Kuşlar yine yuvalanacaklar yel/esen çatılardan
Bacalardan eksik olmayan ak dumanlı feryat
Ekvatora yakın olsun son sevdamız yakışır
Yaşlanınca başlarmış yediveren acılar
Göçerler dönecek olsalar da gönlü kırık kanatlı
Yaban ellerde yiten kişilik ağlayan vuslat
Ekmek parasına yollara düşen gurbetçi
İşsiz bırakanlaran sızlamayan yüreği
Koca bir ömür okyanusta bir damla
Ayak izi olsaydı yedi uyurlara
Keşke be Kar Adam Himalaya’larda
N.T
En eski kıta olan, ya da olduğu sanılan Asya ve Orta Asya’dan göçlerle Dünya’nın dört bir yanına savrulmuş bölgede yaşayan insanlar..
Ama kar Adam orda kalmış ve en yüksek dağları mesken edinerek yaşamını sürdürmekte. Belki de sonsuza değin sürdürecek. Ben kendisini hiç görmedim, rüyamda bil. Ama hayalimde zaman zaman canlandırdığımı yadsıyamam.
Taaa ilkokul yıllarımdan o göç haritalarını anımsıyorum bu gün bile. Bazı gruplar kuzeye, bazıları diğer yönlere.
“Tanrım nasıl kesildi köpüren taşan sular
Dağlar mı yassılaştı, ovalar mı delindi
Neden coşkun suların sesi gittikçe dindi…”
O uzak yılların ötesinden etkilenmenin şiiri de yazılmış sonraları. Benim de nasılsa bu kadarı aklımda. “İnsan, hayal ettiği müddetçe yaşar” deyişini çağrıştırsa da hayaller zaman zaman olsa da can dostumuzdur. Bizi uçururlar. Yeter ki karakura basmasına dönüşmesin.
Kentimiz iyice sessizleşti bu günlerde; turist gelgitleri olsa bile o eski hareket yok bu son günlerde…
Ancak bu sessizliği yok eden garip sesler duyulmakta. Köşe komşum Fikri Yalın da sözünü etmiş bu gürültüyü çıkaranları:Motosikletler. Ve elbette sürücüler. Gece yarıları çıkardıkları özel seslerle kıyameti koparmaktalar. Uyuyan olabilirmiş, bebekler uyanabilirmiş, hastalar rahatsız olabilirmiş… umurlarında bile değil. Özellikle değil; çünkü o sesleri bilerek ve özellikle çıkartmaktalar. Saraçlardan da; ki o cadde trafiye kapalı. Orada ne işleri var anlamadım. Gösterinin , hava atmanın çocukça göstergeleri bunlar. Beni ve motosikletimi herkes görsün anlamına geliyorsa bu hız ve ses avucunuzu yalarsınız. Kimsenin umurunda bile değil. Çok kişinin aklından neler geçmekte ve tepkilerinin hiç de olumlu olduğunu sanmıyorum. Bunlar ucuz yöntemler,ve akıllı işi değil.
Herkes haddini bilmeli. Toplumsal yaşamın kurallarına uymalı. Bilmeyene ve ısrar edene haddi bildirilmeli.
Çöl sıckları kırklara doğru yaklaşırken kıyılara kaçan kaçana. Serinlemenin en önemli yolu denize girmek. Bize en yakın yerlerden biri Saros Körfezi. Orada bölgenin bir çoğunun yazlıkları var. Erikli’den Enez’e uzanan kıyı şeridi yazlıkçıları o bölgelere toplamış durumda.
Ama ne yazık ki orada da yeni istenmeyen yatırımlar başlamış; ya da başlamak üzereymiş. Bölge halkının tepkisine rağmen gerçekleşir mi bilinmez. Ancak bu güzel körfezin Trakya’ya uzanmış bir tac olduğu unutulmamalıdır. Körleştirileceğine güzeleştirmek, işlevsel konuma taşımak gerekli, sanıyorum.
Şanver Orunç oralarda sanıyorum. Bölgeden haberler iletiyor. Önce sansarlardan söz etti. Kışın oradaki evlerden söz etti. Daha sonra erozyon olayına dikkati çekti. Son yazısında da bölgeye konuk olan flamingoları bize gösterdi ve tanıttı. Biz de oralarda 10-12 yıl kaldık flamingolara hiç rastlamadık. Demek ki göç yolları da değişime uğradı. Enez demek bir bakıma balık demek. Özellikle yaz günlerinde istavritlerin tadına doyum olmaz. Yılan balığının bölgesi aynı zamanda körfez…
Yani ve kısaca Saros’un değerini ve önemini çok iyi bilmek ve anlamak gerek. Gala Gölü’de ayrı bir nimet bölge için. Balık türleri, kuşlar, göç yollarının konaklama bölgesi… say say bitmez.
Doğa güzellikleri açısından varsıl bir ülkeyiz özetle.
Yeter ki değerini bilelim, anlayalım; bakalım, güzelleştirelim.
kralbet giriş - kralbet giriş sahabet - sahabet - sahabet - megabahis - betmoon - porno