Hafta sonunda Keşan ve Uzunköprü ilçelerinde yapılan CHP’nin ilçe genel kurullarına gittim.
Genel Kurulları sonuna kadar izledim.
Konuşmaları dinledim.
Gerçekten hiçbir tartışma tatsızlık olmadan toplantılar sona erdi genel kurul sonunda seçilen kaybeden adaylar birbirini kutladı.
Genel kurullarda yapılan toplantılarda güncel konular siyasi gelişmeler günahı ile sevabı ile CHP’nin izlediği politika gündeme geldi.
Bunlar olumlu gelişmeler.
Bir de yönetimlere seçilenlerin daha donanımlı kişiler olduğunu görmek ülke siyasetinin geleceği açısından sevindirici bir gelişme.
Yalnız blok liste ile girilen seçimin seçmenlerin iradesini yansıttığına demokratik olduğuna inanmıyorum. Seçimde bir aday diğerinden çok az fazla oy alıp seçimi kazanıyor.
Diğer listenin adaylarından hiç biri yönetime girmiyor.
Tek liste yönetimin tamamını temsil ediyor.
Bu seçim nasıl hakkaniyetli ve demokratik olabilir.
Daha sonra da partiler arasında sürtüşmeler devam ediyor.
Buna son vermek için en güvenli yol “ Çarşaf Liste “ olmalı.
Öyle olduğu zaman partisine kendini kabul ettiren o göreve layık görülen kişiler yönetime gelir. Böylece daha sağlıklı güvenli bir yönetim listesi oluşur.
Bu yapılmadığı sürece CHP’de parti içi sürtüşmeler son bulmaz.
Her türlü alengirli oyunlarla seçime giriliyor. Ahbap çavuş ilişkileriyle delegeler yapılıyor.
Bunun sonunda seçimi bir liste kazanılıyor.
O listenin dışında olanlar yönetimlerde yok sayılıyor.
Bu tür seçim hiç kimseye güven vermiyor.
Genel kurulu izlediğim sürece de delegelerin izlenimi de bu.
Bir sosyal demokrat parti nasıl olur da bir seçimin sonucunu blok liste ile belirler.
Bırakınız parti üyelerinin oy vermesini, hiç olmazsa blok liste ile seçim yapılamaz mı?
Aslında en demokratik seçim , parti üyeleri ile yapılacak seçim olmalı.
O zaman bütün partililer onun bunun etkisinde fazla kalamayacak oylarıyla yönetimleri belirler .
O yönetim de partinin genelinden oy aldığı için daha azimle görev yapar.
Kısaca söylemek gerekirse böyle blok liste ile yapılan seçimler CHP’ye yakışmıyor.
Bu seçimle gelen yönetimler partinin tüm üyelerini kucaklamaz ve parti içindeki tartışmalar da son bulmaz.
----------------------
CHP’DE OLUMLU BİR GELİŞME
CHP’nin Keşan ve Uzunköprü gelen kurulunda siyasi olarak olumlu bir gelişmeye tanık oldum.
Köylüler aktif olarak siyaset yapmaya soyunmuşlar.
Yönetimlerde köylerde yaşayan çok partili göreve talip olmuş.
Bu siyasi partilerin köy etkinliğini yükseltecek bir gelişme.Partide bu göreve gelenlerin kültür düzeyi yüksek ve genç partililer.
Bu CHP’de siyasetin az da olsa gençlere yöneldiğini gösteren emareler.
Bunun yaygınlaşması ile CHP’deki kalıplaşmış, partiye fazla yararı olmayan kadroların da tasfiyesini sağlayabilir.
CHP İstanbul seçimlerinde olduğu gibi bunu sağladığı takdirde halkın güvenini kazanır.Yoksa ben burada kalayım küçük olsun benden olsun anlayışı CHP’yi halkın nezdinde saygın ve güvenilir hale getirmez.
