GÜNLER GEÇİYOR…

Her gün yaptığım gibi, kahvaltıdan sonra markete doğru uzanırım. Sabahın sessizliği ve havası ciğerlerime dolunca, kendime gelirim. Bazen biraz yürüyüş yaptığım da olur. Ama öyle kilometrelerce değil, yürüyebildiğim kadar. Sonra bu yürüyüşlerimi abarta abarta şuna buna fırsat bulsam da anlatmam. Çünkü sağlığım için yürümeye çalışırım ben, övünmek ya da şişinmak için değil.

Bakınırım da yürürken. Ballıbabalar, sarı papatyalar ve adını bilmediğim başka çiçekler açmış açıyor. Çimenler ortalığı kaplamış. Ağaçların bir bölümü yeşeriyor. Bazıları çiçeklenmiş.Kızılcıklar, bademler, erikler, kayısılar… çiçek çiçek çiçeklenmiş. Hele güneşli havalarda bakmaya doyamazsınız. Böyle baş başa kalınca düşlerim ve doğayla dalar giderim.

Yani:

Hiçliğin derin sularında serinlerken sonsuzluğun doruklarında olur aklım.

Olimpos’tan “Yedi Uyurlar” denen bir antik kentin taşlarına can vermek, onlarla konuşmak isteği geçer içimden.

Gökçeada’nın oralarda bir “güzellik çamuru” varmış, diyorlar. Çamur insanı nasıl güzelleştirebilir diye şaşırmıştım önceleri. Ama sonraları aklım erdi. Zaten her şey bir varmış, bir yokmuş ayracın içinde tutsak değil miyiz enikonu; en azından bir dünyalı olarak. Bir ölümlü olarak. Milyarlarca yıldız varken niye bu mavi portakalda doğmak ve ölmek. Tutsak olmasaydım başka galaksilere, başka gezegenlere gitmek isterdim doğrusu. Belki oralarda Olimpos’ta ki tanrılar gibi ölümsüzlük vardır. Bizim Lokman Hekim çok aramış o otu. Söylentiye göre bulmuş da Bulmuş da neden önlemini almadan o köprüden geçmiş; geçerken de rüzgara kaptırmış. Kimbilir belki de bile bile yapmış bunu.Sonsuzluğu, sonsuzlukta, sonsuza değin yaşamak… Akıl alır gibi değil. Canlı hem usanır, hem dünya almaz. Belki katlanılamazda. Çünkü insanoğlu yada her canlı, yaşadıkça moruklaşır. Hücreleri yaşlanır. Dinamizmi, enerjisi azalır, sağlığı daha çabuk bozulur. Eh! Böyle yaşamın maskarası olacağına sat anasını gitsin!..

Ölümsüzlük olası değil elbet. Yapılacak şey Yaşarken iyi ve sağlıklı yaşamasını bilmek, olmalı. Çünkü o köyden daha ötede başka köy yok. Varsa bir bilen bir bölene söylesin.

***

Ön seçimler oldu. İlk sıraları kapanlar mutlu diğerleri bir başka rüzgarla öteki seçime savruldu. Zaman geçip gidiyor . bir sonra ki seçime ne kaldı, şunun şurasında. Ömür biter, seçim ler bitmez sanki

En iyisi bir şiirle biraz da olsa ferahlamak, ilgiyi dağıtmak galiba.

----------------------------------

BİR YÜREK DAHA

Uçurtmam

Yine yüreğimde uçuyor

Okyanus rüzgarlarıyla savruluyor sevdam

Esintin içime sinmiş

Kim bilir kimler bilir hangi kir(i)azdan

Topacım

Yüreğimde dönüyor yine

Karaya oturmuş gemim

Dağlarında yabansı güzellikler

Ve çıtkırıldım bir sabah

Yine kirpiklerin

Kalemim

Kalp çiziyor yüreğine

Bir yürek daha bir yürek daha

Önce ilk bakışlar yan yana

Soluğum kesiliyor

Adıma adın yazıldıkça

N. T