Dini bayram kutlamaları her zaman alışılagelen sözcüklerle kullanılır.
“ bayramın kutlu olsun, hayırlı bayramlar” benzeri sözcüklerle bu kutsal günleri geçiştirilir duruma geldik.
Dünyada ve ülkemizde gelişen iletişim teknolojisi dini bayramlarımızın da kutlanma yöntemine ket vurdu.
Gelişmiş ve görüntülü telefonlar sayesinde aileler ve akrabalarla yapılan bayram kutlamaları genellikle telefon haberleşmesiyle yapılıyor.
Eskiden olduğu gibi böyle günlerde tüm ailelerin bir araya gelerek bayramların kutlandığı günler geride kaldı.
Her ne kadar bu geleneği sürdüren aileler olsa da onların sayısı da her geçen gün azalıyor.
Ben o eski günlerdeki bayram kutlamalarının özlemini çekiyorum. Zor koşullarda da olsa böyle bayram günlerinde tüm aile bireyleri bir araya gelir, aynı sofra etrafında yemeklerini yer, birbiri ile kucaklaşarak bayramlarını kutlarlardı.
Özellikle çocuklar için böyle bayram günlerinin ayrı bir güzelliği vardı.
Çocuklar ilk olarak anne babalarının, nine dedelerinin bayramını kutlardı. Onlardan hediyelerini alıp komşuları ile bayramlaşmaya çıkarlardı.
Oralardan da şekerdir, paradır hediyeleri ile evlerine mutlu olarak dönerlerdi.
Bu uygulama aileler, komşular arasındaki bağları güçlendiriyordu.
Şimdi bu gelenek kalktı.
Ekonomik nedenler gereği ailesinden uzak yerlerde çalışan aile bireyleri böyle uzun bayram tatillerini anne babasının yanında geçirip eski anıları tazelemek, anne babalarının torunlarını kucaklama , bağrına basma, imkanı yaratma yerine ya bulundukları çevrede ,ya da deniz sahillerine giderek geçici dostları ile bu günleri geçiriyor.
Evladının yolunu gözleyen, onların sevdiği yiyecekleri yapan anne babalar ise oğlundan telefonla gelen bayram kutlamasıyla yetinmek zorunda kalıyor.
Teknolojinin tuzağına düşerek toplumumuzun asırlardır devam eden en önemli geleneğimizi yok ediyoruz.
Aileler arasındaki köklü bağlar her geçen yıl azalıyor.
Ailelerimizle komşu dahi olamıyoruz. Böyle kutsal bayram günlerinde imkanlarımız olsa da onlarla kucaklaşmaya sevgimizi pekiştirmeye gerek görmüyoruz.
Bu sevgisizlik toplumu bağlayan ,geleneklerin yok sayılması düşündürücü. Bu duyarsızlık apartman komşularına kadar sirayet etti. Bugün oturduğu apartman komşusu ile dahi bayramlaşmayan bir toplum haline geldik.
Bu tavrımızla toplumda birlik ve beraberliğin kılcal damarı olan bir geleneğimizi yok ediyoruz.
Çocukları ile aynı sofrada yemek yeme geleneğini yitiren evinde bir araya gelemeyen toplumu ilerde ne gibi tehlikeler bekliyor bilemeyiz.
Tüm bu sitem dolu satırlara rağmen, tüm halkımızın ülkemizin güzel insanlarının, İslam aleminin mübarek Kurban Bayramını en içten duygularla kutlarım.
Özellikle ülkemize, tüm İslam alemine , dünyaya barış ve kardeşliğin gelmesi dileklerimi sunarım
Bayramınız sağlıklı ve mutlu günlerle geçsin.
KARŞALA GÖZ ARASINDA ALINAN KARAR
Ülkemizde döviz konusunun gündemde olduğu tüm haberlerin orada odaklandığı bir zamanda Resmi Gazetede çiftçilerimizi ve en önemlisi bölgemizde yetişen ana ürünleri yetiştirenleri ilgilendiren bir karar yayınlandı.
Ne yazık ki bu karar yeterince halkımıza duyurulmadı.
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu bu soruna el atmış, gündeme taşımış.
Gaytancıoğlu Resmi Gazetede yayınlanan bölgemiz çiftçilerini yakından ilgilendiren kararla ilgili olarak yaptığı açıklamasında şöyle diyor;
“ 15 Ağustos 2018 tarihinde alınan kararla bir kez daha Türk çiftçisinin yanında olmadığını, üretime ve üreticiye destek yerine, günü kurtarabilmek için ithalata yönelik politikalara onay verildi.
15 Ağustos 2018 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu karara göre, buğday için 750 bin ton, arpa ve mısır için 700’er bin ton, pirinç için 100 bin ton tarife kontenjanı açıldı. Bu kapsamda yapılacak ithalatta gümrük vergisi alınmayacak.
Yani ülkemiz çiftçisinin ürettiği ve temel gıda maddesi niteliği taşıyan bu ürünler ithal edilecek. Milletvekilinin konu ile ilgili değerlendirmesi bu.
Resmi Gazetede yayınlanan bu kararnameye çiftçi yöneticileri ve onların üst yönetimleri ne diyecek.
Şu ana kadar sesleri çıkmadı. Sanırım bayram tatiline erken çıktılar..
ŞEYTAN CEHENNEMDE NASIL YANAR,?
Bir gün bir adam bir alimin yanına gidip :
Hocam Allah şeytanı ateşten yarattı ve şeytanı cehenneme attı peki şeytan nasıl yanıyor diye sormuş.
Alim yerden bir avuç toprak alarak adamın kafasını atmış ve adam ahhh diye bağırmış.
Alim : Evladım Allah seni topraktan yarattı ama bir avuç toprak senin canını yaktı demiş.
Adam acısı ile oradan uzaklaşmış.
ÖZLÜ SÖZLER
Yeşiller toprağın çirkinliğini kapatır.
Tatlı sözler insanın kusurlarını örter.
SOKRAT
Düşmanının dost görünen yumuşak yüzüne,tatlı sözlerine,armağanlarına kanacak olursan,
Ey Türk Ulusu yok olacaksın.
Ülkende de birliğini korursan yaşayacaksın.
BİLGE KAAN.