TOPLUMA DOĞRULAR SÖYLENMELİ

Bu yaşıma geldim yalanların doğru gibi halka sunulduğu bir döneme rastlamadım.

Daha önceki yıllarda bu olayın    gerçekle ilgisi olmayan bir haber, olay ortaya atıldığında  bunun yalan olduğu gerçekle bağdaşmadığın halka ulaştıracak yayın organları vardı.

Ülkemizde yaygınlaşan tek yanlı yayın organları  işine gelmediği siyasi anlayışlarına ters düştüğü  zaman gerçekleri gizlemesini, bunları yalan gibi sunmada çok mahir.

Bunları duyan halkın geniş kesimi gerçekleri  öğrenme imkanı olmuyor.

Ülkemizde  bu  sistem  medyanın tek yanlı yayın yapması halkın doğru bilgileri almasını  engelleyen en önemli etken.

Medyanın bu yapısını bilen siyasiler nasıl olsa halk kabullenir, yutar diye  yalanları doğru gibi  sunmadan çekinmiyor.

 “Halk  her zaman olduğu gibi bu olanları bir süre sonra unutur, toplum balık hafızalıdır” anlayışı siyasilerimiz arasında  uygulanan bir yöntem.

Bu durum  sorunların tek yanlı sunumu demokrasimiz açısından sağlıklı bir gelişme değil.

Geçmiş yıllarda bu taktiği uygulayanların sonu her  zaman hüsran olmuş toplumdan dışlanmışlardır saygınlıkları kalmamıştır. Kendilerine kol kanat gerenler birbiri ardına onları terk etmiştir.

Çünkü gerçekler eninde sonunda ortaya çıkar gerçekleri yalanla gizlemek mümkün değildir.

Burada en acı olan anlı şanlı isminin önünde Profesör payesi olan kişilerin  söylediklerinin hakikatle ilgisi olmadığı halde ekranlarda bunu doğru gibi sunmaları. Bilim insanlarının   bu tavırları onların  bu unvanlarına ne kadar yakışıyor?

Bilim  insanları özellikle Profesör konumunda  bulunanlar  her zaman halka doğruları olayların gerçek yüzünü halka duyurmaları gerekmez mi?

Maalesef bilim insanlarının  bazı çıkar ilişkileri sonucu  unvanları  ne olursa olsun  onların  doğruları  gizlemesini  yanlışları doğru gibi  sunmalarını  sağlıyor.

Bunun sonunda da halkın   gerçeklerle yüz yüze kaldığında siyasilere ,  bilim  insanlarına, siyasilere  güveni azalıyor.

Maalesef ülkemizde  bugün yaygın kanı bu. Halk siyasilerin anlı şanlı bilim insanlarının  sözlerine şüphe ile yaklaşıyor.

Bu arada doğrular yanlışlarla kamufle oluyor.

Bu durum bakalım daha ne kadar devam edecek.

------------------

DELEGE KİMİ SEÇERSE O OLACAK

Siyasi partiler arasında yönetici seçiminde uygulanan bir delege sistemi var . Bu doğrudur , yanlıştır o tartışılır. Bugün için siyasi partilerde yönetimlerin belirlenmesinde en yaygın sestim bu.

Bu günlerde Karşılaştığım CHP’liler  partililer bana “ CHP’de kim il başkanı olacak” diye soruyor”  Bunu bizim bilmemiz mümkün değil  neticeyi il  delegeleri belirleyecek.

İl kongresi yapıldığında kim en  çok oy alırsa o Edirne İl Başkanı olacak.

Ondan sonra bu partide şu bu kavgası son bulmalı.

Partililerin her şeyi bırakıp  birbiri ile sürtüşmesi bu partiye güveni sarsıyor, en büyük zararı veriyor.

Muhalefet partisinin görevi iktidar olmayı amaçlıyorsa iktidar partisi ile mücadele etmek ,onun açığını yakalamak olmalı .

Peki CHP’liler böyle mi yapıyor?

Onlar diğer partilerle  mücadele etmeyi bırakmış kendi içinde kavga veriyor.