CHP’de bu yenileşme, gençlere yönelme hareketinin, genel kurullarda da devam edeceği izlenimi edindim
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
KADINLAR DA”SİYASETTE BİZ DE VARIZ” DEMİŞ
Her iki genel kurulda gömdüğüm bir olumlu gelişme de kadınların daha çok sayıda yönetimlerde yer alması oldu. Yönetimlerin yarıya yakın bölümü kadınlardan oluşuyor.
Bu demokrasimiz açısından gelecek için çok olumlu bir yöntem.
Bunun her kurumda devamı halinde demokrasimiz rayına oturacak.
Erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü demokrasimizin ülkeye getirdiği durum ortada.
Yönetimde kadınların daha aktif olması daha demokratik, daha çağdaş bir Türkiye’nin oluşmasına katkı sağlayacaktır.
Ülkemiz nüfusunun yarısını oluşturan kadınlarımızın siyasette de daha etkin olmaları yönetici görevlerine gelmeleri Avrupa ülkelerinde nasıl olumlu etkisi olduysa bizim ülkemizde de kadınların yönetimlerde söz sahibi olmaları Demokrasimiz için ayrı biz güzellik yaratacaktır.
-----------------------
BAŞKAN HAKLI
Edirne Bakkallar ve Tekel Bayileri Odası Başkanı Süleyman Yaşagör ile yaptığım görüşmede, küçük esnaflarımızın özellikle bakkallar ve tekel bayilerinin her geçen gün zora girdiğini büyük marketlerin küçük esnafların geçim kaynaklarını yük ettiğine tanık oldum.
Kentin dört bir yanına yayılan büyük marketler bakkallarımızın kapanmasına neden oluyor
İlimizde bugüne kadar 78 bakkal kapatılmış.
İşyeri kapanan bakkalları işletenler de işsizler ordusuna katılıyor.
İssizliğin yüksek olduğu bir ortamda başka bir geliri yoksa bu insanlar nasıl geçimini sağlayacak.
Yaşagör’ün ısrarla üzerinde durduğu gibi Ticaret Bakanlığı Perakendecilik Yasasında küçük esnafları rahatlatacak büyük marketlerin açılmasını belli kurala bağlayacak bir düzenleme yapılmalı.bugüne kadar defalarca gündeme gelmesine karşın bakanlık bu yönde düzenlemeye gitmemiş.
Bu ekonomik sıkıntıların devam edeceği önümüzdeki yıl da sorun olmaya devam edecek kapanan işyerlerinin üzerine yenileri gelecek.
Kentin dört bir yanının kaynaklarımızı başka illere aktaran market sayıları artacak.
Edirneliler alışverişlerinden elde edilen paralarla başka illerin kalkınmasına katkı yapacak.
Bu olumsuz gelişme karşısında yetkilileriniz acaba ne yapıyor…
-----------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
TÜRKLERİN BAYRAMI ERGENEKON’DA BAŞLADI.
Türklerin Ergenekon’dan ilk çıkışlarını her yıl bayram şenlikleri düz enledikleri o günü kutladıkları Ergenekon destanında yazılıdır.
Hakanın da katıldığı bu kutlama şenlikleri örs üzerine demir dövülerek başlandı.
Dede Korkut, bayram şenliğindeki çeşitli törenlerden söz eder.Hanların doğum günleri, başa geçişleri, evlenmeleri, çocuklarının doğumları, başarı kazandığı savaşlar, bayram gibi kutlanırdı.
Türk geleneğinde Müslümanlıktan sonra ramazan ve kurban bayramlarına büyük ölçüde önem verilmeye başlandı.
---------------------
FIKRA
İLK İŞ OLARAK
Ahmet eski arkadaşından birine yolda rastladı. Kendisine “nasılsınız?” diye sordu.
Arkadaşı Ahmet’e :
“ Rahatsızım” dedi.
Ahmet ;Canım arkadaşım beni bir doktora yollamıştım gitmedin mi?”
-“ Gittim tabi”
-"Peki ne dedi ne teşhis koydu”
-“ Ne diyecek,senin selamını söyleyince ilk iş olarak tedavi parasını peşin almak oldu”