Devlet destekli tarım sigortası kuruluşu kısa adıyla TARSİM dolandırılmış. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Noyan Doğan köşesinde bu konuya değinmiş konuyu şöyle tanımlıyor” Sigorta şirketlerinin dolandırıldığını biliyorduk. Yalnız bu oranda bir dolandırıcılık ilk kez oluyor. Dolandırılan ise Devlet desteği ile tarım sigortasını üstlenen TARSİM.
Olay şöyle gelişiyor. Geçen hafta Jandarma Kaçakçılık Şubesince yapılan incelemede TARSİM’in 6 milyon dolandırıldığı gerekçesiyle Siirt, Şanlı Urfa, Diyarbakır, Hakkari’ de 24 kişiye yönelik operasyon yapılıyor.
TARSİM Bölge müdürünün de içinde bulunduğu 19 kişi gözaltına alınıyor, bunlardan bazıları serbest bırakılırken bir bölümü adliyeye sevk ediliyor, 5 kişi aranıyor .
TARSİM Devlet destekli tarım sigortası yapmak için kurulan bir sigorta havuzu. Çiftçilerin ürettiği ürününü, hayvanını sigortalıyor. Sigorta primin yarısını Tarım Bakanlığı kanalıyla Devlet ödüyor, yarısını ise çiftçi karşılıyor.
Hasar gerçekleştiğinde de TARSİM ödeme yapıyor. TARSİM yönetimi ağırlıklı olarak Tarım Bakanlığı’nın elinde . Adı geçen illerde yapılan operasyonda bazı sigorta acentelerin de adı geçiyor, aralarında bazı eksperler var, tarım arazi sahipleri var.
Acente sigortayı düzenliyor hemen devlet paranın yarısını ödüyor. Hasat sonunda ise eksper sahte rapor düzenliyor . Böylece arazi sahipleri alması gereken paranın çok üzerinde para alıyor. Hasar olmayan yerler hasar olmuş gibi gösteriliyor.
Sonuçta TARSİM 6 milyon lira dolandırılıyor. Şimdi akla şu geliyor. TARSİM 11 yıl önce kuruldu. Acaba bugüne kadar yapılan ödemeler yasal sınırla içinde mi yapıldı? Eminim bu yaşananlardan sonra Urfa Milletvekili, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakibaba geçmişe yönelik tarama yapacaktır”
Köşe yazarının iddiası bu. Batı bölgelerinde kılı kırk yararak hasar tespiti yapanlar acaba Güneydoğu bölgelerinde yapılan bu sahtekarlığı ne diyecekler. Bunu da çiftçilerimizin dikkatine sunarım.
********************************************************
ŞANS OYUNLARI
Ülkemizde şans oyunlarının bulunmadığı gün yok. Atları geceleri de koşturup şans oyunlarına alet ediyorlar. Adı süper loto, şans topu ve benzeri haftanın günlerine dağılan şans oyunları ile halka umut dağıtılıyor.
Günlük gazeteler bu şans oyunları tahminleri ile dolu. Onlar halka ayrı bir gazete gibi sunuluyor.
Umudunu buna bağlayanlar gün boyu ya at koşularını izliyor ya da şans oyunlarının numaralarına bel bağlıyor.
Bazı kahvelerde gün boyu at koşuları izleniyor. Umudunu atlara bağlayanlar kupona oynadığı atın nasıl derece alacağını görmek için gözlerini TV ekranından ayırmıyor.
Kuşkusuz her ülkede bizde olduğu gibi şans oyunları bulunuyor. Bizde olduğu kadar çeşidi olan kaç ülke var bilemem.
Toplumda emeksiz kazanç tutkusu gün geçtikçe artıyor. Sayıları iki el parmağına ulaşan şans oyunlarına ilgi böyle devam ederse, bundan birileri bunun başında Devletimiz, özelleştiğinde özel firma zengin olacak. Bunun karşılığında umudunu buna bağlayanlar her zaman kaybedecek.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
İLK YARI AÇIK CEZAEVİ İMRALI’DA KURULDU
Tarihimizde ilk yarı açık cezaevi Marmara denizinde, İmralı adasında 1935 yılında kurulmuştu. Bu cezaevi bin tutukluyu barındıracak kapasitedeydi.
Türkiye’de kapılı cezaevinde iyi davranışları görülen tutuklular, bu yarı açık cezaevinde çalışır, zanaat sahibi olurlardı.
Adada her çeşit tarım işleri, meyvecilik, zeytincilik, hayvancılık yapılırdı.
Tutulan balıkların, yetiştirilen sebzelerin daha iyi değerlendirilmesi amacıyla bir konserve fabrikası kurulmuş, bunun yanında bir de sabun fabrikasıyla, deniz motoru yapan bir tersane açılmıştı.
İmralı Cezaevi ürünlerini tanıtmak amacıyla 1947 yılında Mısır Çarşısı’nda iki mağaza açılmıştı.
BIRAKTIĞIN GİBİ
Adamın biri bir yıl sürecek geziye çıkıyordu.En güvendiği arkadaşına
-“ karımı sana emanet ediyorum, ona iyi bak zira hamiledir”
Arkadaşı:
-“ huzur içinde seyahate gidebilirsin” diye teselli etti.” Size söz veriyorum dönüşünde karını bıraktığın gibi bulacaksın”
Adam bir yıl sonra seyahat dönüşünde karısı yine hamileydi.