ACILARLA DOLU BİR YIL GERİDE KALDI

Dünyamız ve toplumumuz 2020 yılını büyük acılarla geçirdi. Bir yılı aşkın süredir bu  ölümcü virüs belası ile uğraşıyoruz.

Ülkemizde  resmi verilere göre 20 bin kişi bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirdi.Bir savaşta görülebilecek sayıda insanımız vefat  etti.Bu hastalığın gerçek nedeni  ise henüz anlaşışmış değil .Gelişen teknoloji beraberinde insan yaşamını da tehlikeye sokuyor.

Tıp uzmanları bu hastalığın aşısını bulma yaygınlaştırılması  yönünde çaba içindeler.

Diğer taraftan bakıyorsunuz bir başka mikrop ortaya çıkıyor.Böyle, insanların hayatının her an   tehlikede olduğu normal yaşamdan uzak bir yılı geride bıraktık.

Gelecekte, 2020 yılı bu acı hatıralarıyla anılacak.

Geride bıraktığımız yıl dünya genelinde de huzurlu bir yıl olduğunu söyleyemeyiz.

Emperyalist devletler geri kalmış ülkelerde egemenliğini sürdürmek için  her türlü hileli yolları kullandılar.Orta doğudaki ise belirsizlik devam ediyor.Ülkelerinden savaş nedeniyle kaçan 4 milyonu aşkın Suriyeli ülkemizde barınıyor.Kıt imkanlarımızla onlara da yaşam imkanı sağlıyoruz.

AB ülkeleri mültecilere yardım konusunda verdikleri sözleri yerine getirmedi. Çevremiz yine ateş çemberi.

----------------

KURAKLIK TEHLİKESİ ARTIYOR 

Bu yıl bir başka yönüyle de kurak geçen bir yıl olarak anılacak.Bu kuraklıktan dünyamızda en çok bizim ülkemiz etkilendi.

Kış aylarına girdik. ülkenin büyük bölümü kar bir yana yeterince yağmur dahi görmedi.

Bölgemizdeki su kaynaklarının kuruması kentlerin susuz kalması demek.

Bundan en çok etkilenen illerin başında da Edirne geliyor.İçinden üç nehir geçen kentiniz susuzlukla yüz yüze.Yeraltı suları da gittikçe azalıyor.

Bu gelecek günler için kuraklığın daha da artacağının habercisi.

Tüm dileğimiz önümüzdeki günlerde bol yağışın olması. Geride bıraktığımız yıl ayrıca siyasi partiler arasında gerginlikleri yaşandığı bir yıl olarak hatırlanacak.

-----------------------

SİYASETİN KUTUPLAŞTIĞI BİR DÖNEM

Siyasi parti sözcüleri halkı kutuplaştıran söylemleriyle bu konuda  zemin hazırladılar.Bu bloklaşma  durumu ilkemizin geleceği açısından  endişe verici bir olumsuz gelişme .Halkın siyasi beklentiler uğruna politikacılarca   kutuplaşması kimseye yarar getirmez.Temennimiz o ki yeni yıl siyasilerin bu karşılıklı suçlama yöntemlerine son verirler ,

Ülkemiz güvenli bir ortama kavuşmuş olur.Önümüzde ne olacağı kestirilemeyen bir koca yıl var .

Bu yılın ülkemiz ve tüm insanlık adına barış ve huzurlu bir yıl olmasını dilerim.

--------------

SİYASİLERİN VAATLERİNİ BİR KENERA KAYDEDİN

Siyasi parti yöneticileri topluma her zaman gerçekleşmesi mümkün olmasa da  vaatlerle avuturlar.Şöyle bir eski gazete sayfalarını karıştırdığınızda bugüne kadar halka müjde olarak sunulup daha sonra unutulan vaatlerle dolu olduğunu görürsünüz.

Siyasetçilerimiz halka verdikleri sözlerin bir süre sonra unutulacağını dikkate alarak bol keseden atarlar.

Halk da bunu hesabın sormadığı için,verilen sözler unutulup gider.Bu günlerde yine bakıyoruz, ülke yöneticilerinden bol vaatler alıyoruz.Bekleyip göreceğiz verilen bu sözlerin ne kadarı tutulacak veya yine unutulacak.Bir kenara kaydediyoruz.

-----------------

FIKRA

DAĞ BİZE GELMEZSE

Nasrettin hoca dostlarıyla bir sohbet sırasında.

“Siz bakmayın sessiz durduğumuza biz de erenlerdeniz ”demiş.

Orada bulunan kendini beğenmişlerden biri Hoca ile alay etmek istemiş:
“Hoca öyleyse bir keramet göster de biz de inanalım.Örneğin  şu dağı çağır da yanımıza gelsin”

“Peki” demiş Hoca.Başlamış dağı çağırmaya.”Ey dağ,mübarek dağ,yerinden kalkıp yanımıza gel”

Dağda bir kıpırdanma  olmamış.

Kendini beğenmiş adam sırıtarak:

“Ne haber Hoca efendi, dağ yerinden dahi kıpırdamadı” demiş.

Hoca hemen taşı gediğine koymuş:

“Arkadaş biz kibirli insanlar değiliz,dağ bize gelmezse biz ona gideriz”  diye cevap vermiş.

Yerinden kalkarak dağa doğru yürümeye başlamış.