ÖRNEK OLMALI

     Trakya Birlik sporcularından bayan güreşçi Yasemin Adar Fransa’nın Paris şehrinde  yapılan Dünya Şampiyonası’nda   şampiyon   oldu, bayrağımız  gönderde  dalgalandırdı. Bundan büyük gurur olur mu.

                Kızlarımız bu spor alında çok  başarılı, üstelik  erkek sporu denilen bir spor dalı olan güreş dalında bu başarıyı gösteriyorlar . Onun için de kızlarımızın. Bu başarısı, onlara destek sağlayan kurum ayrıca kutlanmaya değer.

                Sporcularımız bu  başarıyı sağlarken üzüldüğüm bir durumu belirtmek isterim.

                Trakya Birlik gibi bölgemizde merkezi, on binlerce ortağı  olan bir kurumun sporcusu uluslararası  başar kazanıyor. Bu başarının  Edirne’deki tüm  kuruluşlarımızca taçlanması önere edilmesi gerekirdi. Bu da  diğer sporcular için de teşvik edici olurdu.

                Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan bu yönde öncülük yaptı başarılı kızımızı kutladı ve ödüllendirdi.

                Gönül isterdi ki, başka kurumlarımız da bu yönde destekleri olsun. Fakat anlı şanlı kuruluşlarımızda böyle bir gayret göremedik.

                Sadece bu sporcumuzun başarısında değil, bugüne kadar kıt imkânlarla başarı gösteren çocuklarımıza da sahip çıkılmadı. Kendi çocuklarının başarılarını sahiplenmeyen başarılı sporculardan bihaber olan bir bölgede sporda başarı  beklemek hayaldir.

                Nitekim, bunu futbolda da görüyoruz. Bizden daha küçük iller, futbolda bizden daha üst seviyede. Örneğin Kırklareli futbol takımı 2 ligde top koşturuyor. Buna başka il örneklerini de verebiliriz. Bizim yerimiz ise malum.

                Spor birkaç kurumun desteği ile gelişmiyor. Edirne Belediyesinin yanında başka kuruluşlarımız da olmalı katkı sağlamalı. Peki var mı derseniz;olsa haberimiz olurdu tabii ki yok.

                Verilen ziyafetlerde, gereksiz yurt dışı gezileri için milyonları heba edenler amatör sporcularımız için destek vermeye gerek görmüyorlar. Halbuki ikinci ve birinci ligde mücadele eden bir futbol takımının Edirne ekonomisine  yapacağı katkıyı  biz daha önceki yıllarda gördük.

İLÇELERDE YAPILAN ETKİNLİĞE SAHİP ÇIKILMALI

                Uzunköprü ilçemizde Kültür Sanat ve Tarım Fuarı yapıldı.Bu tür etkinlikler o yöreyi tanıtmak için önemli faaliyetlerdir. Uzunköprü Belediyesi de kendi imkanlarıyla bu fuarı tertiplemiş. Oldukça düzenli bir fuar alanı hazırlanmış . tüm meslek dalları fuarda stant açarak  ürünlerini sergilemiş. Bu güzel de, Uzunköprü Belediyesinin bu kültürel faaliyetinde Edirne ve ilçelerdeki  tüm mahalli yöneticileri meslek kuruluş temsilcileri oda ve borsa yöneticilerinin de burada yer almasını beklerdim.

         Açılış töreninde  bu muhteremleri göremedik. Aslında bu tür etkinliklerle   elde edilecek   ekonomik çıkarlardan  herkes yararlanacak. Bunda siyasi farklılık gözetilmemeli.

                Bakıyoruz bu tür festivallerde bölge sorunlarını kapsayan panellerde yapılıyor, halkımız bundan yararlanıyor.

                Onun dışında  başka kültürel faaliyetlere de tanık olunuyor.Böyle etkinlikler kültürel  festivaller o yörelerin tanıtımı, kalkınması  için çok yararlı faaliyetler oluyor.

                Böyle  faaliyetlerde siyasi farklılık gözetilmemeli, el ele verilmeli, köstek yerine destek sağlanmalı.

                Başka illerde böyle bir ayırım olmuyor. Bizde ise ya bendensin ya da karşımdasın anlayışı var . Siyasiler de bunu körüklüyor, bunun  faturası  her zaman halka çıkıyor. İlimizin geri kaldığından şikayeti olanlar bunu biraz da kendilerinde aramalı. Aksi halde aynı kısır döngü devam eder .

FIKRA

10 DAKİKA GERİ KALMIŞ

Bir doktor akıl hastanesinde kendisini saat sanıp başını iki yanan bir delinin yanına sokuldu.

  • “ Neden başını öyle iki yana sallıyorsun?”

- - “Ben saatim efendim öyle çalışıyorum” der

-  Doktor kendisine;

- - “ Peki öyleyse şimdi saat kaç?”

- - “ Saat tam on”

-    Doktor;

- - “  Yanlışın var benim saatim  onu yirmi geçiyor”

-  Bunun üzerine akıl hastası birden telaşlanır- “ Eyvah” der. “  yirmi dakika geri  kalmışım”.

****************************************************                

              BUNLARI BİLİYOR  MUSUNUZ ?

İLK RÜŞTİYEYİ 2.MAHMUT AÇTI

                Tarihimizde ilk rüştiye ( ortaokul seviyesindeki okul) 1858  tarihinde  İstanbul’da öğretime başladı.

 Sübyan okullarının  yeterli bir  öğrenim sağlayamaması, rüştiyenin açılmasını  gerektirdi.

               Rüştiye adı  Sultan 2. Mahmut tarafından konuldu. Askeri ve sivil ( mülki) olmak üzere iki çeşit rüştiye vardı.

               1848 yılında bu okullarda matematik ve coğrafya dersleri de okutulmaya başlandı. Sonraları rüştiyelerde  bilimsel derslere daha çok önem verildi.

               Ülkemizde ilk kız rüştiyesi 1859 yılında açıldı. 1923 yılına kadar  kız ve erkek ortaokullarına  rüştiye denildi.