Bölgemizde dünyada olduğu gibi su en önemli ihtiyaç.
Son yıllardaki iklim değişikliği,ülkemizde orman alanlarının yok olması ile kuraklık her geçen yıl artıyor.
Trakya Üniversitesi yıllar önce bu konuda Ergene ile ilgili bir proje düzenleyip kuraklık için uyarılarda bulunuldu.
Bu proje daha sonra yo edildi.EDSİAD “Edirne Sanayici ve İşadamları “ yönetim kurulu başkan Yardımcısı Mehmet Eren ile yaptığım sohbette Rorari kulübü olarak Almanya’ya yaptıkları gezide bölgenin kuraklık konusu gündeme geldiğini söyledi .
Eren konuşmasında “bundan 15 yıla yakın süre önce kulüp mensuplarımızın Almanya’nın Lörriach kentinde katıldığımız bir konferansta bölgenin su konusunu gündeme geldi. Burada konuşan Nestle firmasının ülkeler düzeyinde temsilcisinin bu önemli iklim konusunu gündeme getirdi ve uyarıda bulundu İlimizi de çok iyi tanıyan konuşmacı kuraklık böyle devam ederse 2025 yılından sonra Trakya’nın kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını söyledi.
Kendilerinin dünya genelide faaliyet gösteren bir firma olarak tesislerini su havzalarına kurduklarını,su tüketimi çok olan kuruluşların bunu yapması zorunlu” dedi.
Yıl 2024 aradan 14 yıl geçmiş.Bugün bölgemizin iklimi bu uyarıları doğrulamıyor mu?
Yıl geçtikçe kuraklık tehlikesi artıyor.Bölgemizde eski su kaynakları dereler,ayazmalar bir biri, ardına kurudu.Bu bizler için uyarıcı olmadı.Biz bölgemize yağış düşmesini bilimsel değil başka yollarla aradık.Sonuç ortada.Ergene yarım asır süredir fabrika artıkları ile sim siyah akmaya devam ediyor.
Bu arada yönetimlere kimler geldi geçti.Ergene suyunun bir yılda içilecek duruma gelecek sözünü verenlerin verdikleri sözler gerçekleşmedi.
-----------------
VERİLEN SÖZLER UNUTULDU
Bölgemiz için hayati önemi olan Ergene nehrinin kaynakları da yok edildi.Diğer yandan “Su akar Türk bakar” örneğinde olduğu gibi bölgemizden geçen üç nehrin suyundan yararlanmayı beceremedik.Bu konuda yapılacağı söylenen baraj ve göletler sözde kaldı, gerçekleşmedi.
Şimdi halk bölgede kuraklığın her geçen yıl artmasını endişe ile izliyor.
Bu arada yer altı suları da tükenme noktasına gelirse kuraklık daha da artacak.Suyu tasarruflu kullanma alışkanlığını kazanamadık .tarlalarda vahşi sulama devam ediyor.kapalı sistemle ve damla ile sulama sistemi bir türlü gerçekleşmiyor. Bu konuda bölge yöneticileri,siyasiler buna halkımız da dahil duyarsız kalıyoruz.
Bir süre sonra bu verimli topraklar çöl haline gelirse bundan hepimiz sorumlu olacağız.İş işten geçmeden önlem alınmalı.Sanayi tesislerinin arıtma tesisi arıtma tesisi yapma zorunluluğu getirilmeli.İstanbul’da çevreyi kirleten sanayisini bölgemize taşıyan yöneticiler Trakya için en büyük kötülüğü yapmış oldular.
Başka ülkeler bu tür sanayi kuruluşlarını suyu bol olan bölgeler taşıma zorunluluğu getirdiği halde biz verimli topraklarımızı sanayi kuruluşlarımıza feda ettirdik. Şimdi de ah vah ediyoruz. Çok geç kaldık...