İktidar partisi AKP her seçim döneminde temayül, yani halkın siyasi talebini belirlemek için aday belirleme yöntemi uygular. Bu yoklamaya katılanlar arzuladıkları adayın ismini yazıp sandığa atarlar. Sonuçlar sandıklar hiç açılmadan Ankara’ya Genel Merkeze gönderilir.
Orada açılıp sonuçlar değerlendirilir. AKP’de bu mahalli seçim öncesi de aynı yöntem uygulandı.yoklamada oy verenlerin çoğunluğun hangi adaya oy verdikleri belli olmaz.
Bu bir anlamda seçmenin gazını almak onların oyuna başvuruluyor anlamı yaratılmak, istenen bu gayeyle uygulanan bir yöntemdir.
Her zaman son kararı yine Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan verir. Bu kez de öyle olacaktır.
Temayül yoklamasında belirlenen isimler oylamada son sırada olsa da tıpkı rektör seçimlerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanı kimi belirliyorsa o başkan adayı olur.
Yine bu seçimde de öyle olacak.
Sanırım Edirne’de kısa süre sonra AKP’nin Edirne belediye başkan adayı açıklanacak. Adayın erken açıklanması bu partinin seçim çalışmalarında yararlı olabilir. Yeterli imkanlar olduğu için bu tür seçimlere iktidar partisi her zaman bir adım önde başlıyor.
-------------------------------------------------------------------------------
CHP NE YAPACAK
İktidar partisinin temayül yoklaması ile göstermelik de olsa seçmenin oyuna başvurmasına karşın CHP ne yapacak?
Bilindiği kadarı ile, bu partide aday belirlenmesinde
Genel Merkez tek söz sahibi olacak
Ön seçim yapılması filan hikaye.
Kesinlikle böyle bir seçim olmayacak.
Genel Merkezin yaptırdığı anketler ne derece sağlıklı oluyor o da tartışılır.
Her şeye rağmen CHP Genel Merkezinin bir değil birkaç koldan halkın nabzını yokladığı biliniyor.
Bu çalışmaların çoğunda parti yönetimlerinin haberi dahi olmuyor.
Eğilim yoklaması yapacak olanlar halkın arasına girip nabzını yokluyor. Böylece seçimde oy verecek olanların ne yönde olduğu daha net olarak belli oluyor.
Sanırım bir süre sonra CHP’de de durum netleşecek. Ondan sonra gerçek seçim propagandaları başlayacak. CHP kalesini kaybetmemek, AKP ise kaleyi eline geçirmek için tüm kozlarını kullanacak. Bu arada MHP ve İYİ Partinin çıkaracağı adaylar da seçim sonucunda etkili olacak.
---------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK TRANVAYIMIZ ATLA ÇEKİLDİ
Ülkemizde ilk tramvay işletmeciliği,3 Eylül 1869’da Konstantin Karopano Efendi tarafından kuruldu.
Bu kuruluşa Osmanlı Bankası da katılmıştı.
Bu ilk tramvay işletmesine kırk yıl işletme hakkı tanındı.
İlk tramvaylar demir ray üstünde atlarla çekilirdi.
İlk atlı tramvayın çalışmaya başlaması 1871 yılında olmuştur.
Tramvayın ilk gidiş dönüş yolu, Azapkapı-Galata-Tophane-Beşiktaş’tı.
Daha sonraları ise Eminönü- Aksaray, Aksaray-Yedikule, Aksaray –Topkapı, Aksaray –Kurtuluş, Aksaray-Şişli semtleri arasında çalışmaya başladı.
1941 yılına kadar atla çekilen tramvaylar, o yıldan sonra elektrikle çalışmaya başladı.
1929 yılında tramvay şirketinin ekonomik durumu bozulunca bu işi belediye üstlendi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
DALGIN PROFESÖR
Günün yorgunluğu içinde olan profesör, akşam olduğunda eve keyifsiz ve sıkıntılı bir şekilde gelir.
Üstelik beli iyice bükülmüş durumdadır.
Evdekilere :
_” Çabuk bana bir doktor çağırınız” der ve “belimi doğrultamıyorum” diye ekler.
Kısa sürede eve gelen doktor, profesörü dikkatle muayene eder ve sonucu bildirir:
“ Vallahi hocam sağlığınızda bir sorun yok.
Belinizi doğrultabilmeniz için pantolonunuzun düğmelerini yeleğinizin iliklerine geçirmeniz yeterli olur”
ÖZLÜ SÖZ
İyilerin arkasında bir tahta kapı kapanırsa, önünde bir altın kapı açılır.
İSVİÇRE ATASÖZÜ
*******************************************************************
FIKRA
ASTSUBAY
Bir kışlada astsubay acemi erlere ilk derslerini verirken sordu:
_” Paşayla binbaşı arasında ne fark vardır?”
Acemi erlerden biri hemen yanıt verir.
“ Paşa şişmandır, yaşlıdır, babadır izini çoktur. Binbaşı ise gençtir, zayıftır, serttir, nöbet çoktur
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
HUYLU HUYUNDAN VAZGEÇMİYOR
Terzinin biri harsızlığa alışmış.Dikmek için gelen güzel kumaşlardan bir parçacık olsun makasının ucu ile aşırırmış.
Terzi bir gece rüyasında gökyüzünün kocaman bir bayrakla kaplandığını görmüş.
Bayraklar o zamana kadar kumaşlardan kestiği parçalardan ibaretmiş.
Ertesi gün rüyasını çırağına anlatmış.
Çırak ürkerek:
-“ Aman usta bir daha kumaş aşırmayalım. Bu sana işarettir” demiş.
Çırak usta aralarında kararlaştırmışlar.
Kumaş biçerken ara sıra terzi kendinden geçip makası kaptırdığı zaman çırak:
-“ Ustan bayrak” diye uyarınca terzi aşırmaktan vazgeçermiş.
Bir gün yine dikilmek için çok kıymetli bir kumaş getirmişler.
Terzi biçerken kumaşın güzelliğine dayanamayarak makası tam kaptıracağı sırada çırak yine :
-“ Usta bayrak..” diye haykırmış.
Fakat kendinden geçmiş olan terzi:
-“ Aman evlat dayanamayacağım. Rüyamda gördüğüm bayrakta bu kumaş da bulunsun” demiş.