2018 yılı bir dizi acı tatlı anılarıyla geride kaldı. 2018 yılı bugün olmasa da önümüzdeki yıllarda yıl süresince gerçekleşen olaylarıyla tarihteki yerine alacaktır.
Bugün muğlak, gerçeği belirsiz olan konular bir süre sonra gün yüzüne çıkacaktır
2018 yılının özellikle toplumun emekçi kesimleri ve dar gelirlileri emekliler için huzurlu ve iyi geçtiğini söyleyemeyiz.
Geçtiğimiz yılda yeterli olmayan gelirleriyle geçim zorluğu çekenlerin sıkıntıları azalacağı yerde arttı, İstatistikler bunu gösteriyor.
Devletin yardımı ile geçinmek zorunda kalanların sayısı her geçen yıl artıyor.
Bu durum iyiye alamet değil. İlimizde insanlar için iş sahalarının azalması, toplumda huzursuzlukların da artmasına neden oldu .
Aile kavgaları, bu kavgaların bazen cinayete kadar gitmesi, insanlarımız arasında kin ve nefretin artışı yok yere husumet, katliamlar , kadına yönelik şiddet, sağlık çalışanlarına öğretmenlere yönelik saldırıların altında toplumun geçim sıkıntısının yanında siyasilerin sokak kavgasını andıran tartışmalarının yol açtığını inkar edebilir miyiz.
Bugüne kadar dost ve kardeşçe geçinen insanlarımız siyasilerin tahrikleriyle birbirine hasım haline geldi.
Bu görüntüler asırlardır dostluğu ön planda tutan, düşmanlık gütmeyen iyi ve kötü gününde birbirinin yardımına koşan halkımıza yakışmıyor.
Bizim halkımız böyle değildi her zaman dostluğu yardımlaşmayı ön planda tutardı.
Birileri adete halk arasında geçimsizlik, kutuplaşma , husumet yaratmak istedi.
Ne yazık ki siyasilerimiz de yaptıkları kutuplaştırıcı4 konuşmalarıyla buna çanak kuttu.
Toplum arasında yaratılmak istenen düşmanlık kimseye yarar sağlamaz.
Dileğimiz o ki inşallah 2019 yılı tüm bu olumsuzlukların yaşanmadığı halkımızın arasında dostluk ve kardeşliğin arttığı sevginin hoşgörünün hâkim olduğu bir yıl olur.
Bunu sağlamak için de siyasilerimize büyük görevler düşmektedir.
Lütfen tahrik edici konuşmalarınızla toplumu kutuplaştırmayın. Konuşmalarınızda halkı birleştiren dostluğu sevgiyi arttıran üslup kullanın. Yaratılan gerginlik sonunda en çok siyasilere zarar getirir.
Tarihimiz bunun acı örnekleriyle doludur.
Ondan ibret alınız.
Tüm bu duygularla 2019 yılının halkımıza ve tüm insanlığı barış ve kardeşlik huzur, mutluluk getirmesi dileklerimi sunar kadirşinas Edirne halkının ve milletimizin yeni yılını en içten duygularla kutlarım.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
ESKRİMİ TÜRKİYE’YE O ÖĞRETTİ
Türkiye’de ilk eskrim öğretmeni Hüsnü Bey’di. 1901 yılında Fuat Balkan, Ömer Lütfi ve Refik Bey’leri çalıştırarak ilk Türk eskrimcilerini yetiştirdi.
Bu üç eskrimci 2. Abdülhamit’in önünde İtalyanlarla yaptıkları karşılaşmaları kazanınca, padişah buyruğuyla eskrim askeri okullarda zorunlu ders olarak öğretilmeye başlandı. 1906 yılında Edirne Harp Okulu’nun öğretmenliğine Fuat Balkan atandı.
HAHAM OLAMAM YA
Bekri Mustafa, bir Yeniçeri, bir Cebeci içki içmekten Bostancı başının huzuruna getirilir.
Bostancıbaşı sorar: “Sen kimsin?”
“Yeniçeriyim.”
“Ağa, ben de yeniçeri ağasıyım vurun 50 sopa.”
“İkincisi, cebeciyim deyince ağa da ben de cebeci başıyım der vurun 50 sopa”
Sıra Bekri’ye gelince Bekri: “Haham’ın odacısıyım” der.
Bekri’nin bu sözleri üzerine Bostancıbaşı yutkunur… “Ben de Haham olamayacağıma göre salıverin keratayı” der.
FIKRA
KİBRİT SAĞLAM
Akıl hastasının biri kibrit kutusunu açtı içinden bir kibrit çekerek çaktı, yanmadı, onu yere attı. Bir yenisini çıkardı onu da çaktı o da yanmadı. Onu da yere fırlattı. Üçüncü kibrit ateş aldı.
Akıl hastası kibritin yanması üzerine “ Bu yanıyor onu saklayayım” dedi.