak barışın simgesiydi. Atatürk güç koşullarda hem yurt içinde birlik ve barışı korudu hem de yurt dışında komşularıyla karşılıklı menfaatler çerçevesinde iyi geçinmeyi sağladı.
O günlerde sömürge ülkeler için ilham kaynağı oldu. Kurtuluş için Türkiye örnek gösterildi. Günümüzde de her başımız sıkıştığında ülkemizin birlik ve beraberliği için tek dayanağımız onun ülkemizde yarattığı birlik beraberlik havasını yeniden hatırlamak oluyor.
O günlerde Anıt Kabrine ziyaretler artıyor Ata’ya bağlılık dile getiriliyor. Ülkemizde birlik ve beraberliğin simgesi olan Atatürk sevgisinin ilelebet yaşaması ülkemizin bekası için hayati önem taşımaktadır.
******************************************************
ENGELLİLERE SEVGİYLE YAKLAŞALIM
Ülkemizde engelli vatandaşlar toplumumuzun önemli bir kesimini oluşturuyor. Her birimizin yakınında, akrabaları arasında bir engelli insanımız vardır. Unutmayalım ki, yaşadığımız sürece her birimiz bir engelli adayıyız. Bugün sağlıklı görünsek de yarın başımıza bir olay gelip engelli duruma düşmeyeceğimizi kim garanti edebilir.
Allah esirgesin, yürürken düşüp veya bir trafik kazası sonucunda özürlü duruma düştük, olmaz diyebilir miyiz? Bu insanlarımız kendi iradesi dışında engelli olmuşlar veya engelli doğmuşlardır. Engelli insanların sağlıklı insanlarımız kadar yaşama bu dünya güzelliklerinden yararlanma hakları bulunmaktadır.
Medeni Avrupa ülkelerinde uygarlık, medeni olma kıstası, ölçüsü engelli insanlarına bakışları ve onlara saygıları ve sevgileri ile ölçülüyor.
Yolda engelli bir yavrumuzun başını okşayıp sevdiğinizde size nasıl candan sevgi dolu güzlerle baktığını görürsünüz. Onları kucaklayın göreceksiniz ki, sizi kendi evladınızdan çok sevgi ile yaklaşır, bağrına basar.
Toplumumuzun bir gerçeği olan engelli vatandaşlarımızı dışlamak isteyen vatandaşlarımızın bir gerçeği gözden çıkarmamalı. Her sağlıklı insan ayni zamanda engelli adayı olduğu gerçeğini hiçbir zaman unutmamalıdır.
.Engelli insanlarımızın bakmakla yükümlü olduğu fedakâr aileler gerçekten elleri öpülesi, insanlık açısından en önemli, dinimizce de en sevap sayılacak görevi yerine getiriyorlar.
Bir gün on gün değil yaşamları buyunca bu önemli görevlerini bıkıp usanmadan sürdürüyorlar. Bu insanlarımız engelli yakınları için kol kanat gererken bizler sağlıklı çocuklarımızın birkaç saat engelli insanların yanında kalmasına tahammül edemeyip bunu şikâyet konusu yapıyorlarsa bu kişilerin Allah esirgesin yarın ayni duruma düştüklerinde toplumdan sevgi beklemeye hakkı olamaz.
Attığı zaman mangalda kül bırakmayan, siyasilerimiz acaba kaç kez engelli insanlarımızın toplu olarak bulundukları lokallerini ziyaret ettiler.
Ayşekadın semtinde bulunan engelli insanlarımızın derneğine yolum düştükçe uğrayıp yetkililerden bilgi almayı ihmal etmem. Buradaki yetkililerin de sağlıklı vatandaşların engelli insanlarımıza yaklaşımında yakınmaları var. “Engelli çocuklarımız da sağlıklı insanlarımızın parkına gidip onlarla birlikte oynamak istiyor. Onlarla ayni ortamda bulunmak istiyorlar.
Ailelerimiz de engelli çocuklarımız böyle yerlere geldiğinde çocuklarını engelli yavrularımızın yanından uzaklaştırmamaları onlarla birlikte oynamalarına izin vermelerini istiyorlar. İnsanları engelli çocukları gördüğünde onlara sevgi ile yaklaşma alışkanlığını benimsemeliyiz. Engelli çocukların en büyük gıdalar her çocuk gibi sevgi ve şefkattir”
Özellikle Edirne gibi Dünya kenti, medeniyetin beşiği olma, iddiasında olan bir ilde engelli vatandaşlarımızı dışlayan görüntüler sağlıklı insanlarla engelli insanlarımızı ayrıştırıcı söylemler bizlere onur vermez.
Bunlar ilimiz açısından yakışıksız söylenmemesi gereken sözlerdir. Herkesin böyle tavır içinde olanlarla mücadele etmesi bu insanları ayıplaması gerekir.
Ülkemiz sadece sağlıklı insanların tekelinde değildir. Engelli insanlarımızın da en az onlar kadar yaşam hakları vardır. Bakıyoruz her yerde engelli insanlar savunuculuğu yapan siyasilerimiz olduğu halde, bugünkü devlet ve özel kurumlarımızın kaç tanesi engelli vatandaşlarımın girip çıkmalarına uygun durumda. Yeni yapılan binalarda engelli vatandaşlarımızın evlere girişleri dikkate alınması gerekmez mi?
O evlerde ikamet edenlerin ömür boyu sağlıklı kalacakları konusunda garantileri mi bulunuyor.
cepbahis - cratosslot - dinamobet - dumanbet - efsanebahis