Kuşları, daha doğrusu iç içe yaşadığımız canlı ve cansızları da korumak ve kollamak ekolojik denge açısından oldukça önemli.
Çünkü tüm varlıkların ayrı bir yeri ve önemi olduğunu vurgulamaya gerek yok sanıyorum.
Ne ya da neler yapabiliriz?..
Bu bilince varmış olmak bile bence yeterli.
Yazın sıcak ve kurak aylarında susuz kalmasınlar. Bunu sağlamak için uygun kaplara doldurup uygun yerlere koymak yeterli. Son yıllarda bu yapılmakta. Ama tazelemek ve kabı temizlemek de oldukça önemli. Bu insanca bir yardım ve yaklaşım.
Ancak önce de söylediğim gibi arada bir kontrol edilmeli. Ne yazık ki bu kapları kirletenler de var. Su, uzun zaman kapta durunca, kirlenip yosunlaşmakta.
Her işte olduğu gibi, bu işi de tam yapmalı.
Kış, hayvanlar ve göç etmeyen kuşlar için daha çetrefilli. Kar ve buzlanma nedeniyle yiyecek içecek bulamayan ya da zorluk çeken yaban hayvanlarına da bu yardımı yapmak gerekir. Uygun yerlere su ve yiyecek bırakılması hayvan ölümlerini azaltır, azaltacaktır. Bunu yardımseverler ve kurumlar yapabilir sanıyorum.
Avcıların da yardımı olabilir.
Çünkü doğa bütünüyle vardır ve yaşar. Öyle bir denge kurulmuş ki; tuğlalardan biri yerinden oynasa bu olağanüstü denge bozulabilir.
Doğanın kendini yenileme özelliğine rağmen, insanların da onunla barışık el ele ve gönül gönüle olması gerekir. Onun bir parçası olduğumuz akıldan çıkarılmamalıdır.
Aşık Veysel bir şiirinde olayı çok iyi vurgular: “Benim sadık yârim kara topraktır.” Dizesiyle. Oradan gelip oraya döneceğimiz hüzün verici olsa da gerçek.
Doğal olmak da bence önemli.
Sür sürüştür, tak takıştır… yapay güzelliğin peşinde koşmaktansa; doğal yaşamı seçmek insanı rahatlatacaktır. Kendini olduğun gibi benimsemek 8sakatlık hastalık dışında) bence en önemli erdemlerdendir.
Çünkü yapaylık geçici ve aldatıcıdır. Bir süre etkili olsa bile yarını ve daha ötesi yoktur. Hem başkalarını hem kendini aldatmaktır yapaylık.
Aşırı dekolte ve aşırı kapanmanın normal ve yararlı olduğu söylenebilir mi?
Ancak bu dünyada iki cins olduğunu artı ve eksinin birbirini çektiğini göz önünde bulundurmak gerekmez mi?
Teşhir ve tahrik bu çekiciliği şımartır, gibi geliyor bana.
Genç erkekler de başka alem. Cinsler yer değiştiriyor gibi geliyor bana.
Kadınlaşan erkekler, erkekleşen kadınlar… Olacak iş mi? Yaradılışın yasalarına aykırı değil de ne öyleyse?.. Bu saptama herkes için değil elbet. Bir azınlık olsa bile kötü örnek.
Öcü kılığı da bir başka takıntı. Doğrusu ne peki? Herkes istediği gibi giyinebilmeli. Yer mekan ve zaman uygunsa elbet.
Bir toplumun içinde yaşadığımız onun bir parçası olduğumuz unutulmamalıdır.
Abartı ve özenti, özellikle taklitten uzak durmak; daha iyi, doğru ve güzel değil midir? Kişilikli, kültürlü, temiz insan olmak: çizgi bu olmalı kanımca.
Kırmızı olmasa bile bu çizgiler; çizgi çizgidir. Kişilikli olmak en doğrusudur elbet…Hayvan sevgisi de aşırıya kaçmamalı… yeterli ve dengeli olmalı. Onları normal yaşantılarından koparmamalı. Hepsinin yaradılışını da göz ardı edemeyiz, sanıyorum.