ERGENE’den GALA’dan…

Trakya ile ilgili bir yazı görürsem mutlaka ilgilenir çoğaltmaya çalışırım.Bölgemizin bir”tarım ambarı” olarak ünlendiğini duymuşuzdur. Ama artık tarım ambarı olmaktan çıkmış ‘fabrika ambarına dönüştürülmüştür.

Çorlu-Çerkezköy-Muratlı-Lüleburgaz Bölgesinde yüzlerce fabrika. Fabrikaları bir yana bıraksak da atıkları ve yarattıkları kirlilik can sıkıcı.Çünkü yazılan çizilenlere göre Fabrikaların atıkları Ergene Nehrine boşaltılmakta, dumanları da atmosferi rezil etmektedir. Yazılanlara bakılırsa çoğunda Filitre de yokmuş. Ve yalnız Ergene değil Hava ne topraklar da kirleniyormuş…

İlk akla gelen denetim. Yapılıyor mu, Yapılmıyor mu? Son verilere bakılırsa yapılmıyor. Peki neden? Diye sormak gerekmez mi? Çünkü insan sağlığı açısından önemli bir konu.

İşte size bu konuyla ilgili bir alıntı, dünkü Cumhuriyetten (2.Mart…).

 “Yurt haberleri Servisi:Trakya’daki çevre kirliliğinin Dönülmez bir noktaya gittiğini vurgulayan TEMA Vakfı Lüleburgaz Temsilcisi Hakan Dedeoğlu, Sanayi atıklarının çevreyi , tarım ve hayvancılığı tehdit ettiğini belirtti.

Dedeoğlu;Eskiden Ergene Nehri Trakya topraklarının atardamarıydı, şimdi ise bu toprakların kirlenmesi sonucunda, toplardamarı oldu,

 “Bir çiftçimiz, ben pancar ekiyorum, dereden suladım, ürünüm çürüdü” dedi. Üstelik son yıllarda bölgemizdeki derelerin çoğunda yaşanan taşkınlar sonucunda verimli topraklarımız yoğun şekilde erozyonla yok oluyor, yer sularımızın, akarsularımızın kirlendikten sonra temizlenmesi kolay değil, Bu sorunun kirlenmeden ele alınması gerekir.

Yıllardır Meriç ve Ergene Nehirlerinde yaşanan taşkınların görmezden gelindiğine dikkati çeken Dedeoğlu,yetkilileri bölgenin sorunlarına acil çözüm bulmaya çağırdı.”

Evet evet ama bu sorunların öncelikle dillendirilmesi gerekir. Bu da çevredeki kurumlara düşer. Ama daha yetkili ve söz sahibi milletvekillerimizin de gayret göstermeleri bölge halkı adına elzemdir. Ergene sorunu yeni değildir. Bazı düzenlemeler de yapılmıştır bildiğim kadarıyla. Demek ki yeterli değilmiş. Demek ki yeniden ve yeni düzenlemeler gerekirmiş…

GALA GÖLÜ bilindiği gibi Ulusal Park konumuna getirildi. “Gelişme Planı da yapılmış. Edirne Millet Vekili Necdet Budak Yerel basına şu açıklamayı yapmıştı:

 “Plan çalışmaları halkın ve ilgili tarafların katılımıyla yürütülmektedir.Gala Gölü ile ilgili çalışmalar kapsamında söz konusu sulak alanın doğal haliyle korunması, gelecek nesillere aktarılması ve Edirne’mizde eko turizmin geliştirilmesi mümkün olacaktır

Bu plan dahilinde Gala Gölü ve cıvarının sahip olduğu doğal güzelliklerin, yöreye has ürünlerin tanıtımı ve kuş potansiyelinin gözlemlenmesi gibi turizm amaçlı kullanım kararları alınacak.”

Güzel dilekler ve istekler bunlar. Umarım eyleme dönüşür. Umarım GALA kurtulur. Kim istemez bunu, hangi Trakyalı, Hangi Türkiyeli?...

Bu uğurda ki örgütlenmeler yetersiz kalıyorsa önerim şu:

Bir de “Ergene ve Gala Konseyi” kurulsun!..

O GÜNEŞ

Denize yağmur yağmış

Kirliliğin aşk kimliğinden

Ak köpüklü dalgalar

Ak saçımla inatta

Kıyıların

Dalga köpük martı beyazıyla

Üçgen kırlangıçlı yorgun aynalar

Ufuktan mezelenince

Akşamcı çilingirler

Karadeniz kökenli bir poyraz

Gezinir açık alnımda

İşte o güneş her gün doğar

Her gün batar bahçemde

Yağmur ve gökkuşağı güzelliği

Bülbülleşince dallarda

N.T