Edirne Öğretmenevi kimsenin bilmediği bir nedenle sessiz sedasız gerekçe gösterilmeden bir süre önce yıkıldı.
Bu bina o kadar sağlam bir binaydı ki, yıkım işinde çalışanlar binanın çürük olduğu için yıkıldığını duyunca hayrete düştüler.
Binanın yerine ne yapılacağı ise belirsiz. Bazı söylentilere göre bu bina yerinin bir üniversiteye verileceği yolunda iddialar var.
Edirne Öğretmen Evinin yapılışında öğretmenlerin büyük çabası oldu.
Eğitim emekçileri binanın yapılması için maddi katkıda da bulundular, yapılması için gayret gösterdiler. Burada yurdun dört bir yöresinden gelen öğretmenler konaklıyor. Meslektaşları ile sohbet ediyorlar, anılarını tazeliyorlardı.
Bu eğitimcilerin bir araya geldiği uyduruk gerekçe ile sağlam bina hiç uğruna yıkıldı.
Bu binaya çürük raporu verenlerin, bu iddialarını kanıtlamaları mümkün değil.
Öyle sanıyorum ki, Öğretmen Evinin yıkılmasında başka amaçlar da olabilir. Onlar henüz su yüzüne çıkmadı, yakında kokusu çıkacaktır.
Sorunun en acı olan tarafı, bu binanın yapılmasına katkı yapan eğitimcilerin binanın yıkılışında seslerinin çıkmaması.
Kendi emekleriyle yapılan bir yerin yıkılmasını nasıl kabullendiler, buna tepki göstermediler. Bu binanın bugünkü Öğretmenler Lokalinden farklı bir özelliği vardı. Eğitimciler için yemekhane konaklama sağlanıyordu. Ayrıca konferans gibi etkinliklerin yapılacağı salonu mevcuttu.
Tüm bu imkanlar yok oldu gitti, bu olanlara karşı eğitimcilerin suskunluğunu anlamakta zorlanıyorum.
İTHAL ET KONUSUNDA İLGİLİ KURUMLARIN NEDEN SESİ ÇIKMIYOR?
Ülkemizde hayvancılığa büyük zarar verecek et ithalatını hükümet uygulamaya koydu.
Bazıları ucuz et alıyoruz diye bu uygulamaya sevinmiş olabilir. Aslında bu tür ithal politikası ülkeyi dış ülkelere bağımlı hale getirir.
Bugün verilen ucuz et yarın ‘Bunlar bize muhtaç’ diye daha pahalı satılır. O zaman ne yapılacak?
Bu konu hakkında bilgisine başvurduğum Trakya Veteriner Odası Başkanı Dr. Erdal İlgü, iç üretim sağlanmadan böyle dışarıdan et ithal edilerek soruna çözüm bulunamayacağını, buna çare olarak hayvansal tüketim ürünleri olan yem ve benzeri fiyatlarının aşağı çekilmesi gerektiğini, süt fiyatının arttırılmasını hayvan yetiştiricilerine destek verilmesini önerdi.
Bugüne kadar bazı çevrelerin hayvancılığı yok etmek, dış ülkelere muhtaç duruma düşürmek için çaba harcandığını iddia eden İlgü, yanlış politikalar sonucu ülkenin yerli ırk hayvanlarının yok edildiğini söyledi. Bunda hakikat payı yok mu?
Daha önceleri her köyde yüzlerce koyun, keçi manda vardı. Şu anda bu hayvanları görmek mümkün müdür?
Hayvancılık için zorunlu olan meraların bir bölümü satıldı. Bazıları ise başka amaçlarla kullanılıyor. Mera olmayan yerde hayvancılık olur mu?
HİÇ OLMAZSA KORUNACAK BİR YER YAPILAMAZ MI?
Edirne Merkez Carrefour yanı hem şehir içi minibüs durağı hem de köylere gidecek vatandaşların durak yeri. Her türlü hava koşullarında yolculuk yapacak insanlar burada setlerin üzerinde araç bekliyor.
Önümüz kış ayları, yaz günlerinde bir sorun olmayabilir. Kış aylarında açık havada araç beklemenin ne kadar zor olduğunu ancak yaşayanlar bilir. Buradaki vatandaşların yetkililerden talebi, durak yerine bir sığınacak yer yapılması. Bunda da haklılar. Edirne içinde hemen hemen her durakta yolcu bekleme kabinler var. Burada da bir çözüm bulunamaz mı?
Yetkililere iletirim.
*****************************************************
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
ÜLKEMİZDE DAMGA PULUNU 1873 YILINDA BASTIK
Tarihimizde il damga pulu 1873 yılında damga tüzüğünün yürürlüğe girmesiyle kullanılmaya başlandı.
Bundan önce damga pulu yerine varak-ı sahiba denilen damgalı kağıtlar kullanılırdı. Damgalı kağıtların ilk kez kullanılmaya başlanışı da Telmas adında bir İspanyol’un devlete gelir sağlamak için verdiği önergeyle olmuştu.
ÖZLÜ SÖZ
Biz insanlar, mutluluğumuzun değerini ancak onu kaybettikten sonra anlarız.
