A. Tunca’nın sahipliğini yaptığı YÖRE Dergisi: Yöresel Kitaplar Dizisi:5
“SUNUŞ” yazarın önemli açıklamaları yer almakta.
“Sultan II. Bayezit Edirne Külliyesi yalnızca tarihsel bir dönemin Edirne’sini anlatmaz…
- muhteşem yapıda Osmanlı’nın özet öyküsünü bulursunuz.
…
Edirne’nin şanlı geçmişi yanında , acılarla dolu günlerine de tanıklık etmiştir.
…
1980’e ulaşıldığında, bu görkemli yapının , ne yazık ki, bir koyun ağılı ya da berduşlar sığınağı durumuna düştüğünü biliriz.
…
Edirne’ye dışarıdan gelenler olduğu kadar; Edirnelilere de…
Çünkü biliriz ki Edirne’de yaşayanların çok ciddi bir bölümü , ne yazık ki,nasıl bir tarih, kültür deryasında bulunduklarının ayırdında değillerdir.”
Kitabın içeriğini, yazılış amacını yansıtabilmek için bu alıntılara yer vermem gerektiğine inandım.
Umarım öyle olur. Ama en doğrusu kitabı edinmek ya da okumak.
Dokuz dilde özetle külliye tanıtıldıktan sonra, Trakya Üniversitesi Sağlık Müzesi öyküsüne de yer verilmiş.Daha sonra bu görkemli yapının eklentileri de ayrıntılarıyla ve renkli fotoğraflarla tanıtılmış.
Bu yapıtlar topluluğu(Külliyesi) dört yılda tamamlanır.Kesin olmamakla birlikte site mimarının Hayrettin olduğu üzerinde durulmaktadır.
Hastane bölümünde müzikle tedavi yapıldığını biliriz, ya da duymuşuzdur.Bu açıdan bakınca hangi makamın ne zaman çalınacağı ve hangi hastalıklara şifa olacağı belirlenmiştir.
Birine bakalım:
“HÜSEYNİ MAKAMI: Sabahleyin etkilidir.Farabi’ye göre ise barış, sakinlik ve rahatlık hissi verir. İç organlarda etkilidir.
Kalp, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarına faydalıdır.Cumartesi özel gündür.Sol omuza etkilidir. Tabiat ile birleştirir.
Külliyeyi yaptıran ll.Bayezit aynı zamanda divanı olan bir şairdir ABDİ Mahlasını kullanmıştır.
Divanda yer alan şiirleri Şükrü Şardağ tarafından, günümüz diliyle güncelleştirilmiştir İşte bir dörtlük:
“Kimi vakit dünya bize vefa ve sevgiler gösterir
Bazı döner her lutfuna karşılık yüz bin cefa gösterir
Sanma ki fırsat verir, zevk için şu bozuk gidişli felek
Hem manen eziyet eder, hem görünürde cefalar gösterir.”
Edirne’nin hazinelerini didik didik edip yarınlara kazandıran dost Ayhan Tunca’yı bir kez daha kutlar, Edirneyle çok ilgilenen Süheyl Ünver’in bir saptamasını unutmadığını belirtmek isterim:
“Her şey biter, Edirne bitmez…”
-------------------------------------------------
ISTIRANCA ESİNİ SEVDA
Yıldız Dağlarında yıldızlanınca
Meşe dallarında kuzguni yangın
Poyrazı estirir sonbahar işi sevda
Harmanlanır Istıranca esini sevda
Rumeli türkülerine yuvalanınca kılaruşlar
Karlı tepelerde ıslıklanır avcılar
Uçuşur Trakya Acılarında
Anılar yorgunu yorgun kanıtlar
Az önce bir Balkan ezgisi esnedi yanımda
Özlem esintisine filizlenince rüzgar
Kurudu alnımda Vize-Göztepe’de ter
Ve Istıranca esini sevda
Bir konuşsa çiçeklenince ıhlamurlar
N.T