Kalemlerimi o yıkıntılarda yitirmişim yine
Bu nedenle unutmuşum şiirce gülmeyi
Güller gülmeyi unutmuş çoktan
Laleler unutmaya boynu büküklerden
Şimdi yanımda kale gibi dik ve sert
Kuş yuvaları pek görünmez şimdilerde
Ben nereye bakıyorum öğle güzeli
Gidip dönek yoksa o tünelden
Yıllar geçip gidince yaya kaldırımlardan
Beton ağaçlar ormana döner yakmazsak
Gizli sevdalı armonik ceplerde işte naylon
Sevdasız yanıtlar testlerde
N.TEZCAN
Eski yıllarda yani biz daha çocukken kış çok sert olur, tepe tepe kar yağardı. Kar tatilleri hemen hemen bol bol yağar, çocukları sanki sokağa çağırırdı. Kardan adam el eder,çocukları kartopu oynamaya davet ederdi. Ama kızak yapmadan, kızak yolu yapmadan bu iş olmazdı. Çok zaman akşamdan bir tepeden birkaç kova su dökerdik geceden, ertesi günü buzlaşınca döktüğümüz sular buz olur , biz yaramazlar da akşam kararana kadar kayardık. Sokak aralarına yaptığımız yol komşularca küllenir, bizler de kayamazdık. Yüzümüz, ellerimiz, ayaklarımız üşüyünce doğru eve…O yılarda her evin ocağı vardı ve üşüyenleri ısıtırdı.
Daha sonra peçka çıktı (biz öyle derdik), Sonraları, sobalar kuruldu… Kalorifer ve doğalgaz. Hepsi de neler çektirirdi . Bilen ve yaşayanlar o günleri anımsarlar…Odun, kömür derdi, yakmayı, tutuşturmayı…Bilen bilir, yaşayan anımsar. Soba döneminde yaşananlar artık o dönemler gitti, anılar kaldı.
Doğalgaz elbette çok rahat,biraz ucuca da olsa tadından geçilmez. Yine çok dikkatli olmak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.
“Baharı bekleyen kumrular gibi”
Gibi şartları üşüyünce söyleseniz unutursunuz soğuğu
Çocukken söylediğimiz şarkılar da az değildi
“Aaaa bak geldi kış baba…”