Edirne Öğretmenevi kimsenin bilmediği bir nedenle sessiz sedasız gerekçe gösterilmeden bir süre önce yıkıldı.
Bu bina o kadar sağlam bir binaydı ki, yıkım işinde çalışanlar binanın çürük olduğu için yıkıldığını duyunca hayrete düştüler.
Binanın yerine ne yapılacağı ise belirsiz. Bazı söylentilere göre bu bina yerinin bir üniversiteye verileceği yolunda iddialar var.
Edirne Öğretmen Evinin yapılışında öğretmenlerin büyük çabası oldu.
Eğitim emekçileri binanın yapılması için maddi katkıda da bulundular, yapılması için gayret gösterdiler. Burada yurdun dört bir yöresinden gelen öğretmenler konaklıyor. Meslektaşları ile sohbet ediyorlar, anılarını tazeliyorlardı.
Bu eğitimcilerin bir araya geldiği uyduruk gerekçe ile sağlam bina hiç uğruna yıkıldı.
Bu binaya çürük raporu verenlerin, bu iddialarını kanıtlamaları mümkün değil.
Öyle sanıyorum ki, Öğretmen Evinin yıkılmasında başka amaçlar da olabilir. Onlar henüz su yüzüne çıkmadı, yakında kokusu çıkacaktır.
Sorunun en acı olan tarafı, bu binanın yapılmasına katkı yapan eğitimcilerin binanın yıkılışında seslerinin çıkmaması.
Kendi emekleriyle yapılan bir yerin yıkılmasını nasıl kabullendiler, buna tepki göstermediler. Bu binanın bugünkü Öğretmenler Lokalinden farklı bir özelliği vardı. Eğitimciler için yemekhane konaklama sağlanıyordu. Ayrıca konferans gibi etkinliklerin yapılacağı salonu mevcuttu.
Tüm bu imkanlar yok oldu gitti, bu olanlara karşı eğitimcilerin suskunluğunu anlamakta zorlanıyorum.
İTHAL ET KONUSUNDA İLGİLİ KURUMLARIN NEDEN SESİ ÇIKMIYOR?
Ülkemizde hayvancılığa büyük zarar verecek et ithalatını hükümet uygulamaya koydu.
Bazıları ucuz et alıyoruz diye bu uygulamaya sevinmiş olabilir. Aslında bu tür ithal politikası ülkeyi dış ülkelere bağımlı hale getirir.
Bugün verilen ucuz et yarın ‘Bunlar bize muhtaç’ diye daha pahalı satılır. O zaman ne yapılacak?
Bu konu hakkında bilgisine başvurduğum Trakya Veteriner Odası Başkanı Dr. Erdal İlgü, iç üretim sağlanmadan böyle dışarıdan et ithal edilerek soruna çözüm bulunamayacağını, buna çare olarak hayvansal tüketim ürünleri olan yem ve benzeri fiyatlarının aşağı çekilmesi gerektiğini, süt fiyatının arttırılmasını hayvan yetiştiricilerine destek verilmesini önerdi.
Bugüne kadar bazı çevrelerin hayvancılığı yok etmek, dış ülkelere muhtaç duruma düşürmek için çaba harcandığını iddia eden İlgü, yanlış politikalar sonucu ülkenin yerli ırk hayvanlarının yok edildiğini söyledi. Bunda hakikat payı yok mu?
Daha önceleri her köyde yüzlerce koyun, keçi manda vardı. Şu anda bu hayvanları görmek mümkün müdür?
Hayvancılık için zorunlu olan meraların bir bölümü satıldı. Bazıları ise başka amaçlarla kullanılıyor. Mera olmayan yerde hayvancılık olur mu?
HİÇ OLMAZSA KORUNACAK BİR YER YAPILAMAZ MI?
Edirne Merkez Carrefour yanı hem şehir içi minibüs durağı hem de köylere gidecek vatandaşların durak yeri. Her türlü hava koşullarında yolculuk yapacak insanlar burada setlerin üzerinde araç bekliyor.
Önümüz kış ayları, yaz günlerinde bir sorun olmayabilir. Kış aylarında açık havada araç beklemenin ne kadar zor olduğunu ancak yaşayanlar bilir. Buradaki vatandaşların yetkililerden talebi, durak yerine bir sığınacak yer yapılması. Bunda da haklılar. Edirne içinde hemen hemen her durakta yolcu bekleme kabinler var. Burada da bir çözüm bulunamaz mı?
Yetkililere iletirim.
*****************************************************
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
ÜLKEMİZDE DAMGA PULUNU 1873 YILINDA BASTIK
Tarihimizde il damga pulu 1873 yılında damga tüzüğünün yürürlüğe girmesiyle kullanılmaya başlandı.
Bundan önce damga pulu yerine varak-ı sahiba denilen damgalı kağıtlar kullanılırdı. Damgalı kağıtların ilk kez kullanılmaya başlanışı da Telmas adında bir İspanyol’un devlete gelir sağlamak için verdiği önergeyle olmuştu.
ÖZLÜ SÖZ
Biz insanlar, mutluluğumuzun değerini ancak onu kaybettikten sonra anlarız.
ELAUTUS