MERİÇ İLÇESİ, İHMAL Mİ EDİLİYOR     ?

Edirne ilçeleri arasında nüfusu en az olan Meriç ilçesinin ekonomiye katkısı,  nüfusuna oranla  yüksekken hükümetten destek alamamaktan yakınıyor.

Meriç ilçe ve köy halkının üretime katkısı  hayli büyükken,  Edirne’nin bu küçük sınır ilçesi geri kaymışlıktan kurtulamıyor.

İlçede sanayi kuruluşlarının olmaması,  iş imkanlarının kısıtlı olması çiftçilikle geçimini sağlayamayan gençlerin sanayi bölgelerine göçünü hızlandırdı.

Meriç köylerinde genç nüfus yok denecek kadar az. Köy kahvelerinde sadece yaşlıları görüyorsunuz.

 İlçede daha önceleri  bir yüksek okul vardı o da kaldırıldı.  Geçimin zorlaşması sonucu genç nüfus çareyi Çerkezköy gibi sanayi bölgelerinde buldu. Oralarda biriken nüfus Meriç  nüfusundan kat kat fazla olduğu söyleniyor.

Meriç ilçesi ve köyleri yarattıkları artı değerle devlete büyük katkı yapıyor. Buna rağmen bu küçük ilçe devlet imkanlarından yeterince yararlanamıyor.

İlçe sınırları içinde, sulama imkanı olmayan  toprakların sulanması, halinde   ilçenin ekonomisine canlılık kazandıracak.

 Meriç nehri çevresindeki toprakların dışında sulanabilir arazi yok.

Bu bölgenin  topraklarını sulamada  çakmak Barajından  yararlanma konusu da belirsizliğini koruyor.

Bu baraj suyunun toprakların sulanmasından çok Çorlu Sanayi Bölgesine aktarılacağı  konusunda söylentiler var.

Meriç ilçesi gibi çalışkan özverili insanların yaşadığı bir ilçe insanlarına  gereken devlet desteği sağlanmalı.

Bu destek  İktidar partisinden olan belediye ile sınırlı kalmamalı. Meriç merkez nüfusu  büyük bir köy nüfusu kadar. Bu ilçeye yapılacak yardımlar daha ziyade köylere yönelik yapılmalı.

Bu konuları halkla konuşuyoruz. Onların ifadesine göre  tarım dışında hayvancılık konusunda da gerileme var. Köylerdeki büyük baş ve küçük baş hayvan sayısında azalma  oluyor. Tarım ve hayvancılık girdileri  çok yüksek. Bir balya samının 10 lira olduğu söyleniyor.

Tarım girdi fiyatları, diğer girdilerin yarısına ulaşıyor. Halk bu şartlarda diğer ülke çiftçileriyle nasıl rekabet edebiliriz diye yakınıyor.

Bu ilçede alternatif tarım ve sanayi ürünleri teşvik edilmeli. Devlet bu yönde destek sağlamalı. Kendisi küçük olmasına karşın ekonomiye katkısı yüksek olan sınır şehri ihmal edilmemeli. 

ÖZLÜ SÖZLER

Büyük zekalılar düşünceleri, orta zekalılar olayları, küçük zekalılar ise  kişileri düşünür.

Hyman.G.Ricover

 Kaybedecek bir şeyi olmayan insandan korkunuz.

 Goethe

BUNLARI  BİLİYOR MUSUNUZ,?

        

RADYO İLE İLK KEZ POSTACILAR TANIŞTI

              İlk radyo deneme yayını Ankara ve İstanbul’da  PTT’nin posta görevlerinde  yararlanmak amacıyla  kurduğu beşer kilovat gücündeki verici istasyonundan  1927 yılında yapıldı.

Bu  yayınları  1936 yılına kadar  Türk Telsiz Telefon kuruluşu yönetti.

 Radyonun günlük hayatta  önemli bir yer tuttuğu gerçeğini göz hükümet , Ankara’da büyük bir  radyo istasyonu kurdurdu. 28 Ekim 1938 günü  sürekli yayınlara  başlayan  bu yeni radyo uzun dalga “ Türkiye radyosu” ve   kasa dalga “ Ankara Radyosu” adıyla hizmete girdi. İstanbul Radyo sununun yayınlarına  sürekli olarak başlayışı.1 Eylül 1949  günü mümkün oldu.

                      

ZENGİN İŞADAMI YARDIMI

 Zengin bir işadamı  sokakta rastladığı eski okul arkadaşına yardım için yüz lira verdi. Okul arkadaşı bu  duruma hiç memnun olmadı.

 “Bu kez yalnız yüz lira veriyorsun.?”  Diye sordu.  İki yıl önce 500 lira, bir yıl önce ise 250  lira vermiştin  şimdi ise  yalnızca yüz lira  ha..?

 İşadamı arkadaşının bu sitemi üzerine  özel durumunu açıklamak istedi.

“ Geçen yıl evlendim, bu yıl bir çocuğum oldu” diye başladı söze. Arkadaşı onun sözünü yarıda kesti:

“ Tamam tamam anladım” dedi. “ Desene benim  paramla aile geçindiriyorsun artık”