Bir Avni ANIL bestesi der ki: “Ah bu şarkıların gözü kör olsun…”Son günlerde işte bu şarkı dilimin ucunda dolanıp duruyor. Notasız, makamsız , metrenomsuz… olsa da söylemek ister gönlüm.
Şarkıların gözü kör olur mu?
Oluyormuş demek ki.
Peki, neden kör olsun?
Çünkü insanların duygularını kamçılar önce. Sonra da m
“Merdivensiz kuyulara” iterler sizi yalnızlığın ve hüznün uçsuz bucaksız sınırsızlığında bulursunuz kendinizi.İç denizlerinizde Ahmet Haşim’in sesi dolaşır:”Melali anlamayan nesle aşina değiliz.”, “Şiirde anlam aramak , eti için bülbülü öldürmeye benzer. Kendi yasaları olduğu bir gerçek.”
Yalnız kişisel değil, ülke ve evren sorunları da aheste çekmeye başlar kürekleri.İnce ve dolu bir bulut çöreklenir yüreğinize.. “Derdimi ummana döktüm, asumana inledim…” deseniz de dinleyeniniz olmaz. Aydınlanma özlemini büyüte büyüte alkışsızlığa dönüşür vereceğiniz konser. Belki bir gün… der umutlu bir bekleyişe bırakırsınız filmin sonunu.
Bu kez de başka bir şarkı sizi dürter. Beni de kucakla der.Hangi şarkı mı? “Gün gelir gidersen çok şey istemem…”
İnadım yelken açıyor bu kez de. Söylüyorum bu şarkıyı, ama biraz tornistan ederek “Gün gelir gidersen, hiçbir şey istemem senden, üste veririm bilmiş ol…”
Ömür biter, şarkılar bitmez işte. Gözü kör olsun bu şarkıların. E mi!..
--------------------------------------
Buraya kadar yazmış ve bırakmışım. Ne zaman yazmışım, neden yarım bırakmışım, anımsayamadım. Ancak Güncel konulara da karınca, kararınca sürdürmek istedim.
En başta Virüs denen Korona mikrobu. Tüm dünyayı etkisine alıverdi. Canından olanların sayısı korkunç boyutlarda. Biteceğini sanmıştık. Ama önlenemeyince sayılar giderek boyut kazandı. Sonunda tam kapanma konumuna girdik. Umarım önlemler ,kapanmalar ve aşı… yararlı olur. Mikrop sosyal yaşamı da altüst etti. Ekonomi de öyle. Mağdur olan halkın ve özellikle küçük esnafın desteğe, yardıma gereksinimi yadsınamaz.
Biden(ABD Başkanı) Ermeniler konusunu gündeme getirdi. Bence hiç gereği yokken. Kıyamet koptu elbet. Öyle olacağı belli idi. Bu konuda bilgili, mi, yetkili mi bilmiyorum. Ancak şu soru aklıma geliyor. ABD başkanları ülkesi mi yoksa dünyayı mı yönetiyor? Savaşın kendine göre yasaları olduğu bir gerçek. Ya öleceksin ya öldüreceksin, en ilkel yaklaşım. Onların en azından inançları aynı. Her başkanın böyle davranacağını sanıyorum.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”, “Lâfla peynir gemisi yürümez.” “Analmadan , dinlemeden konuşulmaz”, “Bilgi olmadan fikir olmaz.” Daha ne söylemler! Ama takan yok. Ve bu sözleri tersine çevirme yolunda uygun adım ilerliyoruz…
Ben de diyorum ki:
“Ağzı olan değil aklı olan konuşmalı” Çenebazlık, boş boğazlık bir işe yaramaz.
YAZ_GÜZ GÜZ-YAZ
Şapkasını yüreğinde unutan ak saçlı baston
Ebruli soyulur çaktırmadan
En buruk aşka utancını saklar yüz çizgilerine
Ve güz liriklerine uzun kanar yaz
Arabesk taçlı çıkıntılarda ıslık yanar
Sarhoş geceler
Isıtamayan son yaz-güz saçağına
Hiç durmayan Yaz-güz turnalar
Ağlaşan mevsimlere ibrişimli kuşlar
Çağla tadına kanar yaz-güzlerde kül rengi uçuklar
Güz-yazlarında
Aşka ipi kopuk uçurtma
N.T