SUSUZ DERELERİMİZ

Bölgemizde kış aylarını sadece soğuğu yeterli olmayan yağmur yağışı ile geçiriyoruz . Eski yıllardaki kar yağışlı günlere hasret kaldık. Toprağın, bitkilerin sağlığımız için de kara çok ihtiyacı var.

Böyle giderse yaz aylarında su sıkıntısı yine gündemde olacak.

İlimiz sınırlarından geçen nehirlerin su seviyesinin yüksek olması bizi aldatmasın. Bu nehirlerin çıkış noktası olan ülkelerde yağış miktarının bize oranla daha yüksek olması ile suları bu düzeye geliyorlar.

------------

ADI DERE YATAĞINDA SU YOK

TEM yolundan Edirne’ye gelişim sırasında yolun çevresinde dere isimlerinin yazıldığı tabelalar dikkatimi çekti.

Onlarca dere yatağı şimdi kurumuş, sudan mahrum. Daha önceki yıllarda kıvrılarak akan bölgeye ayrı bir güzellik, bereket katan yatağını su ile dolduran derelerimiz bu kış aylarında sudan yoksun.

Bazı kuraklık kurbanı dereler köylerin isimi ile de anılıyor. Bu kuraklığın yıldan yıla artması derelerin yok olması demek değil mi?

Daha önceki yollarda kırlarda suyunu içtiğimiz ayazmalar yok artık . Meralardaki çeşmeler su kaynakları kurudu. Baraj ve göletlerin su düzeyleri düşüyor. Bunu yanında yeraltı sularına ulaşmak için daha derine inmek zorunda kalınıyor.

Yolculuğum sırasında Ergene nehrinin görüntüsü beni

Endişelendirdi. Simsiyah bir yılan gibi görüntüsü gittikçe azalan su oranı ile Ergene onun bu hale getirenlerin yüz karası haline gelmiş.

Bir zamanlar Trakya tarımının can suyu olan içinde balıkların yüzdüğü pırıl pırıl suyu içilecek düzeyde olan Ergene yok artık.

Bir yandan Ergene’ye su sağlayan kaynakların yok edilmesi, sanayi atıklarının kirliliği ile Ergene mikrop yuvası haline dönüştü.

Yarım asrı aşkın süre içinde nehrin arıtılması konusunda ne vaatlerde bulunuldu. “Bir yıl içinde Ergene suyu içilecek duruma gelecek” diye siyasilerimiz müjde verdi.

Bunlar zamanla unutuldu. Koyu rengi yatağında azalan suyu ile yılan gibi kıvrılarak akıp giden Ergene’yi ihmal nedeniyle yok ettik.

------

KURAKLIK BÖLGE İÇİN EN ÖNEMLİ SORUN

Kuraklığın nedeninin dünyada iklim değişikliği olduğu söylense de bunun sebeplerinden biri yeşil alanlarımızı, ormanlarımızın günden güne azalması değil mi?

Bundan yarım asır önceki görüntülere bakınız o zaman ormanlık ve ağaçlarla kaplı yerler şimdi çorak kara parçası durumunda .Öyle göstermelik fidan dikme törenleri ile kuraklık önlenemiyor. Ülkemizin en kurak bölgelerinin başında Edirne olması bizler için utanç verici bir durum.

Bu kuraklık önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor. Su olmaya yerde yaşam da olmuyor. Bir süre sonra yine yağmur duaları başlayacak. Çözümü orada arayacağız. Diğer yandan yeşil alanları yok etmeye ,Suyu bilinçsizce kullanmaya devam edeceğiz.