HANGİ YÖNDEN BAKARSAN BAK (ANILAR)            

     

TBMM bugün, yemin merasimiyle çalışmalarına başlıyor. Ama işin içinde iş var. Seçimi kazanıp vekil olduğu halde tutukluluğu süren ya da sürdürülen milletvekilleri var.

Bunlar sakıncalıydı madem seçimden önce neden adaylıkları önlenmedi? Sorusu akla geliyor hemen.

Yani bu günkü oturumda karmaşa olasılığı gündemde.Çünkü Bu açıdan mağdur olan partiler yemin etmeye yokuz diyor. İş nar mısın, yok musun sorunsalına dönüşmek üzere sanki. Bu nedenle olacak turlar “nafile turları” olarak sürecek. Parti içi ve parti dişi kavgalar da işin bir başka şiştirpanı (topacı).

--------------------------------------

Bu yazıyı yazarken ilk kez elektirikler söndü. Yazıyı kaydetmemiştim. Zar –zor; araya taraya buldum. Ama nedense bir kısmı kaybolmuştu.

Bir kısmını zar-zor da olsa bulduğuma sevindim doğrusu.

Daha önce yazdıklarımı aynen aktarmak mümkün değil elbet. Zaten daldan dala atlayarak kotarıyordum.Tekniğin bu yönleri de var işte. Hiç olmayacak bir yerde sizi bırakıveriyor. Elektrikler her zaman arada bir çeşitli nedenlerle kesiliyor. Böyle anlarda teknik sıfırlanıyor. Bozulan makineler de sonuç olarak sıfıra sıfır elde var sıfır.

Bizim eski yazlıklarda da aşırı yüklenmeden olsa gerek 0n küsur yıldır ve bazen saatlerce yok oluyor. Dolabınızda et ürünleri varsa yandınız. Çünkü artık onlar, bozulma ve kokma yolundadır. Bakalım bu yaz da alınan önlemlere rağmen aynı şeyler olacak mı?

Aslında çok önemli ve en uzun günlerden bugün. Çünkü TBMM’de yemin töreni var. Vekil seçilenler yemin edecekler tek tek.

Bir de vekil seçilip henüz tutukluluktan kurtulamayanlar sorunu yaşanıyor. Daha öncede belirtmiştim. Yasalar kimlerin s

Aday olabileceklerini belirlemiştir. Sakıncalı olanlar yada meclise gelemeyecek durumda olanlar neden engellenmedi. Aklım ermedi doğrusu. Halkın iradesi var işin içinde üstelik. Bu nedenler bağımsızlar meclise gelmedi. CHP meclise girdi aman yemin törenine katılmıyor. Bu önemli bir kargaşa değil mi?

Yani nereden baksanız nafile. Hem de file file. Bu durum bana yıllar önce hükümeti kurma görevi alan Erbakan Hoca’nın “nafile turlarını anımsattı dupdururken. Ne günlerdi onlar. Bazen düşünüyorum da Altmışlardan beri sandık görevlisi olarak ya da oy veren olarak ne günler yaşamışız. Bir anlatmaya kalksam “Ciltlere sığmayan bir kitap olur”. Tek seçenekli seçimler daha kolay da üç-dört seçenekliler çok daha zor.

Seçim mi-geçim mi? Tartışmaları çoktan geride kalsa da için için oy sömürüsü türlü nedenlerle sürdürülmekte. Diğerlerine bir diyeceğimiz olmasa da “inanç sömürü” en azından haksızlık ve günah değil mi?Din kökenli partiler bir çok ülkede var. Ancak cumhuriyeti yaşatma ve koruma da var.

En başta ülke çıkarları konusunda uzlaşabilen partileri özledik mi ne? Özledik, yollarını gözledik ama hep çıkmazlarda tökezledik. Biribirimizi yemekle geçti yıllar. Herkes Ay’a biziz yaya mıyız hala.Çok yol alınsa bile yeterli değil.Çok ama daha çok kenetlenmeli ve çalışmalıyız. Tekrar ediyorum: Çünkü başka Türkiye yok. Olmayacak da…

Şimdi bir minik şiirle sonlanalım. Bu şiircik özel çünkü torunum ÇAĞLA yazdı:

-------------------------------------------------

BABAMA ve GÜZEL ANNEME

Siz hep gülün

Mutlu olayım ben

Şarkı söyleyen çiçek gibi

Dizelere sığmayan şiir gibi

Saf bir su gibi

Hep gülün

Sonsuza dek gülün e mi!...

Annemi ve babamı çoook

Ama çok çok seviyorum

Çağla TEZCAN