İNSAN VE KEŞKELERİ…

“Balık gibi yüzüp, kuş gibi uçmayı başardık ama çok kolay bir şeyi yapamadık; kardeş gibi yaşamayı.”

(Martin Luther King)

Kullanmasını çok iyi beceremediğim internette gelişigüzel gezinirken bu özdeyişi gördüm.İnsanlığın yaşamın, dünyanın bir özetiymiş gibi geldi bana.

Şu dünyanın konumuna şöyle bir bakmak yeterli bence. Belki de kurulduğundan beri insanlar hep yok etmek hırsı ile yaşamış. Çıkar olayı temelinde hep savaşılmış, birbirimizi yok etmek için uğraş vermişiz. Büyük savaşlarla, soy kırımlarla… Yaşamışız. Aslında sürünmüşüz demek daha doğru olacak sanki. İnsanları canından edip zaferler! Kazanılmış. Ama neler yitirilmiş. .. Bunun hesabı da yapılmamış, sağlaması da. Buna bağlı olarak çekilen acılar: göçler, salgınlar, açlık.. kol gezmiş hep. Ve hiç sıkılmadan: “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyerek avunma, avutma yolunu seçmişiz.

Canlar… Bir kez ve belki de bir raslantı sonucu, ve beklide en önemli şanslardan biri… Neden niçin ve kimin için canından olacak? O söylenenler var ya hepsi palavra ve avuntu. Giden gittiği, ölen öldüğü ile kalmış… Yine sürmekte değil mi bu gerçek?

İnsan olarak geldiğimiz şu dünya nimetlerini niye paylaşamıyoruz, bilmem ki?.Kimileri bal börek içinde yüzerken niye kimileri süründürülmüş..

Yani King’in de söylediği gibi “Kardeş gibi yaşamayı” neden ilke edinememişiz? Niye bu güzelliğin peşinde olmamışız? Onun bunun çıkarı için değil mi? Şu fani dünyanın kimseye kalmadığını, kimselere kalmayacağını bile öğrenememiş, öğretememişiz. Bir şiirimde demişim ki: “Savaşı çıkaranlar gitsin savaşa” Ütopya gibi görünse de bana göre doğru ve mantıklı. Hayat tren değil ki, gidilen son duraktan, geri dönülsün. Büyük ozan :” bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden/Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden” demiş, boşuna mı?

Şu ayırımcılık belki de en büyük düşman. İnsanları birbirine kırdırmanın formülü. “Böl, yönet” söylemi boşuna mı? Renk, dil, din ve diğerleri… Hepsi bir yana hepimiz insanız işte. İnsan… Kardeş…

Uzaya erişen, en yüksek dağa tırmanan, en derin denizin dibine inen.. İnsanlar değil mi.

Bunları beceren insan, kardeş gibi yaşamayı niye ve neden beceremesin?.. Düşünür bunun ne denli kolay olduğunu da vurgulamış. Ama kime? Çünkü dünya ;Kim kime dum duma!...

Son sözüm: Hangi nedenle olrsa olsun, SAVAŞA HAYIR!..

KEŞKE

Keşke,

Meyveli bir ağaç olaydım da taşlanaydım

Keşke

Duygulu bir besteye söylenmedik söz

Bir mevsimin dikenli gülü, meşeli ormanda

Keşke,

Saksılarımda ki şebboy kurusaydı açmadan

Monolya kurutaydım kitaplarımın arasında

Keşke

Gölün en taşlı sazlığı

Deniz kıyılarının ayak izleri kumsalı

Okyanusların derinliklerinde bir anfora

Döl vermeyen kısır bulut

En uzak özlemde parlamayan yıldız

Keşke

Kör bir bıçak olaydım bilenmez

Ot bile biçemeyen bir tırpan, kırık saplı

Sahi ben ne olsaydım be kızan

Keşkeler toplamında keşkek mi?

Sinek kaydı umutlarımla

Uzun menzilli keşkeler zincirinde ben

N.T