VAR MI, YOK MU BELLİ DEĞİL

                Ülkemizin dört bir yöresinde demokratik kuruluş temsilcilerimiz, sendikalarımızın  odalarımızın tabelaları, büroları  faaliyetlerini   sürdürüyorlar . Bunlar yasal olarak kurulan ve üyelerinin  sorunlarını  savunmakla yükümlü   kurumlardır

                Çoğu  bu görevi  yaptıkları için  dolgun ücret alıyorlar protokollerde yerleri vardır  ve o görev adı altında caka satıyor gittikleri yörelerde ben şu kurumun başkanıyım diye  böbürleniyorlar.

                Bugün için  sendikalarımızın ve diğer kuruluş  temsilcilerimizin varlığı ile yoklukları belirsiz. Adeta  elleri kolları bağlı “ ne yapılım ülkede özel durum var ancak bu kadar görev yapıyoruz” diye işin içinden sıyrılmak istiyorlar.

                Bunlar onların görevlerini yapmaları için  mazeret olmamalı. Her koşulda yasal sınırlar içinde  demokratik kitle örgütlerimizin seslerini duyuracakları  tavırlarını ortaya  koyacakları imkanlar olmuştur.

                Sizler,hakların kısıtlandığı  mazereti ve her görevinizi ona bağlayıp onun   arkasına sığınıp koltuklarınızdan kalkmaz gelene ağam gidene paşam derseniz sizin orada durmanızın gereği olamaz.

                Ülkemizde  bugün öyle  suskun bir dönemden geçiyoruz. Gazete arşivlerini karıştırıyorum, sendikalar, meslek kuruluşlarımızın  çalışmalarına yönelik bir haber göremezsiniz. Onlar sadece  günlük rutin işleri ile uğraşıyorlar. Bazen de üst yönetimlerinin organize ettikleri  genellikle sahillerde gerçekleşen sözde seminerlere katılıp meslek bilgilerini arttırıyorlar.

                Orada gördükleri  de aslında  kendi aralarında kalıyor. Zira  bu seminerlerin arkasında  başka faktörler  bulunuyor.

                Seminerlerin yoğun olduğu zamanda  ya üst yönetimlerin  seçim zamanı yaklaşmıştır. Onlara kol kanat germek için bu  toplantılar yapılır ya da  yeni çıkan bir kararname ve yasayı  tanıtmak için  sahil turları  tertiplenir.

                Genellikle de bu tür toplantılar Akdeniz sahillerinde  düzenlenir. Yapılan bu toplantılarda konuşulanlar edinilmesi gereken bilgiler  o toplantılara katılanların arasında kalır .Bazılarından  o meslek mensuplarının haberi dahi olmaz. Kısaca bu toplantıların bir bölümü turistlik gezinin ötesine geçmez. Katılımcılar  üst makamlarca ellerine ne verilirse onunla yetinirler.

                Genellikle  yapılan konuşmalarda sorgulama diye bir yöntem yoktur. Söylenenler her zaman doğru kabul edilir. Maalesef  sendikalarımızın ve meslek kuruluşlarımızın son  durumu budur. Onlar bugünkü yapıları ile hakları  alma yerine verilmesini  beklerler ve onlarla yetinirler.

                 BİZE NELER OLUYOR

                Edirne  Türkiye’nin en sakin ve  huzurlu kenti olarak biliniyordu. Burada toplumsal olaylar yok denecek kadar az tanınır  Edirne’de  herkes  karşısındakine her zaman  saygılı davranır. Edirne bu yapısı, bu özelliği  ile anılıyor. Bizler de her zaman  böyle   huzurlu kentimiz var diye her  yere gittiğimizde  öğünüyorduk. Son aylarda Edirne’ye  bir şeyler oldu. bir süre önce  İki kenar mahalle arasında çıkan tatsız olay kentimize hiç yakışmadı. Ardından mahalle halkı arasındaki gerginlikler. Bunlar son bulmalı,  Herkesin yasalar çerçevesinde hürriyeti var . Benim arkamda şu var ben istediğimi yaparım mantığında olanlar varsa orada dursun. Bu ülkede herkes istediğini yapamaz . Yapmaya kalkılırsa ne duruma düşüldüğünü  başka illerde bunların sonuçlarını görüyoruz. Edirneli yöneticilerimiz buna fırsat vermemeli. Huzur insan yaşamışının en  önemli gıdası. Edirne’yi bir turizm kenti  olarak da düşündüğümüzde kentimize   gelen turistler  için de huzur ve güven olmazsa olmazdır. Yasalar karşısında kimse imtiyazlı olamaz birinin hürriyetinin  bittiği yerde diğerinin başlar. Halkın huzurunu tahlil etmek için arasına girip sorunlarını dinlemek lazım. Huzursuzluğun ana kaynağı nedir  onun tahlili yapılmalı, kaynağına  inilmeli . Hiç uğruna kavga çıkarma alışkanlığı yaygınlaşır, bunlar bazı kişilerce desteklenirse bunun nerede duracağı belli olmaz. Hal böyle olunca da  Edirne huzurlu Edirne olmaktan çıkar.

 Acı olan durum,  bazıları üst yönetimdeki siyasilerin birbirine kavgasını kendilerine örnek alıyor.”onlar yapıyorsa ben de yaparım” havasına giriyor. Tıpkı İmam cemaat örneğinde olduğu gibi. Bunu önlemek için   kalıcı caydırıcı  önlemler alınmalı. Edirne halkının hoşgörülü olmasından yararlanıp  huzurlu kentimizde  sorun yaratmak isteyen kim olursa olsun fırsat verilmemeli.

                 EDİRNESPOR’U KUTLUYORUM

                 Ziraat Kupasında  Süper lig takımı  Alanyaspor ile  rakip sahada karşılaşan  Süper Amatör liginde mücadele eden Edirnespor rakibi ile başa baş mücadele etti. Son dakikalara  kadar  maç berabere devam etti. Özellikle kalecinin  kurtarışları  rakip takım seyircilerinden alkış aldı. Bugünkü yeri ne olursa olsun  Edirnespor’un güçlü rakibine karşı centilmence mücadelesini özellikle  kalecinin insanüstü gayretini  candan kutluyorum. 2-0  yenilmesini rağmen  Edirnespor gelecek için umut verdi.