Ülkemizde birlik ve beraberlik içinde olduğumuz önemli günlerin yaşandığı zamanı fırsata çevirmek isteyenler halkın suskunluğundan yararlanarak çıkar sağlamak isteyenler olabilir.
Bunu dikkatten uzak tutmamak gerekir. Hani bir ata sözü vardır.” Kurt sisli havayı sever” denir.
Milli duyguları zayıf, sadece kendi yararını düşünen kimseler halkın duygularından yararlanıp fırsat yaratıp menfaat sağlamak isteyebilirler.
Bu günlerde piyasaların her zamankinden daha çok denetlenmesi gerekir.
Bunun emarelerini görüyoruz.Önümüzdeki günlerde zam beklentisinde olan fırsatçılar sattıkları ürünlere şimdiden zam yapma peşinde.
Bunlar her zaman olmuştur. Onlar için ülkenin içinde bulunduğu kritik durumun hiçbir önemi yoktur.
Onlar sadece keselerini doldurmaya bakarlar.Yetkililer böyle fırsat peşinde koşanlara fırsat vermemeli.
DEDİKODULARA HABER KİRLİLİĞİNE DİKKAT
Millet olarak dedikoduyu çok seviyoruz.
Bakıyoruz, aslı astarı olmayan bir haber ortaya ortada dolaşıyor
O haber süslenip geri döndüğünde haberi ortaya atanın kendisi de buna inanıyor.
Bu günlerde yine bu tür haberler piyasada sık sık dolaşıyor.Kimse iyice incelemeden bu haberlere dedikoduların doğruluğuna inanmamalı.
Özellikle milli bütünlüğün söz konusu olduğu şu günlerde halkımızı etkileyecek milli beraberliğimizi zedeleyebilecek haberlere itibar edilmemeli. Tıpkı böyle günleri menfaate dönüştürmeye çalışan çevreler gibi yayınladıkları yalan haberlerle halkı galeyana getirmek isteyenler de olabilir.
Bu konuda çok duyarlı olmak gerekir.
Aslı astarı olmayan haber üreten bazen de buna inanan bir toplu yapımız var.
Bu günler haberleri kılı kırk yararak doğrulara itibar edilecek zamandayız, şartlar onu gerektiriyor.
Böyle günler kulaktan dolma haberlere itibar edilecek zaman değil. Her zamankinden daha soğukkanlı olmalıyız.
Burada söz konusu olan mili bütünlüğümüz olduğunu unutmayalım. Gereken tartışmalar ve yorumlar bu günler geride kaldığı zaman yapılabilir.
SADECE BAYRAK ASMAK YETERLİ DEĞİL
Ülkemizde birlik ve beraberliğin göstergesi olarak evlerimize işyerlerimize bayrak asılması çok önemli.
Böylece aynı amaç etrafında toplandığımızı ilke birliğimizi göstermiş oluyoruz.
Tüm kuruluşlar bugünlerde yaptıkları açıklamalarda ordumuzun başarısı için dua ediyor.
Böyle zamanlarda bayrak asmanın ötesinde toplumda bu birliği yansıtan tavır görüntüsünde de olmalı.
Cephede evladı düşmanla savaşan annelerin bu günlerde gözlerine uyku girmediğini unutmamalıyız.
Bu günlük tavırlarımızı ve eğlence alışkanlığımızı ve normal günler gibi şen şakrak hareket etmemizi eğlenmemizi sınırlamalıyız.”orada ne olursa olsun ben keyfimi bakarım, normal yaşantıma devam ederim” anlayışı olmaz.
Bu sorunun ciddiyetini anlamalı ve kendimizce bugünkü ülke sorunlarının önemini kavrayıp ona gere kafa yormalıyız .
Bazı kişilere Suriye’de devam eden harekatın isminin ne olduğunu sordum ne yazık ki çoğunun orada olanlardan haberi yok. toplumda milli konularda bu tür duyarsızlık olmamalı.
Özellikle “ Ben hiç haber dinlemiyorum” diye gerekçe gösterilmez.
O evlatlarımız bizim huzurumuz rahat yaşamamız için mücadele ediyor.Bizler de bunun sorumluluğu içinde olmalıyız.
Bir an için orada gece gündüz savaşanın kendi evladımız olduğunu akıldan çıkarmamalıyız.
Bu günlerde milli davaların söz konusu olduğu zamanda düşecek bir ateş sadece düştüğü yeri değil herkesi yaktığını unutmayalım.
ESKİ MEBUSLARIMIZ NEREDESİNİZ…?
