YENİ KİTABIM DİYOR Kİ:

Beni “IHLAMUR KOKULU SAKİN KENT VİZE” adıyla kitaplaştırdın. İyi de ettin. Ben şimdi 172 sayfa olarak elindeyim. Adımı ben de beğendim. İnsanın anılarını yazmasından daha güzel bir şey olabilir mi? Yıllardır yazdığını biliyorum. Zaten beni oluşturduğun yazıların büyük bir bölümü o yazdıklarından oluşuyor: Şiirler de serpiştirmişsin Onlar güzellik katmış anlatımlarına.Zaten ben anılar, anlatımlar ve şiirlerinden oluştum.

Eline geçeli beri eşe dosta, tanıyana tanımayana beni postalıyorsun. Elbette iyi yapıyorsun. Ancak posta ücretleri eskisi gibi değil. Oldukça yükselmiş.Daha öncelere “kültür hizmeti “ olarak özellikle basılı kâğıt olarak çok ucuza gönderilebiliyordu, kitaplar dergiler, gazeteler… Ve kargo yoluyla gönderebiliyordu ucuz ucuz.Hele özel kargolar bunu da yapmıyor.

Bu arada yurt içine neyse de KKTC’ye göndermeye kalktım. KKTC’yi yurt dışı olarak kabul edilmiş. Ve dünyanın ücreti. Aklım ermedi bu tutuma. KKTC’nin yurt dışı sayılması beni üzdü de. Üstelik Bir kitap kolisi bir ayı bulmakta gidene kadar.Oysa benim bildiğim. KKTC’ye gitmek bile pasaportsuz. Kimlik yeterli sayılmakta. PTT kargonun bu durumu açıklığa kavuşturması kültür hizmeti açısından önemli. Yani KKTC’de yurt içi sayılmalı bence.

Sen bana bakma nereye gönderirsen , ben oraya giderim. Ama nedense Kaybolan  koliler de olmakta. Buna da bir çözüm bulmak gerek. Nasıl bulunur? Yetkililer ve görevliler bilir.

Bu saptamalarım yaşadıklarımın sonucu ve bir şikayet değil bir saptama. Yanlış anlaşılmasın. Beni nasıl elden çıkaracaksın? Diye sorma bana. Kitapçılara versen satılmaz. Eşe dosta göndersen olabilir ama işe yaramaz genellikle. Yine de maddi ve manevi desteklerini esirgemeyenler var. Özellikle öğrencilerime oldukça güvenim var.

Ancak benim için en önemli yer Vizeliler v Belediyesi. Çünkü kitaptaki anılar anlatılar Vize kökenli daha çok. Çünkü Vize’ye kayıtlıyım. Çocukluğum ve gençliğim oralarda geçti Develi ve Evrencik köylerinde ikişer yıl öğretmenlik yaptım. Umudum Vize ve vizeliler bu nedenlerden dolayı.

Sen yine de ne olursa olsun şimdilik benim son göz ağrımsın. Her gün birkaç kez bakıyorum kapağına. Orada Vize’nin Ayasofya’sı var. Vize için önemli bir tarihi ve turistik yapı. Kapağın üst tarafındaki gözelerden ıhlamur çiçekleri sarkıtılmış…

Sen ne deren de, ne düşünürsen düşün, ben hayatımdan memnunum. Sevimli bir kitabım var artık. Öncekilere göre daha oylumlu ve ilginçsin.

Bu süre içinde maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen dostlara da sonsuz teşekkürler dilemekten kendimi alamıyorum…

Kitabın basımında Baygenç Yayınları sahibi Arslan Bayır senin arka sayfana şunları yazmış:

“Anılar günlük gibidir.İçinden ne dersler çıkar anlayana ve bilene.

Bu kitap, Vize almadan! Vize’ye gitmek isteyenlere önemli bir kaynak.

Erguvanların ve ıhlamurların bahar seremonisi geçişi gibi bir kitaptır..

Yazılarının içinde önemli bir yer tutan Vize ilçesi onun vazgeçilmezleri içerisindedir.”

Bilmiyorum ne dersin bu saptamalara.

İçinde yer alan bir şiirime de yer vermek istiyorum, izninizle…

KUŞLUK_TAN

Hani

Şu Istıranca esen

Meşelere renk veren “Tek ve hür”

Orman

Tepeden tırnağa

Yalnız ve kuşluk-tan

Tüm tarlaları

Gündöndü günebakan

Yeşil Vize güzeli

Orman

Tanı

Karadeniz taşan yağmur

Balkanları eser poyraz

Bir sisli sevdayı üşür

Göztepe’de

Sırtı açık kuşlar

N.T