BİR RÜZGARDI GELDİ GEÇTİ

Üniversiteler kapanalı epey oldu. Ama seçime rağmen , ilk ve orta dereceli okullar açık. Bu hafta sonunda yani, haziran sıcakları bastırmadan kapanabilecekler ancak. Sanki bilimsel araştırmaları üniversite değil, onlar yapacakmış gibi

Bu meslekte otuz küsur yıl çalıştım. Son haftaları bilirim. Ne gelen bellidir ne gelmeyen ne giden. Bir karmaşa, bir karışıklık…

Disiplin olaylarının en çok yaşandığı günler. Kaçmalar, sigara içmeler, sululuklar, kavgalar ve şamatalar…görülür. Öğretmenlere kaykılananlar da olabilir.

Toplansın disiplin kurulları, verilsin cezalar.

Ülkemizin koşullarında ; hele sıcak bölgelerde bu kadar uzatmanın sorun çıkarmaktan başka bir işe yaramayacağını söyleyebilirim.

Çünkü böyle günlerde devamsızlık yapanlar artar. Program bitmese bile ders yapamazsınız. Yapsanız da dınlemezler. Bahçeye çıkalım derler de başka bir şey bilmezler. Şımarıklık, sululuk diz boyudur.

Eski bir eğitimci olarak önerim şu: Haziran girmeden ilköğretim okulları ve lise düzeyinde olanlar haziran girmeden, kapanmalı. Üniversiteler haziran ortalarını bulabilir.

Ama ders diye not tutup , bu notları ezberleyip sınava giriyor ve sınıf atlıyorlarsa bir diyeceğim olamaz elbet

Bu uzun tatilde kitap filan da hak getire. Okumak bir işkence gibi gelir çoğuna. Deniz kıyılarında yazın tadını çıkaranların bile elinde bir roman, bir öykü, bir şiir kitabı…görmedim. Bu tavrı doğru bulmuyorum.

Okulu bitirenlerin sanki büyük bir işkenceden kurtulmuş gibi tavır almaları. Hiç hoş değil. Asıl sancı ve sıkıntılar bu bitişten sonra başlayacaktır. Öğrenciliğin değerini o zaman anlayarak o günleri arayacağız. O geri dönmeyen sorumsuz günleri…

Sonra şu kep fırlatmalar bir simge bile olsa; bence yakışıksız. Mezuniyet günlerinde yaratılan giysi şıklığı konusundaki yarış ne denli önemli ve mantıklı olabilir? Yine öyle gecelerde gizli-saklı alkol yönelmeleri en azından saygısızlık bence.

Yine de bu öğretim yılını da olaysız bitmesi sevindirici. Haydi yeni yıllara!...

--------------------------------------------

Seçim rüzgarı sonunda esti geçti.Ben kimbilir kaç seçim yaşadım.Çalıştığım yıllarda genellikle sandık başkanlığı görevinde bulundum hep

Bu gün uygulanan seçim sisteminin sağlıksız olduğu, haksızlıklara yol açtığı ortadayken yeni bir seçime gidildi. Baraj düşürülmedi, vekil sayısı azaltılmadı

Laiklik yokmuş gibi davranıldı.Konuşmalar hırçın ve saygısızlık sınırların çok yerde aştı.

Sonuçlar ortada. Sonuçlar konusunda yorum yapmak istemiyorum. Ama hemen hemen aynı hamam, aynı tas gibi. Ülkenin düşünce yapısı sandıklar aracılığı ile ortaya çıktı bir kez daha. Hak yerini buldu mu?Yapısal açıdan bakılırsa gerçek ortaya çıkacaktır.

Yorum yapanlar öyle çok ki bu arada. Hangi parti başarılı, hangisi değil tartışmaları… Bana yavan geliyor..

Sen ne dersen de … Hak edilen buymuş demek ki!...

Yine yurdumuz için “hayırlara vesile” olmasını diliyorum…

En iyisi yine bir şiir yeni bir şiir: Bu kez de son şiir kitabım AZ BULUTLU KUŞLAR’dan olsun…. Çok önceki seçimlerden bir örnek aktardım. Değişen bir şeyler olsa bile kuşkulu bakışlar İstanbul’un yenilenmesi, biraz can sıkıcı olsa da, eninde sonunda hak yerini bulacaktır kanımca. O gün gelsin bakalım da, hep beraber göreceğiz.. En önemlisi ülkenin çıkarı elbette. Bereket az kaldı. Umarım olaysız bir seçim olur…

TEK KALAN HOROZ

Ortanın sol gözü soluk benizli

Çok bilmişliğin amansız tükenişi

Yitik Rumeli’den eğik esen rüzgar

Yokuş rampa altyazısız gülmece

Çok uzaklardaki koltuğun toz pembesine

Sarı masal güzlenmiş öykü dik/ince yarına

Marketler lüpledince çerçi bakkalı

Kibar soylu yapmalara marketlenen şebboy

Paralı ve kapalı yol kalmayınca sömürüye

Çikita muzuna parsellenen özenti

Örtülü yangınlarda tökezlemiş

Güz gizlemiş liberal ceplerine

Sevgileri ortasından bölen kılıç

Tek kalan horoza teslim bayrağı

N.T