Bundan bir süre önce haberlerimizde , "7 Yol ağzı Trafiğine Dikkat.!" Adı altında yer aldı.Buradaki trafik karmaşasına dikkat çektik .
Bakıyoruz değişen bir şey yok. Bu yörede seyreden araçlar yolun çevresinin otopark olarak kullanılması nedeniyle Kıyık istikametinden gelen yol tek şeride düşüyor.
Oto parkçıların araçları park yerine yanaştırmaları yoldaki araçların bir süre durmasına neden oluyor. Bu aksaklıktan Ambulanslar da etkileniyor.
Şehir merkezine gelen yolda araç kuyruğu oluşuyor yol tek şeride düşüyor.
Araçların park yerine yanaşmaları trafik kazalarına da davetiye çıkarıyor.
Bir de yakındaki otoparka araç yönlendirme çalışmaları da trafiğin aksamasına neden oluyor. Her gün şikayet konusu olan bu sorun neden yetkililerin dikkatini çekmiyor?
Trafiğin yoğun olduğu saatlerde kısa sürede burada yapılan denetimde bu semtteki trafik kaosunu görmek mümkün.
Yetkililere biradan bir kez daha iletiyoruz ve dikkatlerine sunuyoruz.
ÇADIR GİDİCİ DEĞİL KALICI
Kapıkule’de kurulan çadırın kısa süreli olduğu önümüzdeki ay kaldırılacağı yönünde söz verildi.
Bu konuda Belediye Başkanı da güvence verdi.
Bakıyoruz çadır tacirleri bırakınız kalkmayı buraya iyece yerleşme belki de yıl sonuna kadar kalma hazırlığı yapıyorlar.
Çadırlara yunanca ve Bulgarca afişler asılıyor.
Bu neyin göstergesi oluyor?
Edirne sınırları içindeki bir gümrük kapısında böyle ticari tuzağı kimin hazırladığı belli değil.
Bu işin belediye başkanının yetkisi dışında bir güçle tezgahlandığı yönünde duyumlar alıyoruz.
Eğer bu iş uzarsa Belediye Başkanı bu konuda halkı tatmin edici açıklama yapması gerekir.
Zira çadırın kaldırılacağı yönünde sözü var.
Eğer bu sözünü dikkat almayacak güçler varsa zan altında kalmamak için bunları kamuoyuna açıklamalı.
EDİRNE ESNAFINA BİR DARBE
Her ne kadar Kapıkule’deki çadırda satılan malların kalitesiz olduğu, Edirne esnafına zarar vermeyeceği yönünde iddialar olsa da Bu doğru değil, bunu dikkate alan yok .
Özellikle Bulgaristan’dan Edirne’ye alışveriş için gelecek olanlar burada alışverişlerini yaparak geri döndükleri bir gerçek.
Bu Edirne esnafına darbe olmuyor mu?
Ne demek, Bir ilin yakınında bir yere gümrük kapısında alışveriş çadırı kurulması. Hangi sınır kapısında o ilin esnaflarının alışverişini engelleyebilecek bu tür girişim var?
Zaten ekonomik zorluklar içinde kıvranan Edirne esnafına bu reva görülmemeli.
Buna sebep olanlar he kimse ve hangi güçlerse bunlar teşhir edilmeli.
Bu arada Edirne’den daha gür bir tepki gösterilip çadırın kurulması engellenmeliydi.
Ne yazık ki bu yapılamadı. Bunu fırsat bilen çadırcılar ve ona destek verenlerin bundan sonra Kapıkule’de başka ticari girişimleri olabilir.
Ona da hazırlıklı olalım.
Biz sustukça orada çadırlar çoğalacaktır.
İlgisiz kalanları haberi olsun
TUZU KURU AVUKATLAR
Son günlerde ülkemizde bir başka tartışma konusu yaşanıyor. Bu tartışma avukatlar ile baro arasında yapılıyor.
2019-2020 adli yılı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılması gereken Adli Yıl açılış törenine Edirne Barosu ile birlikte 42 ilin avukatları katılmayacağını açıkladı. Bu barolara bağlı avukatların sayısı toplam avukat sayısının %70’ini oluşturuyor.
Büyük kent baroları toplantıya katılmayacaklarını açıkladı.
Daha önce yapılan törende yaptığı konuşma sırasında Cumhurbaşkanı tarafından azarlanan konuşması kesilmek istenen Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Prof Metin Feyzioğlu baroların bu kararına karşın toplantıya katılacağını açıkladı.
Baro üyelerine Cumhurbaşkanı tarafından pasaport kolaylığı getirilmesinden sonra tavrı değişen Feyzioğlu “2 Eylülde yapılacak törene katılma kararı aldı.
Baro Genel Başkanı Feyzioğlu çok sayıda avukatın toplantıya katılmama kararı üzerine yaptığı açıklamada bu toplantıya katılmayan meslektaşlarımız “ Tuzu kuru olanlarıdır” gibi söz sarf etti. Şu anda avukatlardan toplantıya katılanlar tuzu kuru olmayan ona göre gerçek avukatlar katılmayanlar ise tuzu kuru ekonomik durumu iyi olan avukatlar.
Bir Baro üst yöneticisinin bu tür ayrımcılık yaratacak söz sarf etmesi sanırım avukatlar arasında çok tartışılacak.
Edirne Barosu da son anda aldığı kararla tuzu kuru olmayan meslektaşlarının yanından ayrılarak tuzu kuru olanların safına geçmiş.
Bakalım bu tartışmanın sonu nereye varacak.Başkanın bu yaklaşımı onu bir yerlere mi getirecek ? Onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
SİYASET DAHA DA KUTUPLAŞACAK.
Üç belediye başkanının görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasından sonra iç siyasetin daha da kutuplaşacağı yönünde endişeler var.
Halk tarafından seçiler yöneticilerin bir mahkeme kararı olmaksızın görevden alınmaları hangi partiden olursa olsun halkın iradesine saygısızlık anlamına gelmiyor mu?
Bu uygulama ister istemez bundan sonra başka muhalif belediye başkanlarının başına da ayni şeyleri gelebileceği endişesini yaratıyor.
Dış politikanın belirsizliğinin bulunduğu bir zamanda böyle uygulamalar halkın gözünden kaçabilir.
Bu konuda bahaneler yaratabilir.
Bunun en büyük zararı sonunda ekonomimize yansıyor.Ana tüketim ürünleri anında zam görüyor.
Ülkemiz üzerinde bu belirsizlik sürdüğü müddetçe milletin huzurlu ve rahat olması mümkün müdür?