NAMIK KEMAL…

Bölgemizin ünlü ozanı Tekirdağlı Namık Kemal her zaman aklımda olan bir savaşımcı düşünürümüz. Bilgisayarları karıştırdım O’na olan aşkımdan. Çok ayrıntıya çok dalmadan bulduklarımla yetineceğim bu büyük sanatçımızı böyle ve bir kez anmak niyetiyle..

En çok ünlenen iki dizesiyle başlamayım diye düşündüm, “ Hürriyet Kasidesi” şiirinden:

Ne efsunkâr imişsin âh ey didârı hürriyet- Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten” Bu günkü dille:

Ey hürriyetin güzel yüzü, ne büyülüğümüşsün ki-Esaretten kurtulsak da aşkının esiri olduk.”

21.Aralık. 1840’da Tekirdağ’da doğar. 2.Aralık 1898’de Sakız Adası’nda aramızdan ayrılır. Yani 48 yıl yaşamış. Bu denli kısa ömre sığdırdıkları akıl alır gibi değil.

O’nu özetleyen deyişler:

Türk Milliyetçisi, Genç Osmanlı Hareketi Mensubu,Yazar, Gazeteci, Şair, vatan ve Hürriyet şairi,Devlet Adamı…

Yüksel ki yerin bu yer değildir/Dünyaya gelmek hüner değildir” Beyitleriyle de dikkati çeker.

Doğal olarak sürgüler yaşar. KKTC Mağusa’ya sürülür. 18 ay orada kalır. Önemli görevlerde de. O günkü düzene karşıdır çünkü.Şiirleri yazıları ve oyunları yüzünden dikkati çektiği için sürgünler yaşar sanıyorum. Tarih baba O’nu daha anlatırken göz yaşlarını tutamamıştır sanıyorum.

1977 yılında Kıbrıs’a akrabaları ziyaret etmek için gittiğimizde kaldığı evi ziyaret etme fırsatı bulmuştuk. Bir cami avlusunda iki katlı taş bir bina. Ne sıvası vardı ne badanası. Oldukça minik odaları altlı üstlüydü. Yani iki odası vardı, anımsadığım kadarıyla. Ziyaret ettiğimizde iç duvarlar şiirleriyle kaplıydı. Bina artık müzeye dönüşmüştü. Yeğenim Mustafa Altunç binanın fotoğraflarını göndermişti. Baktım yine aynı biçimdeydi.İri taşlardan anlaşılıyordu.İlkokulda ya da ortaokuldayken o binadan “”zindan” diye söz edildiğini hala anımsıyorum.

Mezarı Çanakkale İli, Gelibolu ilçesi, Bolayır Beldesinde. Gazi Süleyman Paşa Türbesi’nin yanı başında.

Yıllar önce Çanakkale Öğretmen Okulunda öğrenciyken ve gidip gelirken o mezarın kenarından geçerdi yolcu otobüsleri. O mezarların kenarından. Derme çatmaydı ikisi de. Gördükçe yadırgadığımı anımsıyorum. Arkadaşlarla eleştirirdik bu görüntüleri…

Yazıyı hazırlarken bilgisayardan bilgi alırken görüntülere de baktım. Şimdilerde çok güzel ve bakımlı olmuş ikisi de. Sevindim, mutlu oldum doğrusu.

Özetle O’nu ne denli yazsam az.O ciltlere bile sığmaz kanısındayım. Bu büyüklerimizin mezarları ziyaret ederek kendimizi avutabiliriz. Çünkü unutulur gibi değil…