Müslüman ülkelerinin iki dini bayramı var, Ramazan ve Kurban Bayramı. Bu yıl kutladığımız Ramazan Bayramının ardından şimdide Kurban Bayramını kutlayacağız. Dini bayramlarımız toplumda ailelerin birbiri ile dostluklarını tazelendiği hasretliğe giderildiği kutsal günlerdir.
Bayram günleri geldiğinde aileler talaşlıdır bayram hazırlılıklarını yaparlar. Her günler öncesi bayrama hazırlanır, dört gözle hısım akrabalarının yolunu gözler.
Son yıllardaki ekonomik zorluklar yaşam koşullarının ağırlaşması aileleri birbirinden kopardı .Aile bireyleri geçimlerini sağlayabilmek için yaşadığı çevreden ayrılıp gurbete gitmek zorunda kaldılar.
Daha önceleri ailelerinden ayrıldıklarında sudan çıkmış balığa dönen Trakya insanımız gurbete iyice alıştı. İşte böyle katsal bayram günlerinde ana babalar evlatlarını doğduklarla yerlere gelip aileleriyle kucaklaşmasını hasret gidermesini torunlarını kucaklamasını bekliyor.
Ne yazık ki gelişen teknoloji iletişimde kalaylık ailelerin buluşmasını, kucaklaşmasını engelliyor. Aileler yakınları ile buluşarak bayram kutlama yerine,bir telefon ve mesajla bayram kutlamayı uygun görüyor.
Bu arada tatilden yararlanıp ailesiyle bir araya gelme yerine sahillerde yeni geçici dostlarla bayram kutlanıyor.
Yemeklerini yapıp yavrularının kucaklama, sevgisini pekiştirme özlemi çeken anne babaların beklentileri boşa gidiyor gözleri yollarda kalıyor.
Halkımızın birilik beraberliğinin çimentosu olan, asırlardır süregelen manevi duygular bağlar, dostluklar gelişen haberleşme teknolojisi yeni özentilerle bir biri ardına yok oluyor.
30 Ağustos Zafer Bayramı ile birleştirilip on güne çıkarılan bayram tatilinde bakıyorum, Edirne’de in cin top oynuyor ,şehirde kimseler kalmamış . Uzun tatilden faydalanan insanlarımız bu kutsal günlerde ailesi ile kucaklaşma yerine sahillere ve başka yörelere göç ettiler. Ekonomik durumu uygun olanlar yurt dışı seyahatine çıkarak akıllarınca tatilin tadını çıkarıyor.
Aslında,bu milli geleneklerin amacından saptırılarak kutlanması toplumun bağlarını zayıflattığını bu konunu uzmanları söylüyor. Bayramların, geleneklerin toplumun sevgi bağlarını güçlendireceğini belirtiyor.
Bayramlar böyle ailelerden kopuk başka amaçla kullanılırsa o toplumun sevgi bağları zedelenmez mi?
Böyle bayram günlerinde yakınlarını evlatlarını bekleyen ailelere bu eziyet reva mıdır ?
Onun için eski dini bayram günlerini özler hale geldik, böyle günlerde bir araya gelen aile bireyleri anılarını tazeler küçükler büyükleri ellerini öper, çocuklar komşularına giderek bayram sevincini paylaşırdı.
APARTMAN YAŞANTISI TOPLUMDA SEVGİYİ AZALTTI
Apartman sevdasının az olduğu dönemlerde aileler konu komşu arasında sevgi bağları çok güçlüydü. İyi gününde kötü gününde herkes birbirine yardıma koşardı. Komşular akrabalardan yakındı .
Bayram geldiğinde tüm komşular bir biriyle bayramlaşmayı ihmal etmezdi. Camiden, bayram namazından çıkanlar cami önünde bayramlaşır. Bu günün hürmetine dargınlar barışırdı. Ya şimdi öyle mi? Bakıyoruz her gün gereksiz yere, hiç uğruna insanlarımız birbirini boğazlar hale geldi.
Aynı apartmanda yaşayıp birbiriyle selamlaşmayan birbirini, tanımayan insanlarımız var. Bu sevgi zedelenmesi toplum bağlarına zarar vermez mı? Dilerim ki vermez.
En iyi duygularla tüm okuyucularımızın vatandaşlarımızın mübarek Kurban Bayramını kutlar bayramların ülkemize tüm İslam alemine ve insanlığa huzur, barış getirmesi dileklerimi sunarım.