Kısa tatil dönemimde Ege Bölgemizde bazı illeri ziyaret ettim. Farklı siyasi görüşte insanlarla görüşme imkanım oldu.
Bizim bölgemiz kadar siyasilerin duyarsızlığını, iş üretme istihdam sağlama yerine dedikodu ürettiğini görmedim. Edirne gibi doğal güzelliklere sahip tarihi dokuda, ülke birincisi bir ilin ekonomik durumu böyle olmamalı.
Dama önceki yıllara kadar kentimizden ekonomik açıdan çok geri olan Anadolu kentleri bugün ilimizi kat kat geride bırakmış.
Avrupa kapısında dört sınır kapısı bulunan kalkınma imkanları çok olan bir il olmamıza rağmen Edirne başta çevre temizliği ve alt yapıdaki çarpıklık olmak üzere çağdaşlıktan batı uygarlığından yeterince yararlanamıyoruz.
Bakıyoruz trafik kurallarına çevre duyarlılığına ile yararlı olacak çalışmalara ,proje üretmeye aldıran yok. Piyasa hayat pahalılığı almış başını gidiyor yeterli denetim yok.
Çarşı pazarı gezdiğinizde bunu rahatlıkla görüyorsunuz. İlimizin çevre iller arasında en pahalı il olması kimseyi rahatsız etmiyor.
Başka illerde kalkınmada önderlik eden aile şirketleri birlikte alışkanlıkları ilimizde yok denecek kadar az.
Bir bölge vatandaşımız iş kurmaya kalksa yakınlarının engeli karşılaşıyor. İlimizde bugün önemli sektörün sahipleri başka illerden gelip ilimizde iş kurup başarılı oldular .
Bölge halkımızın böyle duyarsızlığı devam ederse Edirne’nin yerli halkı bir zamanlar Kızılderililerin durumuna düşecek.
Bölge yönetiminde söz sahibi olma imkanları yok olacak.
Bugünden bu duyarsızlığın emarelerini görüyoruz.
--------------
FIKRA
Damın biri lunaparkta gezerken bir falcının çadırını ziyaret etmiş.
“Biraz eğlenirim” diye falcının karşısına geçmiş.
Kadın önündeki kristal küreye gözlerini dikmiş; “hayretle” kendisini ziyaret eden kişiye; Görüyorum ki siz iki çocuk babasısınız”
Adam itiraz etmiş; ”Attın fakat tutturamadın”demiş.
“Ben üç çocuk babasıyım”
Falcı gülümsemiş:
“Sana öyle geliyor…”