Ülkemizde olduğu gibi Avrupa ülkelerinde de halkın ekonomik ve siyasi sorunları var. Oralarda bu sorunlara nasıl çözüm aranıyor.
Demokrasinin halkın yararına uygulandığı bu ülkelerde bakıyoruz gerektiğinde toplu olarak yasaların izin verdiği oranda yetkilileri uyarıyor.
Bölgemizde ve ülkemizde özellikle esnaflarımız, tarım kesimi emekliler geçim zorluğu içinde.
Gelirleri giderlerini bir türlü karşılamıyor. Bu meseleleri halkla konuştuğunuzda bir dokunup bin ah işitiyorsunuz.
Halkımız genellikler kahvelerde arkadaş toplantılarında şikâyetini dile getiriyor. Kimse bu hayati konuyu enine boyuna irdeleme sebeplerini araştırma gereğini duymuyor.
Sadece ilgili kurum yöneticilerinin ve siyasileri sözle birbirini suçlayarak sorunların çözüme kavuşmayacağını, ,bunun için bu alandan etkilenenlerin çaba harcamanın gerekli, olduğunu kabullenemiyoruz.
Biz, halk olarak yasal hak arama bu alanda gerektiğinde diretme alışkanlığı kazanamadık. İşçilerin ve meslek kurum temsilcilerimiz ise sadece kendi koltuklarını koruma peşinde.
Tabanını ilgisizliği, tepede görevlilerin vurdum duymazlığı sorunların sürmesine zemin hazırlıyor. Bu şartlarda peki sonuç ne olacak dendiğinde bir çözüm önerisi de yok. Bu olanlar sinema seyreder gibi izleyip “ah- vah “diye yakınarak bir yere varılmaz.
Bu arada işçi kesimini temsilcisi olan sendikalarımız ne dorumda: Şöyle arşivleri karıştırdığınızda sendikalarımızın haklarının alınması konusunda bir açıklamasını, sorunları kararlı bir şekilde dile getirdiğini göremezsiniz.
Özellikle yaz aylarında sendika yöneticileri deniz kenarında yazın tadını çıkarır, Halkın zahmet içinde olması onların ilgi alanı dışındadır.Bu vurdumduymazlık bürün meslek kurum temsilcileri için de geçerli. Son yıllarda bazı sektörlerde ekonomik nedenlerle sorunlar daha da büyüyor. Özelikle bölgemizde tekstil sektöründe sorun büyük. Bazı işyerlerinin başka bölgelere taşınacağı söylentisi yaygın. İşçiler kara kara düşünüyor. Sendikaların bu konuda tepkisini de göremiyoruz.
Bölgemizde en çok istihdam yaratan bir sektör kentimizde uzaklaşırsa bölgemizdeki işsizlik sayısı daha da artacak. Bu sorunlar ara bir medyada beylik konuşma yaparak çözümlenmiyor. Ekonomik sorunların giderilmesi ancak bu alanda mağdur olanların yasal kapsamında tavırlarını koymakla giderilir.
Aslında hiç bir hak mücadele etmeden kazanılmıyor. Halkımızın bu gerçeği anlamadığı, bu alanda caba harcanmadığı, sorunları kahve sohbetlerinde dile getirdikleri sürece biz bu açmazla baş başa olacağız.
-----------------
FIKRA
KEDİNİN ÇANAĞI
Böyle sıcak bir günde çok susayan bir adam, bir yalının kapısın çalar:
“Çok susadım içecek su bulamadım bana bir bardak su verir misiniz?
”Kapıyı açan hizmetçi kısa bir tereddütten sonra:
“İstersen ayran vereyim ”der.
Biraz sonra bir çanak ayran getirir. Adam ayranı iştahla içer.
Hizmetçi:
“İstersen daha da getireyim mi ?” der.
“Zahmet olur yavrum”
“Hayır ne zahmeti ayranın içine zaten fare düştü nasıl olsa dökecektik”
Bu cevap üzerine adam hiddetle elindeki çanağı yere atarak kırar. Bunu üzerine hizmetçi feryadı basar:
“Hanım, hanım kapıdaki adam kedinin çanağını kırdı.”