Ülkemizde son yılda halk arasında bloklaşma iyice netleşti.Özellikle iktidar partisinin bu konudaki siyaseti bloklaşmada belirleyici rolünü üstlendi.
İktidar partisi sözcüleri yaptıkları konuşmalarında halka” ya bizden yanasın ya da karşı görüştesin” şeklinde iktidarın tavrını yaygınlaştırdı.
Bu iki görüş arasındaki siyasi anlayışa imkan tanınmadı.
Bu durum toplumu siyaseten iki kutuplu bloklaşmaya doğru itmiş oldu. Bu bloklaşma sunucu toplumsal olaylar da kaçınılmaz duruma geldi.
---------------------
MUHALEFETİN SİYASET YAPMA ALANI DARALDI
Siyah ve beyaz gibi iki farklı görüşün hakim olması topluma ulaşmada imkanları dar olan muhalefete mensup partilerin çalışma alanlarının daha da daralmasına neden oldu.
Ülkemizde iktidar kanadı güçlü medya ve basılı yayın organlarıyla kendi görüşünü halka kabul ettirmede rahat ortam buldu.
İktidar sözcüleri kendi görüşlerine karşı görüşü savunanları çoğu kez farklı gerekçeler bulup yasa dışı hareket etmekle suçlayıp muhalefet partilerinin siyaset yapma alanlarını iyice sınırladı.
Muhalefetin halka ulaşma imkanları az sayıda medyasına da yaptırım uygulanması sonucu ise muhalefet sesini duyuramaz duruma geldi.
Durum böyle olduğu halde, muhalefet parti mensupları siyaset yapmada bilinen eski taktiklerini kullanarak, iktidar partisince belirlenen suni gündem konularına da aldanarak onlara laf yetiştirme politikası izlemeye devam ediyor.
Bu türde karşılıklı polemiğe dayalı siyaset toplumdan hiç ilgi görmüyor.Bu üstelik bloklaşmayı toplumun daha da kutuplaşmasına zemin hazırlıyor
Bunun sonucunda da bugün siyaset yapma koşulları muhalefet partilerinin başarısı için çok uygun olmasına karşın yapılan kamuoyu yoklamalarına baktığımızda başta Ana Muhalefet Partisi CHP olmak üzere muhalefet partilerinin oylarında bir yükselme olmuyor.
---------------------
İKTİDARLA BİRLİKTE MUHALAFET OYLARI DA AZALIYOR
Bu şartlarda CHP’ye güven artması gerektiği halde yerinde sayıyor. Üstelik üye sayısında da azalma görülüyor.Bu görüntü siyasette,işin gerçeğine, olması gereken yapısına aykırı bir gelişme.
Böyle durumlarda muhalefet partileri, özellikle onun lokomotifi konumunda olan CHP’ nin oy kazanması gerekiyor.Bakıyoruz istatistikler bunun aksini gösteriyor.CHP oyları bir türlü yükselmiyor yerinde sayıyor. Bazı anketlerde ise oylar geriye düşüyor.
Bu durumda CHP’nin son kurultayında belirlenen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sık sık gündeme getirdiği yeni siyasi strateji çalışmaları bir türlü uygulanamıyor.
Bu parti sözcüleri toplumda güven sağlamak için yeni taktik denemesi zorunlu olduğu ,halkın ilgi odağı olan yöntemler bulması gerektiği halde eski usulde yine iktidar partisi sözcülerine laf yetiştirme politikalarını sürdürüyorlar.
CHP dışındaki muhalefet partilerinin iktidara karşı muhalefet yöntemleri toplumda daha etkili oluyor. CHP sözcülerinin sözleri ne yazık ki, yeni kurulan partilerin muhalefeti kadar etkili olamıyor.
Daha önceki yıllarda CHP’nin çeşitli kademelerinde görev yapan bir partilin in dediği gibi “CHP sözcüleri toplumda etkisi olmayan bu muhalefet yönteminden vazgeçmeli.
Halk sadece iktidar partisine cevap içeren muhalefet yöntemine ilgi göstermiyor.Bu iyice anlaşılmasına rağmen parti sözcülerinin aynı yöntemde ısrar etmeleri CHP’yi iktidara taşımaz.
Bundan önceki seçimlerde olduğu gibi yine yerinde saymasına neden olur. Burada yapılması gereken bence, CHP İstanbul seçimlerini baz alarak bundan kendisine ders çıkarmamalı.
Orada diğer partilerle halkın ilgisini çeken ortak taktik uygulandı.İktidar karşıtı olan, halk kendi siyasi kararına saygı duyulmaması üzerine iktidara karşı tek noktada toplandı.
CHP’nin bu birlikteliğin nasıl sağlandığı konusundan ders almadığını görüyoruz.İktidara karşı alınması gereken kararlarda ikilem içinde kalarak iktidar sözcülerine laf yetiştirerek başarılı olunmaz.
Bunun için halka bakışta bu bizden veya değil anlayışı ile hareket etmeden tüm halkla bire bir görüşülerek seslerini duyurmanız gerekir.Öyle beylik laflardan oluşan ,sözlerle iktidar karşıtı tavır sergileme ve parti binalarında vakit geçirme ile iktidar olunmaz.
Aniden, bir seçim kararını gelmesi halinde CHP yine seçime hazırlıksız yakalanacak.Daha sonra yine her zaman olduğu gibi başarısızlığı için kılıf arayacak.Bu sözlerim iktidar karşıtı olan diğer partiler için de geçerli.
Onlar da siyasetlerini belirlemede kararsızlıklarını bir tarafa bırakıp nerede olduklarını, kimlerle siyaset yapacaklarını ana hatlarıyla belirlemeleri gerekiyor.
İktidarın karşıtı halka güven verecek bir politika belirlemedikleri sürece başarılı olmaları hayalden öteye gitmez”.Eski parti yöneticisinin bana aktardığı görüşü bu katılmamak mümkün mü?
----------------------
FİKRA
BİLİYOR MUSUNUZ.?
Nasrettin Hoca camide vaaz verirken ”Ey cemaat benim sizlere ne diyeceğimi biliyor musunuz?” diye sormuş.
Camideki cemaat hep bir ağızdan cevap vermiş:
“Evet biliyoruz”
Hoca:
“Madem biliyorsunuz benim konuşmama gerek yok ”diyerek minberden inmiş.
Hoca birkaç gün sonra yine cemaate sormuş:
“Ey cemaat benim ne söyleyeceğimi biliyor musunuz.?”
Hocayı dinleyenler bu defa:
“Hayır bilmiyoruz” demiş.
Hoca bu kez:
“Madem ki bilmiyordunuz yine bilmeyin” diye minberden aşağı inmiş.
Yine aradan bir süre daha geçmiş .Hoca camideki konuşmasında yine:
“Ey cemaat benim yapacağım konuşmayı biliyor musunuz?” diye tekrar sormuş:
Cemaat hocayı köşeye sıkıştıracağını sanarak kimisi biliyoruz bazılar da bilmiyoruz diye cevap vermiş.
Hoca kül yutar mı:
“O halde bilenler bilmeyenlere söylesin ”diye cevaplamış.