Hayvancılık bölgemizin en önemli gelir kaynağıdır.
Toprağı ile geçimini sağlayamayan köylülerimiz, geçim kaynağı olarak hayvancılıktan yararlanıyor.
Evinde beslediği bir iki ineği ile ayakta durmaya çalışıyor. son yıllarda hayvancılıkta destek uygulamalarının yeterli olmaması ve desteklerin gecikmeli olarak verilmesi hayvan yetiştiricilerini zor durumda bırakıyor.
Borç altına girerek alınan hayvanlar zararına kasaplık olarak satılıyor.
Bu hem hayvancılığın gelişmesi hem de ülke ekonomisi açısından zararlı bir uygulama.
Kimse elindeki hayvanını boş yere kasaplım olarak vermez.
Hayvancılıkta girdi fiyatları yükseliyor, gerekli destek gelmiyorsa insanlarımız ne yapacak?
İneklerin, hayvancılığın gelişmesinde en önemli etken olan hayvanların kasaplık olarak satılması, hayvancılık üzerinde faaliyet gösteren kitle örgütlerimizin temsilcilerini ilgilendirmiyor mu?
Bölgemizde Süt Üreticileri Birliği, KÖY-KOOP, Damızlık Sığın Yetiştiricileri Birliği ve Koyun,Keçi Üreticileri Birliği var.
Ne yazık ki, bu birliklerimizin yeterince sesleri çıkmıyor.
Bu koşullarda seslerini yükseltmeyip ne zaman yükseltecekler?
Arşivleri karıştırdım.
Bu kurumlardan gerekli uyarının olmadığını gördüm.
Köylerimizde hayvancılığa da sekte vurulursa insanlar yoksullaşır, köylerimiz iyice boşalır.
Bu arada tarla satışları artar.
Siyasi parti temsilcilerimiz, çiftçi kuruluşlarımız, hayvancılığın gelişmesi konusunda daha duyarlı olmalı üst yönetimlere gereken uyarıyı yapmalı.
Trakya halkı hayvancılığın merkezi konumunda .hayvancılığın gelişmesine katkı yapan, şaptan Ari olmanın imkanlarından yararlanmalı.
Bu imkanlar değerlendirilmediği zaman bölgede hayvanların azalacağı gibi insanlarımız da azalır.Bölge insanımız Kızılderililer gibi ekalliyet durumuna gelir.
Bunun emarelerini görüyoruz.
Onun için tarımla ilgili birliklerimiz yöneticileri laf üretme seslerini çıkarmama yerine hayvan üreticilerimizi sorunlarını gündeme getirsinler.
Yoksa gidiş iyiye gidiş değil.
Hatırlatırım.
----------------------------
HIRSIZLIKTA AKIL ALMAZ YÖNTEMLER.
Günlük yayın organlarından izliyoruz . ülkemizin farklı yörelerinde meydana gelen hırsızlık olaylarında akıl almaz yöntemler uygulanıyor.
Aşağıda yazdığım bir hırsızlık vakası bunlardan biri
Olay şöyle gelişiyor:
BU OLUR MU DEMEYİN
Bu vaka Kayseri’de polis kayıtlarında yer alıyor.
Olay şöyle:
İlde hırsızın biri evin damına çıkıp televizyon anten kablosunu keser.
Evin erkeği Bu saatlerde televizyon seyrederken TV kablosu kesilince orasını burasını kurcalar, televizyonda görüntü gelmeyince de” herhalde bozuldu diye televizyon başından ayrılır.
Bir sonraki gün adam işe gittikten sonra hırsız televizyon antenini kestikleri evin kapısını çalıp adamın karısına “ Beni eşiniz gönderdi evde televizyon bozulmuş onu alıp bakınız” dedi. der.
Kadıncağız nereden bilsin televizyonu gelen kişilere teslim eder.
Adam işinden eve dönüp televizyonu yerinde görmeyince merakla eşine sorar, kadın durumu anlatınca şok olur.
Şaşkınlık yaşayan çift nasıl böyle bir oyuna geldiklerine inanamazlar.
Aradan bir süre geçer. Ayni çift balkonda çay keyfi yaparken. Bu yoldan geçerken sırıtarak evin balkonuna bakan kişiyi gören kadın,” İşte televizyonu çalan hırsız bu” diye feryat eder.
Adam bunun üzerine telaşla yerinden fırlayıp hırsızın peşine düşer. Pijamalarıyla yalın ayak hırsızı kovalar.
Kısa süre sonra evin kapısı çalınır. Kadın kapıyı açtığında düzgün kıyafetli biri önce kendisinin polis memuru olduğunu söyler. Kadına “ Eşiniz biraz önce yakaladığı bir hırsızı emniyete teslim etti.
Eşiniz telaşla pantolon ve cüzdanının evde unutmuş. Onları almaya geldim “ der
Bunun üzerine kadın çok sevinir ve gelen kişiye eşinin pantolonunun ve cüzdanının teslim eder.
Aradan 15 dakika geçer, adam soluk soluğa eve döner.
Kadının keyfi yerimdedir, adam eve girer girmez, boynunu sarılır” Helal olsun sana bey bu yaşlı halinle o genç hırsızı nasıl da yakaladın” diye tebrik eder.
Adam öfke ile kadına “ benimle dalga mı geçiyorsun hanım adam tazı gibi koşuyor onu yakalamam mümkün mü, don gömlek herkese rezil oldum” demesi üzerine kadının neşesi kaçar.
Eşine” Peki öyleyse eve senin pantolonunu ve cüzdanını almaya gelen polis neden senin hırsızı yakaladığını söyledi” der Adam karısına “ yoksa onları da mı verdin “ diye öfke ile çıkışır.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK ÖZEL GAZETE CERİDE-İ HAVADİS
Türkiye’de ilk özel gazete 1840 yılında William Churchill adında bir İngiliz çıkardığı Ceride-i Havadis’ti Bu gazete 1864 yılında kapandı. Yayınladığı sürede 1212 sayı çıkardı.
Başlangıçta 10 günde bir yayınlanan gazete , daha sonra haftalık oldu.
Devletten yardım gördüğünden yarı resmi bir nebiliği vardı.
25 Eylül 1864’te Ruzname-i Ceride-i Havadis olarak adı değiştirildi.
Ceride-i Havadis’le ilk Türk özel gazetesi olan , Agah Efendinin Tercüman-ı Ahval arasında 1860 yılında başlayan çelişkiler, Türk basınında ilk tartışma örnekleridir.
*****************************************************************************
ÖZLÜ SÖZLER
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir. Önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılmaz
/FARABİ
Paylaşılan bir sevinç iki kat olur. Paylaşılan bir acı yarıya iner
ÇİÇERO
FIKRA
Bir genç aşık sevgilisine sordu:
“Leylacığım neden bana hep canım diye hitap ediyorsun da adımı söylemiyorsun,”
-“ şaşırırım da belki yanlış bir isim söylerim diye canım”