TOPLUMDA AHLAK EROZYONU MU OLUŞUYOR?

Toplumumuz bugüne kadar birbiri ile kenetlenmiş,yıllardır birlik ve beraberliğini sağlayan gelenek ve göreneklerine bağlı, içinde huzur bozucu unsurları barındırmayan, hangi etnik kökenli, din  ve siyasi görüşten olursa olsun herkes birbirine dostça yaklaşan bir görüntü sergileyip dünyada örnek bir toplum haline gelmişti.

Bu birlik ve beraberliği ile tüm güçlüklerin üstesinden gelerek bağımsız halk olma özelliğini  korumuştur.

Bunun sonucunda farklı ırk ve inançta olduğu için toplumdan dışlanmak istenenlerle  erkek  ve kızlarımız kökenine bakılmaksızın   yuva kurdular mutluluk içinde yaşamlarını sürdürüyorlar.Farklı  halka mensup insanlarımız böylece birbirine entegre olup kaynaşıyor.

Siz o aileleri dışlayabilir misiniz?

Toplum arasında nifak  tohumları ekmek isteyenler aslında bu ülkenin gelişmesine, muasır medeniyetler düzeyine erişmesine ket vurmak  isteyen genellikle dış güçlerle irtibatı olan çevrelerdir.

Toplumun bilinç düzeyinin gelişmesi, halkın olayları kendi mantığı ile  irdelemeleri sonunda  bu nifak tohumları toplum arasında  barınabileceği  alan bulamayacaklardır.

Bunda daha çok halkımızın  kimlerin toplum aleyhine iş yaptıklarını  belirlemesinin, bazı kuruluşların arkasından körü körüne  gitmenin zararını anlamalarının  büyük rolü olacaktır.

Derelerde akan suyun geri dönmesi mümkün değildir. Bizim toplumumuz uzun yıllardan bu yana  ülkemizdeki yaşam koşullarını, kişilik haklarının  önemini  benimsemiştir.

Ondan geriye dönmesi mümkün değildir. Bunu bilen bazı çevreler yasaların boşluğundan yararlanıp  toplumda arzuladıkları yaşam koşullarını  oluşturmaya çalışmaktadır.

Buna hangi görüşten olursa olsun halkımızın itibar edeceğini düşünmek hayalden öteye gitmez.

-------------------

İT KAĞNI GÖLGESİNDE YÜRÜR KENDİ GÖLGESİ SANIRMIŞ

Halk arasında kendisini olduğundan büyük göstermek isteyen,  böbürlenerek güçlü çevreleri de arkasına alıp halk arasında ,itibar kazanmak isteyenler için genellikle  “ it gibi kağnı gölgesinde yürüyüp kendi gölgesi sanıyor” benzetmesini yaparlar. Maalesef  toplumdaki  çarpıklık  bazı kesimleri bu konuma getirdi.

Bakıyorsunuz, bugüne kadar farklı görünüş sergileyenler birden bire değişerek bambaşka görüntü oluşturmaya başlarlar.

Bu kişilerin  birden bire ekonomik durumları değişip  nasıl kazandıkları belli olmayan maddi imkanlarıyla toplum arasında  daha fazla itibar bekler hale gelirler. Ona buna afra tafra yaparak akılları sıra  toplumda bir üstünlük sağlama çabasına girerler.

Ne acıdır ki, toplumumuzda  bu tür  kişiler  bazı yerlerde  artmaya itibar görmeye  başladı.Bakıyorsunuz karakteriyle, toplum arasındaki itibariyle  olumsuz görüntü oluşturan bazı  sonradan görmeler halka tepeden bakmaya  insanları hakir görme alışkanlığı edindi.

Onlar paranın her şeye kadir olacağı inancındalar.

 Bu anlayışta olanların toplumda itibar görmesi, küçük çıkarları uğruna  ezilip bükülen    omurgasız insanların bunlara gereğinden fazla değer vermeleri onları daha da cesaretlendirir.

Bu  kişiler kendilerini “dev aynasında” görmeye başlar. Bu  yapıda insanlar toplum arasında sevgi ,saygı dayanışma duygularını  da yok  sayarlar. Onlar için her şey paradır, kendi çakarlarıdır. Toplumda yerleşmiş  kutsal değerlerin hatta milli duyguların onlar için  önemi yoktur .Kendi çıkarları için her şeyi yaparlar.

------------------

FIKRA

TASLAK

Kocası karısına hışımla bağırıp çağırmaya başladı.

“Erkeğin önemi aslında şuradan belli, oluyor. Allah’ımız bile onu kadınlardan önce yaratmış.”

 Kocasının bu sözleri üzerine karısı şu yanıtı verdi:

“Aklına şaşarım. Bir sanat eseri yaratmak için önce bir taslağının yapıldığını bilmiyor musun . Allah sizleri de bir taslak olarak yaratmıştır”

--------------------

DARÜŞŞİFALARDAN  HASTANELERE

Tarihimizde ilk darüşşifa 1. Beyazıt tarafından  1399 yılında Bursa’da yapıldı. Bu kuruluşlar hastaların iyileştirilmediği, sağlık kuruluşlarıydı. Bu kurumlarda tıp öğrenimi de yapılırdı.Bulaşıcı hastalıklar,akıl hastaları ve kadınlar için hastanede  ayrı bölümler vardı. İlk Osmanlı darüşşifası olan “ Bursa Darüşşifası” on iki odalıydı. Bir başkatip 2 eczacı, hastalara ilaç veren iki şerbetçi, aşçı,ekmekçi ve hademe darüşşifada görev yapıyordu. 1. Beyazıt Bursa Darüşşifası  için Mısır Memluk Sultanı   Meliküzzahir Berkuk’tan usta bir hekim istemiş, o da  Şemsettin Saagir adındaki hekimi göndermişti.

.