TAKINTILARLA NEREYE?..

Sıcaklar biraz insafa geldi gibi. Günlerin kısalmaya başlamasında bunun etkisi olmalıi. Kol böreği atıştırınca bunu daha iyi anlıyor insan.

Öte yanda yaklaşan bayram.

Darbukatör Bayramı” değil elbet. Şeker Bayramı. “ramazan Bayramı” diyenler de az değil hani.

Ayırım yok ama yine de ve bence oruç tutanların hakkı olan bir bayram. Aslında kimin gerçekten bu konuda içten olduğunu bilemezsin. Tutmayanların bir bölümü , tutuyormuş gibi yapabilir, nereden bileceksin. Bilsen ne olur, bilmesen ne? İnanç konuları bireyseldir; gönül ve vicdan işidir. Kimse kimseye hesap vermek zorunda değildir. Kimse, kimseden de hesap soramaz. Çünkü ibadet gizlidir. Ancak içtensiz davranmanın kimseye, insanın kendine bile yararı olamaz, ama zararı olabilir.

Neysen o’sun çünkü!

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol…”

Ama artık böyle insan kalmadı.

Herkes olduğundan başka görünme, ve başkalarını kandırma arayışında.

Tak takıştır, sür sürüştür…” ama güzel görün dönemi çoktan gündeme girdi bile.

Tam tersi kutuplarda da; örtünme, haşema, tesettür…

Aslında her insan istediği gibi özgürce giyinmeli ve davranmalı.

Ancak kurumların kuralları varsa bu konuda onlara da uymak daha insanca. Bir zamanlar küçük yerlerde ve özellikle köylerde kara çarşaf giyerdi kadınlarımız, kızlarımız.

Kimseler de yadırgamazdı.

Yetişkin olmadan geçirdiğimiz dönemi anımsıyorum da:

İlkokulda kara önlük ve beyaz yaka zorunluydu. Tırnaklar uzamayacak, cebinde mendil olacak. Çünkü öğretmen her sabah kontrol ederdi.

Ortaokulda takım elbise, kravat, resminizin içinde olduğu şapka

Saç uzatmak da yoktu. Sık sık üç numarayla saçlarını kazıtacaksın. Yoksa fazlalıklar makasla kesilebilirdi. Ne denli özenirdik, saç uzatıp arkaya tarayanlara.

O zamanlar yoksulluk da diz boyu idi. Bunları ve diğer okul masrafları için zorlanan aileler çoktu. Çünkü genellikle her ailede 5-6 çocuk vardı.

Şimdilerde tersi durumlar gelişmeye başladı. Saçını kızlar gibi uzatacaksın, ya da usturayla kazıtacaksın.

Ne denli sağlıklı bilemem. Bakım açısında zor olsa gerek.

Yani görüntünle ilgiyi çekmek Dikkatleri üzerinde toplamak, kendini kanıtlamak mı olay? Neden olmasın!.. Gençlik işte. Her yere konar. Ota da başka şeylere de…

Dekolte ise günlük yaşantımıza bile girdi.Caddelerde, sokaklarda, kısalar, kısacıklar; dar dar daracıklar…İyi güzel de karşı cins nasıl bakar bu işe, bilemiyorum.

Böyle garip takıntılarla nereye, bilemem. Öte yanda, “ayıp, yasak, günah…” söylemleri.

Ancak, kim ne derse desin (bende dahil) insanlar özgür olmalı, bir kezkunuk olduğumuz şu dünyada…