Edirne’de Çavuşbey mahallemiz halkı, terörü kınamak amacıyla bir mevlit düzenlemiş. Halkın dayanışması, birlik ve beraberliği sağlama açısından bu örnek alınması gereken bir davranış. Bu mevlit üstelik, tam da şehidimizin Meriç ilçesi Küplü beldesinde törenle toprağa verildiği gün yapılması çok daha anlamlı.
ÇAVUŞBEY HALKI BİRLİĞİN ÖNEMİ İÇİN UYARIDA BULUNUYOR
Roman vatandaşlarımızın çoğunlukta olduğu bir mahallede böyle önemli ve ulusal bir konuda ülkenin kanayan yarası olan terörü kınamak için dayanışmayı sağlayan, halkın tepkisini yansıtan bir etkinliğin olması herkes için örnek olmalıdır.
Çavuşbey Mahallesi halkı bu dayanışma ile bir süre önce mahallede meydana gelen olayı onaylamadıklarını, her zaman birlik ve beraberlikten yana olduklarını ifade etmek istiyordu. O nedenle Çavuşbey mahallesi halkını ve bu organizasyonu yapanları canı gönülden kutluyorum.
Halkımızın acılarda olduğu gibi mutlu günlerinde de böyle elbirliği dayanışma içinde olmalı.
Ne yazık ki biz bölge halkı olarak bu birlikteliği beceremiyoruz. Trak halkından kaldığı söylenen, toplumumuzun el ele verme. dayanışma alışkanlığı yeterli değil. Bu zaafımız folklorumuza da yansımış durumda.
Başka bölgelerin oyun havalarına bakıldığında genellikle el ele tutuşarak oynandığını görürsünüz. Bizim bölgemiz folklorunda ise herkes kafasına göre salonlarda oyununu oynar.
Onun için Çavuşbey Mahallesinin gerçekleştirdiği bu dayanışma herkese örnek olmalı.
*************************************************************
DENEDİK, FAKAT OLMADI
Geçtiğimiz yıl, şu an ikamet ettiğim apartman dahil 5 blok halkı ortak iftar yemeği düzenlemiştik. Ortak olarak bu etkinliği düzenlememiz dayanışma açısından gerçekten ses getirmişti.
Zira, apartman yaşantısı insanların birbirine olan bağlarını azaltıyor.Bakıyorsunuz, aynı apartmanda oturduğu halde birbirini tanımayan, selam dahi vermeyen insanların olması beni huzursuz ediyordu.
Onun için böyle bir iftar yemeği tertipledik. Bu yılda aynı çatı altında yine 5 blokta oturan ailelere Kurban Bayramı günü bir araya gelip bayramlaşma teklifi götürdüm.
Ne acıdır ki tüm çabama rağmen bunu gerçekleştiremedik.Aynı çatı altında olan ailelerin kutsal bir günde bayramlaşmak için birkaç dakikalık zaman ayıramaması ne acı.
Bu da gösteriyor ki toplumun ortak değerleri gelenek ve görenekleri gittikçe zedeleniyor.
Bireycilik, nemelazımcılık, bana necilik ön plana çıkıyor. Bu da toplumumuzun geleceği için iyi bir gösterge değildir.
Çavuşbey mahallesinin yaptığı bu dayanışmanın tüm alanda gerçekleşmesini temenni ediyorum. Toplumun böyle dayanışmaya çok ama çok ihtiyacı var.
**********************************************************************
BİR TÜRLÜ ÇÖZÜM BULUNAMIYOR
Edirne’nin eski yerleşim alanlarını gezip , tarihi evlerin harabe haline geldiğini, içlerinin çöplüğe dönüştüğünü gördükçe insanın içi sızlıyor. Bu evleri yok ederek aslında bir tarihi bir kültürü yok ediyoruz.
Birbirinden güzel o cumbalı evlerde bir zamanlar farklı kültürden insanlar dostça yaşam sürüyordu.Bu evler bir dönemi bir çağın sanatını yansıtıyordu. Kapısından penceresine kadar özel bir işçiliği vardı.
Ne yazık ki bu kültür hazinesine, turizm açısından önemli bir kaynağı heba ettik. kalanları da koruyamıyoruz. Bir zamanlar önemli bir fikir ortaya atılmıştı. Bu tarihi evleri kurtarmak için her ilin yetkililerine Kaleiçi’ndeki evleri onarıp, o ilin kendi kültür merkezi haline getirmeleri teklif götürüp, böylece ata yadigarı evlerin kurtulacağı gündeme getirilmişti. O da hasıraltı edildi. Yine Edirne Valimizin turizm çalışmaları ve tarihi dokunun korunması yönünde girişimleri oldu. Bu konuda ilgili kurum temsilcileri ile görüşmeler yaptı. Bu girişim bugün ne safhadadır bilinmiyor.
Edirne turizmi açısında olmazsa olmaz olan tarihi evlerimizin şu anda ayakta kalanlara sahip çıkmalıyız. Yıkılmak üzere olanları ise çevresini sarıp çöplük haline gelmesine, gelen turistlerin bunu aleyhimize kullanmalarına izin vermemeliyiz.
*************************************************************************
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
TARİHİMİZDE YIKICI DEPREMLER
Tarihimizde bilenen ilk depremler milattan sonra birinci yılda olanlardır. Daha önceki depremler hakkında ise ilimizde belge bulunmamaktadır. Tarihimizde önemli depremler şunlardır: 668 yılanda İzmir’de olan depremde 20 bin kişi, 1458 yılanda Erzincan depreminde, 30 bin kişi, 1509 yılında olan İstanbul depreminde 13 bin kişi, 1688 yılında İzmir depreminde 20 bin kişi, 1883 yılında meydana gelen çeşme depreminde 15 ben keşe 1939 yılında olan Erzincan depreminde 32.372 vatandaşımız., Son olarak meydana gelen Marmara depreminde ise30 bine yakın kişi yaşamını yitirdi.
ÖZLÜ SÖZ
Yalan öyle bir oktur ki bazen hedefini değil, atanı yaralar.