HİPOKRAT YEMİNİ UNUTULMAMALI

Tıp doktorlarımız için Hipokrat yemini adeta ant içme gibidir.

Mezun olan her tabip, bu yemine uyacağına söz verir.

Dünyanın her yerinde değişmez meslek yeminidir bu.

Tüm sağlık kuruluşlarında tabiplerimizin bu yemine uyma zorunluluğu vardır.

Bunu neden yazıyorum.

Son yıllarda bölgemizin en büyük sağlık merkezi olan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinde gerçekleşen sağlık hizmetleri konusunda yakınmalar oluyor.

Bu konuda yapılan görevlerin içine ‘AKÇELİ İŞLERİN’ girdiği iddia ediliyor.

Bu konunun Trakya Üniversite yönetimine dahi ulaştığı yolunda söylentiler var.

Münferit de olsa bu tür söylentiler  bölgemizde devletimizin  en büyük sağlık merkezi konumunda olan Tıp Fakültemize yakışmıyor.

Bu konuda yakınmasını dile getiren bir vatandaşımız. Bir süre önce rahmete kavuşan yakınında tanık olduğu olayı bana yansıttı.

Aile yakınlarının ifadesine göre, hasta   pankreastan kaynaklanan bir ölümcül hastalığa yakalanıyor. Bu hastalığın tedavisi mümkün görülmese de bir umut olarak her yere baş vuruyorlar.

Sonunda kurtulmasının mümkün olmadığı kanısına varılıyor.

Bu arada Trakya Üniversitesi’nden bir uzman kendilerine umut verici  bir yol gösteriyor.

İzmir’de kendisinin yakından tanıdığı bir Profesörün  bu hastalığı tedavi edebileceği müjdesini veriyor.

Hasta yakınları bir umut olarak buna inanıyor.Bankalara başvurup yaklaşık 100 bin lirayı bulan tedavi parasını tedarik ediyor.

Hasta  bu umutla İzmir’e gidiyor. Orada kısa süre sözde tedavi görüp “geçmiş olsun” denilerek tekrar Edirne’ye geliyor. Hasta yakınları “artık hastaları iyileşti” diye mutlu oluyor.

Birkaç gün sonra hasta tekrar fenalaşıyor. Önce onkolojiye daha sonra da eski devlet hastanesinde ölümcül hastaların  kaldırıldığı yere gönderiliyor. Orada bir iki gün içinde vefat ediyor.

Hasta yakınları tedavi olduğu söylenen hastasını  kısa  bir süre sonra  toprağa veriyor.

Şimdi bu aile, yakınlarını kaybetmenin üzüntüsü  yanında borç olarak aldığı paranın taksitini ödüyor.

Hipokrat yemini eden bir uzman, tedavisi olmayan bir hastasına umut vermesi ve belirli bir ücret karşılığı başka bir uzmana sevk etmesi ne kadar doğrudur ?

Bu hastalık tedavi edilebilecekse, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi bu imkanlardan yoksun mudur ?

Yoksa vatandaşın ifadse ettiği gibi ‘akçeli işler mi’ vardır ?

Ne acıdır ki  bu ve benzeri iddiaların Trakya Üniversitesi gibi güzide bir sağlık merkezimizden  oluşması  gerçekten üzüntü verici.

Yöneticilerin bu tür olaylara meydan vermemek için daha duyarlı davranmaları gerekmez mi?