Gülüşün kırık dökük
Öpüşün nane limon
Geriye dönüşün iki yüzü peşimiz
Ortadoğu yangını alnımda pişer
Van gölünde su içirmek
Dallamanın niyeti
Burda –İzmir arası ne ararsan burgacı
“Bu ülkede yaşanmaz” iğrenç deyişi
Tam bir evlat acısı
Gündemde ne güzellikler sürgünü
Nerde bizim göz kamaştıran
Akça pakça süt rengi
“Tek dişi kalmış canavar”ın
İşi neydi mavi gerdablı boğazda
Geldikleri gibi gittiler, gitmediler mi?
“Bal gibi yaşanır” bu ülkede
Bal
Aklım nerde, bilim uzak değil
Çin’e git, Maçin’e ulaş
Bir eksen bin yeşerir bu toprak
Çapanı kullanırsan
N. TEZCAN
664’üncü Kırkpınar yağlı güreşlerimiz Pazar günü akşam üzeri sonlandı. Baş pehlivan bu yıl Orhan OKULU oldu. Bu yıl en sıcak günlerde pehlivanlar yağlı yağlı güreştiler. Kırklara varan termometreler Kırkpınar meydanında kapıştılar, her yıl olduğu gibi..
O meydan bu kez de tanıklık etti .
Saray içi Kentimiz başkent olduğu yıllarda o bölge Saray’ın bahçesi imiş. Onun için olmalı adı Sarayiçi olarak bu günlere ulaşmış.
Ancak Edirne İşgal yıllarında tutsaklarımızı orada aç susuz bırakmış, çok acı günler yaşanmış. Sarayiçi denince insan bunları da anımsıyor.
Şimdi gazetemizden (Vatandaş) biraz alıntı yapayım:
“Başpehlivan Okulu’dan Başkan Gencan Akın’a teşekkür etti.”
“Başpehlivan Okulu “Kırkpınar bizim Olimpiyatımız”
“Kırkpınar’ın görünmeyen kahramanlarına YAZGANDAN DESTEK”
“Imrak ‘ciğer yiyen pehlivan Başpehlivan oluyor’
“Kırkpınar’da Güvenliğin kahramanlarına teşekkür”
“Bu kemer benim için sadece bir madalya değil bir diriliş oldu,” (Orhan Oulu)
Bu arada Ufuk ÖZÜNLÜ’ ağa seçildiğini ve yaptığı konuşmaları da değerli ve geçerli olduğunu vurgulamalıyım. Ekranlardan yansıyan görüntüler ve görev alanların hepsini (Başta belediyemiz olmak) içten ve can-ı gönülden kutlar, Nice Kırkpınarlar demekten kendimi alamıyorum.
Bu yüzyılların geleneğini yaşatmak bir özveridir. Yadırgayanlar olsa da…Çünkü, sporun aslı ve özü güreşle başlar, benim bildiğim…