ÖMRÜME YAZDIM SENİ

Akdeniz’in renginden
Trodos’un  ak yelinden
Portokal çiçeğinden
Koparıp aldım seni
Kalbime sevgi sevgi
Ömrüme yazdım  seni

Fırtına cennetimden
Kıbrıs’ın kaderinden
Gülün en güzelinden
Koparıp aldım seni
Kalbime sevgi sevgi
Ömrüme  yazdım seni

Saklı güzelliklerden
Gizlice aldım seni
Kalbime    sevgi  sevgi
Ömrüme kattım seni
N.T-
Olaylar can sıkıcı. Ülke huzursuz sanki. Bir taraftan da yağmur yok. Alıp başını gitmiş. Nereye gitmiş çöllere mi, Yağmur ormanlarına mı?
Ner den bilirim. Meteoroloji bile bazen yanılabiliyor. Zaten “tahmin”olduğunu kendileri de belirtiyor. Şöyle ya da böyle genelde tam isabet.
Bu kurum yokken yapılan tahminler gerilerde kaldı elbet.  Örnekse:Ayva ağacı çok meyve venirse…” falan filan…
Edirne bir garip. En ılıman ve sıcak bölgeleri bile geçiyor.  Tekirdağ ve Kırklareli bu konu ilimizden mutlaka ve her zaman bizden gerilerde. Bu iyi mi kötü mü?Nasıl her insanın kişilik yapısı aycalıksa, dünyanın da hemen hemen ayrı özellikleri var demek ki..öyle olması da normal…Sosyo ekonomik kültürel özellikler değişiktir. Dünyanın ürettikleri bile yöreden yöreye ayrıcalıklıdır.
Yakın köylerden birine uğradık bir süre önce. Köyün Karşısındaki koru park haline getirilmiş. Hava güzel olduğu için olacak  çevresiyle beraber tıklım tıklımdı. Bir çay bile içemeden ayrılmak zorunda kaldık. Bizim kent ormanını anımsadık. Yıllar önce dolup taşardı. Şimdilerde öyle aman aman değil. Ama daha da gürleşmiş olarak yerinde. Bir çok yeniliklerle yeşil yeşil gülümsemekte.
Köyde eski tip kerpiç evler artık yok. Elektrik direkleri sokaklara yayılmış demektir Köy, artık ışıklı. Bakkalı, marketi var…
Ben, köylerde dört yıl öğretmenlik yaptım. Bu söylediklerimin hiç biri yoktu…  İki kahve,biri gençler kahvesi, diğeri yaşlılar kahvesi. Onlar da derme çatma idi. Yol asfalt değildi. Kasabaya yürüyerek gidilir ve dönülürdü. Yıllar 196i-1964… Küçük bir köydü. Yılarca dere suyunu kullanmışlar,ve üç yıl önce köyün ortasına sürekli akan bir çeşme yapılmış. Okul  da üç beş yıl önc iki dersaneli ve minik bir lojmanı vardı ama okulda çeşme yoktu. O günlerde bu günlere çok şeyler değişmiş ama hala yeterli değil  kanısındayım. Daha çok hizmet gerekmekte. Sanırım çok geç gibi geliyor bana…
Duyduklarıma göre Gelişmiş ülkelerde Köyler şehirlerin küçük yerleşim yerleri gibiymiş. Yani şehirlerde ne varsa köylerde de aynı imiş. Aklıma şu geldi. Bizim onlardan ne farkımız var yani…