KUŞKONMAZ

Morun menekşe çıkartmasına

İlk cemresi ilk-yaz  güz  gözler/inde

Ormanın yeşiline kanamalı yoz/naz

Kuşkonmaz üşür öter

Üşür öter kuşkonmaz

Sevgi gül/dalının ekşi elmasına

Uzanan el

Albenisi kızarmış ufku aç açmaz

Zamanı yakaladığım yerde zaman

Kurgu göletimde ak kuğulu tan

Tarlada unutulmuş çürük

Ve  yorgun  ünlem

Esinimde kırık kanatlı  çay/çulluk

Gökçeada mavisine  “uyuyan güzel”

Kırsal gözlüklü yoksul – kul   korkuluk

Mavisine yeşil ürperdiğim

Son aşkım uzak ada

S/albenisi  kuyu dibinde  yüz yusuf

Kuşkonmaz öter üşür

Üşür  öter  kuşkonmaz

N.T

Ne varsa doğada var.  Zehirde, panzehir de…Güzel ilkbahar geçti, çiçeklerini de aldı gitti. Yaz aşırı sıcaklara rağmen yine de güzel bir mevsim. O da geçti gitti be desem inanır mısınız. İnanmanız gerek, çünkü eylül ayını da yarıladık. Yani artık sonbaharın ilk ayı bitmek üzere, neredeyse. Ağaçlara ve özellikle yapraklara bakın hangi mevsimde olduğumuzu anlarsınız. Anlamanıza gerek yok yaşarsınız.

Yani bilindiği gibi her mevsim özel ve güzeldir. Yeter ki , görmesini bilelim. Yine bilindiği gibi, bakmak başka, görmek başkadır. En iyisi ve belki de güzeli yaşamaktır.

Sonbahar biraz hüzün verse de renk cümbüşü tablolar görünmezden gelinemez. Bir çınar ağacına bakmamız bile yeter desem de yetmez elbek. Doğanın varsıllıkları oldukça  ve olağanüstü ve bitimsizdir. Bu mevsim için yazılmış şiirler, şarkılar oldukça kabarıktır. Eylül romanını okumak bile yeterli olabilir desem de inanmayın. Hepsinden güzeli yaşamaktır. Adnan Binyazar AĞAÇ adlı yazısının bir bölümünde (Cumhuriyet) Diyor ki (Gürol Tombul’dan alıntı):

 “İnsanoğlu için en önemli şeyler temiz hava ve sudur. Bu ikisini üreten ağaç ve bitkiler.Her şey kirleniyor, temizlenmemek üzere! Kirli hava ve kirli su insanoğlunun ruhunu da kirletiyor.

Günümüz insanı, doğanın bir parçası olduğunu unutmuş. Şu anda, hayat kaynakları  olan doğayı yok etmeye devam ediyor…”

Doğanın canı ve canları olan özellikle ağaçlar ve ormanlar yok edilme yerine çoğaltılmalı, bu konuda bilinçli olmalı, çıkar uğruna yok edilmemelidir.

Her zaman bu günün bir de yarını vardır. Yaşayan kuşağın gelecek kuşakları da düşünmesi, düşünebilmesi gereklidir ve insanlığın ve sürekliliğinin bir parçasıdır.

-----------------------------------------------------------------------------

Duraklara  iyi niyetle konan kitap dolapları reklam gereği broşürlerle dolmakta. Ben de bir kaçına şiir kitaplarımdan koymuştum. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen geri gelmediler. Bireysel olarak bir önemi yok elbet. Ancak işlev saptırılmamalı.

Ne yazıyor dolaplarda”Al Oku Geri Getir” Bu kural yok edilmemeli gibi geliyor bana. Nasıl bir önlem alınır, onu da bilmiyorum. Bu olay kendiliğinden düzelmeli kanımca…İşlevselliği bozulmadan yaşamalı.