BANA GÖRE DEDİM ZATEN…

31.Mart seçimleri nedeniyle ülke genelinde olduğu gibi Edirne’de de yapılan partiler arası ittifakları doğru kabul etmediğimi ve herkesin kalbindeki partinin adayına oy verme hakkının elinden alınacağı anlamı taşıdığını yazdım.

Örneklerde vererek izah etmeye çalıştım.

Hayatı boyunca sol partilere oy vermemiş bir sağ görüşlü parti mensubu vatandaş seçimlerde CHP ye oy vermek zorunda kalacak.

Hoş, vereceğini zannetmiyorum ama bu seferde bir anlamda partisinin almış olduğu karara uymadığı içinde siyasi bir yanlış yapmış olacak.

Yıllarca CHP ye oy vermiş, DSP yi bile sol parti olduğu halde kendinden saymamış bir solcu ve devrimci anlaşma gereği sağ partilerden ayrılarak oluşturdukları İYİ Parti adayına oy verecek yani İYİ Parti amblemine mührü basacak.

Çok kolay bir durum olmasa gerek değil mi?

Birkaç okurum yazmışlar ve “Genel Merkezlerin almış olduğu kararı yanlış kabul ederek karar dışına çıkmak yakışmaz” demişler.

Bunun yanında Ak Parti ile MHP arasındaki ittifak nedeniylede iki parti mensubu vatandaşların diğer partiye ait adaya oy kullanmada zorlanacaklarını ifade etmişler.

Neyse bunlar bizi aşan konular tabiî ki.

Kim kimi istiyorsa ona oy versin.

Beni çok fazla ilgilendirmiyor zaten ve ben yaşanılan ve sorun olarak gösterilen durumları anlatmak adına konuyu kaleme aldım zaten.

Ama artık partiler ve bilhassa da CHP ver İYİ Parti artık adaylarını açıklamalıdır.

Birde ittifak denilen bu siyasi buluşun gerekli hallerde ve yerlerde kullanılması gerekir bana göre.

Mesela; 2014 yılı yerel seçimlerinde CHP nin % 32.2 DSP nin %24.5 sol oy aldığı İpsala İlçesinde % 37.2 ile seçim kazanan Ak Patiye karşı İYİ Parti ile ittifak yapmaya gerek var mı?

Sen o dönemin DSP oylarını CHP ye kazandırabiliyorsan zaten seçimi farkla kazanırsın.

Ama; DSP oylarının, Edirne’de değil Trakya da ilçesine en fazla yatırım yapan Belediye olarak anılan Ak Partili Başkan Mehmet Kerman tarafından partisine çekildiği endişesi yaşıyorsan o zaman haklısın.

Siyaset bambaşka bir atmosfer aslında.

Her zaman söylediğim gibi de herkesin yapacağı ve başarılı olacağı bir iş değil.

Hani bir söz var ya; “siyaset buz pisti gibi kaygandır” diye.

İşte onun için son dakikaya kadar hiçbir şey kesin değildir.

Değişkenliğin en fazla yaşandığı bu ortamda rol alanların da bunu bilerek yola çıkmaları gerekir ve aksi halde zaten bir yerini kırarak kenara çekilmek zorunda kalırlar.

Partilerin çalışmalarına gelecek olursak; en faal durumdaki parti şu an için Ak Parti ve Adayı Koray Uymaz.

Gece gündüz vatandaşlar ile temas halinde kendini anlatmaya çalışıyor.

CHP de her seçimde görmeye alıştığımız hız ve azmi fazla göremiyorum şahsen.

CHP nin seçim öncesinde en etkili organları olarak bilinen Kadın Kolları ve Gençlik Kollarında da eskiye oranla performans düşüklüğü var sanırım.

Tecrübeli siyasetçi Başkan Recep Gürkan henüz alışık olduğumuz çalışma ortamına girmedi.

Siyasette “Mevcut Başkanların diğer adaylara göre şansları daha yüksek olur” görüşü ne kadar hayata geçecek ilerleyen günlerde göreceğiz.

Ama benim bildiğim ve tanıdığım Recep Gürkan’ın bir bildiği ve planladığı uygulaması vardır ve yakında etkin biçimde hayata geçecektir.

Tüm Partilerimize ve adaylarına başarılar diliyor, Edirne’miz için en hayırlı ve yararlı olacak olan oluşumun gerçekleşmesini temenni ediyorum.