Ülkemizin dört bir yanını kapsayan, kırk bini aşkın insanımızın ölümüne neden olan bu ölümcül mikroptan kurtulmamız mucizelere kaldı. Bu illetin İnsanları ecele göndermek için her gün farklı taktikleri ortaya çıkıyor.Dünyanı her ülkesinin farklı mikrobu var .Adete öldürmede birbiri ile rekabet halindeler.”sen az öldürdün,ben daha çok cana kıyarım” yarışındalar.
Günümüzü gelişen teknolojisi dahi bu illetle başa çıkamıyor.Yine her gün yüzlerce insanımız yaşamını yitiriyor.
Toplum başına gelmeyince bu faciayı kanıksar hale geldi.
Akşamları ölüm oranlarını izlerken, tıpkı hava raporunu sıradan bir haberi izler gibi duyarsız olduk.Alınması gereken önlemlerde de gereken özen gösterilmemesi sonucu bu hastalık mikrobunun tahribatı azalacağı yerde etkisi artarak sürüyor.
---------------
SÖZDE TAM KAPANDIK
Hükümet son çare alarak bugüne kadar uzmanların sık sık gündeme getirdiği “tam kapanma” yöntemine başvurdu.
Bugüne kadar evlerinde kapalı olanların dışında kalanlar da 17 gün süre ile evlerinde kapanacak.
Bu ne getirip götürecek göreceğiz.Bu kararların alınmasından sonra toplumda bir hareketlilik başladı.
Toplun içinde tarlası bahçesini hatırlamayanlar gerekli izni alarak ,bahçesinde işi olduğu gerekçesiyle yasal izin alıp oralara koştu.Bu kısıtlama günlerini oralarda geçirecek.Bu onlar için bir anlamda tatil olacak. Bu imkânı olmayanlar yine dört duvar arasında kısıtlamanın sona ermesini bekleyecek.
Bu tedbir olarak yararlı olması düşünülen yöntemle de toplumun dört bir yana dağılması ile gerekli denetim yapılacak mı?
Meskeninde kalan halkı “sokağa hatta bahçene dahi çıkma,ancak zorunlu ihtiyaçların için yürüyüş mesafesinde dışarı çıkabilirsin.onun dışlında sana sokak yasak “ demekle bu kapanmadan istenilen sonuç alacak mı.?
Onu da bu günlerin sonunda göreceğiz.Bu arada izin alıp yazlığına,kırlara çıkanların gerekli denetimi yapılacak mı?
Aslında bu uygulama istismara açık bir uygulama olmuyor mu.? Dört bir yana yayılan halkın bir de geri dönüşü olacak.O da mikrobun yayılmasında tehlike oluşturmayacak mı?
Açıklanan önlemlere göre bu ne oranda faydalı olacak.Bu arada çalışma hayatı devam edecek.
Bunun dışında kalan, bir bölümü aşısını yaptıran ihtiyarlardan oluşan yaşlı nüfusumuzun omzuna binen uygulama istenilen sonucu verecek mi?
Bunda en büyük görev günü kurtarma yerine canını kurtarma anlayışında olan sorumluluk bilinci ile hareket eden halkımıza düşüyor.
Bu konuda duyarsızlık devam ettiği sürece yapılan kısıtlamalarda halkımız olumsuz etkilenecek.Getirilen önlemler çeşitli gerekçelerle halkı yaşam alanını daraltacak.
Bu tür uygulamaların emarelerini görüyoruz.Hastalıkla ilgisi olmayacak önlemler uygulamaya konuluyor.
Burada farklı amaçların olduğu izlenimi halkımızda kuşku yaratıyor.
Bu anlayışın daha ileri boyutlara ulaşmasını önlemede halkın duyarlı davranması etkili olabilir.
Aksi halde bu ölümcül mikrop gerekçe gösterilip her geçen gün kemerler daha çok sıkılacak.
-----------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?
İLK MAHALLE MEKTEBİNİ FATİH KURDU.
İlk Mahalle mektebi Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’da fatih camisinin yanında yaptırıldı.
“Mahalle Mektepleri” Beş ,altı yaşındaki kız ve oğlan çocuklarına okuma yazma ile din bilgisi öğreten okullardı.
Padişahın yanında devlet büyükleri ve zenginlerce yaptırılan mahalle okullarına da,Sübyan mektebi,taş mektep,muallimhane,darülilim de denirdi.
Çocukların ”Mahalle mektebine başlaması özel bir gün sayılırdı.
Bu günü her aile gücüne göre kutlardı.
Yoksul çocukları hocanın eli öptürülerek; orta halli ailelerse öğrencilere birkaç kuruş,hoca ve yardımcılarına da mendile düğümlenmiş paralar vererek çocuklarını okula başlatmış olurlardı.
Zengin çocuklarının okula başlaması ise hoca ve yardımcısı ile birlikte bütün mahallenin katıldığı büyük bir tören ve gösterişle yapılırdı.
Bu tören Anadolu’da kız almak,düğün yağmak gibi bir yarı bayram niteliğinde çevreyi etkiler ve daha masraflı olurdu.Öğrenciler çeşitli giysiler giyerdi.
-------------------
ÖZLÜ SÖZ
Dostların ziyaretine eli boş gitmek,değirmene buğdaysız gitmek gibidir./MEVLANA