Bu konu beni çok rahatsız ettiği için sık sık gündeme getiriyorum. Konu şu: Bugüne kadar Edirne’de halkının oylarıyla meclise gönderilen, daha sonra kıyak emekliliğe kavuşan milletvekillerimizden kaçı kendine oy veren halkın yanında yer alıyor. Halkın cenazelerine, düğün derneklerine katılıp destek veriyor. Özellikle böyle önemli günlerde kendi illerinde bulunmaları halka moral vermeleri , destek olmaları gerekmez mi?
Maşallah, emekli olanların çoğu bakıyoruz soluğu büyük kentlerde alıyor. Oralarda lüks yaşamlarını sürdürüyor, yeni yeni dostlar ediniyor.
Bu yaşantıları,kendi yörelerini terk etmeleri kendine oy veren TBMM’ne gönderip kıyak emekli olmasını sağlayan oy tabanına haksızlık olmuyor mu?
Sizler, diğer emekliler gibi senelerce çalışıp, ter dökerek emekli olmadınız, şansınız yaver gitmiş, halkın( sonra pişman olsalar da) oylarıyla mebus olmuşsunuz.
Bu güzel de sizin daha sonra bu halka borcunuz yok mu?
İşiniz bittikten sonra “ benden bu kadar halk ne hali varsa görsün” deyip başka illere gideceğinize size bu imkanı tanıyan halkın arasında kalmanız onların dertlerine ortak olmanız , iyi ve kötü günlerinde beraber bulunmanız gerekmez miydi?
Öyle sanıyorum ki, ülkemizde çok ilde Edirne’deki eski parlamenterler kadar kendine oy verip meclise taşıyan daha sonraki yıllarda yöre halkından bu kadar kopuk parlamenter yoktur.
Gönül isterdi ki, her zaman eski parlamenterlerimizi Edirne ile ilgili her konuda aramızda görelim, onların deneyimlerinden yararlanalım (tabii varsa) . Kente gelecek hizmetlerde onların da desteği olsun.
Ne yazık ki, böyle bir girişimleri yok..Çok az sayıda eski milletvekili dışında diğerleri büyük kentlerde lüks yaşamını sürdürüyorlar.
Burada kalanlar da işleri gereği buradalar.
Eğer onların da böyle bir bağlantıları olmasa onlar da diğerleri gibi büyük kentleri boylardı.
Bu arada, eski mebuslarınızın hakkını yemeyelim.
Milletvekili seçimleri olduğu zaman, Edirne akıllarına geliyor. Yine Edirne’ye gelip (belki bize bir kez daha nasip olur) beklentisiyle milletvekili olma arayışı içinde olanlar var.
Seçim bittiği zaman yine yaşadıkları illere lüks yaşamlarına dönüyorlar. Ülkemiz bugünlerde siyasi olarak önemli bir dönemden geçiyor.
Böyle önemli günlerde eski parlamenterlerin milletvekili seçildikleri ile gelip parti tabanlarına destek vermeleri, onların yanında olmaları gerekmez midir?
Eski parlamenterlerimizin böyle bir derdi yok. Onlar Edirnelilerle işi bittikten sonra buradaki bağları koptu. Bu muhteremlerin Edirne sevgisi mazide kaldı.
Şunu bilsinler ki, halkımız kendilerini dostane sözlerle anmıyor.
Bu vefasızlıklarını sitemkar kelimelerle kulaklarını çınlatıyor.
Haberleri ola……..
SOLDA SIFIR
Atatürk bir toplantıda sol yanında oturan dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e sorar:
-“ Hasan Ali Bey sıfır ne demektir tarif eder misin.?
Hasan Ali Yücel:
-“ Senin solunda sıfır benim Paşam” diye cevap verir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
POLİTİKACILAR
Zamanın birinde bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Sivas’ın köylerini dolaşıyorlarmış.Otobüs bir çiftliğin yanından geçerken şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole yuvarlanmış.
Olayı gören çiftçiler hemen yardıma koşarlar. Gece kurda kuşa yem olmasın diye cesetleri gömmeye başlarlar. Ertesi sabah jandarma komutanı soruşturma için çiftliğe gelir.
Jandarma komutanı:
“ Otobüsteki bütün politikacıları gömdünüz demek…. Tamamının öldüğüne emin misiniz?” diye sorar.
Çiftçi şöyle cevap verir:
-“ Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler fakat politikacıların nasıl yalan söylediklerini bildiğim için inanmadık gömdük” der.