Onları için şartların bu denli uygun olduğu bir zamanda CHP’lilerin  kendi içindeki kavgayı bir kenara bırakıp iktidar partisine karşı efor sarf etseler, partilerine yararlı olacaklar.

CHP’nin yıllardır süren   bir türlü bitmeyen zaafı bu .

Şimdi İl seçimine kadar çeşitli senaryolar düzülüyor.

Dedikodular almış başını gidiyor,Bakıyoruz her gün bir başka dedikodu üretiliyor.

Bu parçalı yapısıyla  CHP kendi dışındaki vatandaşlara nasıl güven verecek.

Halk iktidara karşı olsa dahi muhalefet partisinin bu tavrı nedeniyle güven duymuyor.

CHP bu kötü imajı silmesi gerekir.

----------------------

AYNI İŞİ YAPANLARIN ÜCRETLERİ DE AYNI OLMASI GEREKMEZ Mİ?

Ülkemizde  kadrolu personel ile sözleşmeliler arasında ücret farklılığı bir türlü giderilemiyor. Bakıyorsunuz kadrolu personel ile sözleşmeliler aynı dönemde işe girmiş. Birinin sosyal hakları var ücreti toplu sözleşmeler nedeniyle sözleşmeliden daha yüksek.

Böyle farklı yapıda işçilerin  görev yaptığı yerlerde huzur ve mutluluk olur mu?

Ülkede geçim koşulları malum. Sözleşmeli çalışanlar geçim zorluğu çekerken  kadrolu olanlar  diğerlerine göre bu zorlukları çekmiyor. İşçi barışı sağlamak için aynı iş dalında çalışan sözleşmeli işçilerle kadrolu işçiler arasındaki ücret farklarının en aza indirilmesi gerekir.

Bu adaletsizlik  işçiler arasında  bir gün olur huzuru bozar, Oişyerinde verim olmaz.

--------------------

NASIL AĞZIMA ALIRIM

Padişahın biri ata çok meraklıdır. Komşusu olan hükümdarlardan biri  padişaha  kıymetli bir at hediye eder.

Padişah bu hediyeden çok hoşlanır.

Ahırcıbaşına:

-“ Bu ata en iyi şekilde bakalım her mik at kazaya uğradı öldü  derse kendisini ölmüş bilsin”

 Kaza bu yan nereden geleceği belli olmuyor. Günlerden bir gün at sancılanır sonunda ölür.

 Bunun padişaha kimin söyleyeceği tartışılmaya başlanır.

 Ahırcıbaşı ile değer hizmetçiler arpacık kumrusu gibi düşünmeye başladığı sırada  padişahın nedimlerinden biri:
 Eğer bunu padişaha ben söylersem bana ne vereceksiniz “ diye sorar

 At bakıcıları:

 Aman sen bilirsin . yeterki bizi bu beladan kurtar biz sana ne estirsen veririz” derler.

Nedim, “ başüstüne” der ve oradan ayrılır.

 Bir gün padişahın neşeli anını bulun ve kendisine anlatır

-“ padişahım sizin çok sevdiğiniz ata bugünlerde acaip bir hal oldu.ne içiyor, ne yiyor, ne duruyor, ne görüyor,  ne işiyor ne nefes alıyor, sürekli yatıyor

Padişah:

 _” be adam böyle anlatacağını  kısaca atınız öldü desene” diye bağırınca nedim taşı gediğine koyar

-“ Aman efendik efendimizi katil edecek bir sözü nasıl ağzıma alabilirim?

Padişah bu cevaba çok güler ve ahırcıbaşını affeder.

---------------

BİR YERE KISA SÜREDE ULAŞAN ÇABUK İNER

Kavak ağaçları içine ekilen kabak o yıol köken salarak, birkaç ay içinde yükselerek kavağın boyuna ulaşır.sonbaharın gelmesi birlikte soğuyan havanın soğumasıyla kavak kökeni solmaya  başlar

 Bunun üzerine kavak kendi boyuna ulaşmak isteyen kabağa:
_” ben bu boya ulaşmak için yıllarımı verdim. sen bu boya birkaç ay içinde ulaşmak istedin, sonunda sağuğa yenik düştün. Olacağı buydu. Bir yere kısa sürede ulaşmak isteyenlere çarpıcı bir önek.