ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

Her yıl 10 Ocak'ta çalışan basın mensuplarının günü olarak kutlanır. Bu kutlamalar ilimizde ve bütün illerde klişeleşmiş ,her yıl tekrarlanan söylemlerle,vaatlerle  tekrarlanır durur. Buna karşın basın mensuplarının  hakları her zaman bir başka bahara kalır.

Bu günlerde basın mensuplarının yaşam koşullarının iyileştirilmesi, tek çatı altında  toplanmaları, hatta kendileri için en güvenceli olan sendikalaşmadan özlük haklarından  söz edilmez.Bazı meslek kuruluşları ve sendikalar gibi   basın mensupları Edirne’de olduğu gibi farklı dernekler çatısı altında  toplanmış durumda. 

Bu  bölünmüşlükle  basında yaşanan  olumsuzlukların fedakarca her koşullarda görevini sürdüren , hiçbir güvencesi bulunmayan  basın mensuplarının  hak talepleri bu tür göstermelik törenlerle çözümlenemez.Geçmiş yıllarda söylenenlere bir göz atınız.Yine aynı sözler tekrarlandı.Ulusal denilen basının kutuplaşması ile mahalli basın mensupları iki arada bir derede kaldı.Bugün basın mensuplarını meslek etiğini dikkate alarak bağımsız olarak haber yapma imkanın olduğunu kim iddia  edebilir.

Belediye Başkanı  Recep Gürkan’ın Çalışan Gazeteciler günü nedeniyle düzenlediği  yemeğe katılmadım.Başkan bu gecede yaptığı konuşmada bazı ,imalı sözlerle basını sorunlarını dile getirmiş.Fakat esas sorunlarına değinmemiş.Sosyal demokratların basın ile ilişkileri sorunlarına katkıları  daha üst düzeyde kapsayıcı olmalı.Seçim arifesine has böyle özel toplantılarla  olmamalı.

Bu arada  basın mensuplarımıza böyle önemli zamanlarda  daha büyük görevler düşmektedir.İlin ihtiyaçları, çözüm bekleyen sorunları  gündeme gelmeli. Bu sorunları  kimlerin ve hangi siyasi görüşün çözeceği konusunda  tavırlar alınmalı.

Haberlerde “kes yapıştır” söylenenlerin tamamını haber şeklinde yapılması yerine gerektiğinde  yorumlarla haberler sunulmalı.

Ülke genelinde haberleri  böyle  uygulayanlar toplum arasında  daha çok ilgi görüyor.

Mahalli Gazetecilerin “ne suya ,ne sabuna” anlayıştaki  yapıların dışına çıkarak,klişeleşmiş haberlerin dışında  haber üretme konusunda  deneyim kazanmalı.Bu halk arasında mahalli basının saygınlığını  da artırır.

Diğer taraftan çalışan gazetecilerin yanında işini kaybeden işsiz olan basın mensupları da gündeme gelmeli.

Bu meslek  dalında eğitim gören gençlerimizin kaçı kendi meslek dallarında iş bulabiliyor.? Ülkenin en çok fedakarlık isteyen mesai ücreti almaksızın günün her saatinde görev yapan basın  mensuplarının en önemli sorunu iş güvenliğidir.

Basın çalışanları asgari ücretle çalışmaya mahkum edilmemeli.

Dernekler, meslektaşları için daha aktif görev almalı. Bunu ötesinde yapılan göstermelik kutlamalarla basın çalışanlarının sorunlarını çözümü mümkün değildir. 

---------------

FIKRA

SÜT

Öğretmen öğrenciler sorar:

“Söyleyin bakalım biz hangi hayvanların sütünü içiyoruz?”

 Henüz birinci sınıfta olan öğrenciler bir biri ardına cevap vermeye başlar:

“İnek”

”Keçi”

“Koyun”

Bu arada küçük Ayşe’ye sıra gelir gelir.Ayşe sıkıla sıkıla cevap verir:

“Biz sütçünün sütünü içiyoruz” öğretmenim”