14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ…

Böyle bir gün gerekli miydi? Olması mı iyi olmaması mı? Kimseye bir zararı olmadığı için hadi böyle bir günümüz de oluversin. Oluverdi de. Sanırım ilgi de gördü.

Üstelik böyle bir duygusal ağacın meyvelerini yemek isteyenler çıktı. Her alanda olduğu gibi böyle bunu sömürmek isteyenler çıkacaktı, Çıktı da.

Abartmalara rağmen ilgi gören bir yaşanası gün artık. Bu güzel duygu sululuk için uygun değil, benim bildiğim. “Aşkım”, “sevgilim” , “kankam”… ve benzeri, üstelik bence kutsal sayılan bu kavramlar gelişi güzel , olur olmaz yerde, ağızda sakız değerine düşürülmemelidir. İki kişilik olan aşk ya da sevgi, sevda deyişleri kutsal olduğu gibi gizli de olmalıdır. Yoksa öbürleri gibi, bu kavramlar da yozlaşabilir. Nitekim aşk yüzünden kadınlarımıza i yönelik cineyetler insanlık dışı değil mİ? Yalnız aşk yüzünden değil elbet bir çok nedenle kadınlarımızın çektikleri içler acısı.

Gazetelerin ilgisi de iyi. Hemen hep “ek”lerle güne katkı sağlamakta, uyarılarla yönlendirmeye çalışırlar…

Cumhuriyet 12’de verdi böyle bir ek. Ön sayfada önemli ve vurucu bir yaklaşım. Yazıma almadan edemiyorum:

“Sevgi insanı hayata bağlayan en değerli ve güçlü duygulardan biri. Aşkla, tutkuyla, özlemle, ö çoğalır, büyür, sarar hayatını insanın. Sophokles’in ‘Bizi hayatın tüm yükleri ve acılarından aşındıran bir tek sözcük vardır: Aşk’ cümlesinde tam da dediği gibi , yaşamın yükünü de sıyırır üzerinden insanın. Sevmek, aşık olmak sarsıntısıyla kendine getirir insanı: özüne döndürür. Karşısında gördüğü bir aynadır, kendini de gösterir insana O yüzdendir ki, insan sevgiyi tüm kalbiyle yaşamalı..”

Kavgalara, şiddete, saldırganlığa, savaşlara inat özden ve özünden yaşatmalı Sevgi karmaşık ve şiddetli olarak seyir ederse, aşk kapıda demektir. Siz, bakmayın o ahlak ve namus bekçilerine. Sevmek de, aşık olmak ve aşkı yaşamak insan olmanın gereksinimi ve erdemidir.

Ancak “zorla güzellik olmaz” deyişi de her zaman gündemde olmalı. Evet; güzele bakılır ama; insanca. Sevgi ve türevi aşkın özünde ne DNA’sında zor, ya da zorlama asla olamaz olmamalı.

Kadınlara şiddet ve öldürme olayı bu kulvarda asla kabul edilemez.

 “SEVGİ YAŞAMAKTIR” Adlı çok eski bir yazımda bakın neler yumurtlamışım.

“Yaşamak, sevmek sevilmek, bu denli güzel ve değerliyken; ayna çatlatan , kısacık ömrünü ziyan eden, ettiren asık suratlar neyin peşinde.

Bir gün sevgi şarkıları mırıldanırsa, evimizde, işimizde, dudaklarımızda, mutluluk ve barış kapıları aralamış demektir…”

Yani aşksız olmaz, sevgisiz yaşanmaz.

Sevenlerin, sevilenlerin günü kutlu ve mutlu olsun!...Hele böyle kritik günlerde yani pandomimin dünya çapında yaygın olduğu günlerde aşkın da kıymeti bilinmeli, Birbirimize sarılmasak da uzaktan kumandalı sevmek de güzel olmalı, içten olursa.

Sevgi ve aşk olmasaydı, belki sanat da olmazdı Çünkü sevgi ömürlüktür, sonsuzluktur…

Ve işte öyle bir şiir:

AŞKLAR ve SAZLAR

Kimsesiz bir yalnızlıktı

Boynu bükük dalı kırık yüreğimde

Hıçkırığın burgacı

O dikenin dalından savrulan tüy

Cebime tuz bıraktı

Yüreğime bir hüzzam şarkı

Aşkların boynu bükük yazsa okunmaz

Sazların teli kopuk çalsa duyulmaz

Oku oku dediler çöp (d)oku

Yozlaşan beyitlerde cılkı çıktı aşkın sevdanın

Sen utanma bayram, bayram utanma

Alakok olmasa da rafadandır yumurtan

Oku oku bir kez daha oku

Göç etmeden gönlümde ilk-son kuğu

Aşkların boynu bükük yazsa okunmaz

Sazların teli kopuk çalsa okunmaz

N. T